English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İngilizce / [ E ] / Ethics

Ethics Çeviri İngilizce

1,301 parallel translation
Etiğe aykırıdır, kodu biliyorsun.
Kinda violation of the ethics. You know, the code?
Ahlak konusuna birilerine ders verebilecek son kişi sensin.
You're the last person to be lecturing anybody on ethics.
Ama yine de kötülük örgütümüzdeki iş ahlakımızı koruyabileceğiz.
And still maintain the ethics in the business practices of an evil organization.
Belki de partiye kadar herkese öğrettiğin görgü ve ahlak kurallarını öğrenebilirim. Belki de öylesindir.
Bless me... that I may imbibe at least in part... the ethics and the morality that you have taught everyone
Ama bazen, korkarım ki değerlerim önüme engel çıkarıyor.
But sometimes, I'm afraid my ethics might create obstacles
İşimin gereği bu.
That's the ethics of my job
İşinin gereğiymiş, peh.
Don't give me that job ethics crap
Elbette, intihara destek olmak etik değil.
Of course the ethics of state-assisted suicides....
Etik kurallar en iyi nasıl işler?
How are ethics best served here?
Bunlar değerler ve etik kurallar.
Those are the merits and the ethics.
Yabancı türlerle iletişiminize hayranım, ama Hoshi onunla iletişim kurmak için bir yol bulduğunu söyleyene kadar, niyetinin düşmanca olduğunu varsaymak zorundayım.
I admire your interspecies ethics but until Hoshi tells me she's found a way to communicate with it I have to assume its intentions are hostile.
Ahlâki, kanuni, tıbbi tatbik felsefi, psikoloji, kamu politikası ve dini açıdan ciddi düşünceler var ve bütün bu mevzuları 2 dakika 46 saniye içinde size açıklamaya çalışacağım.
Serious consideration draws from ethics, law... medical practices, philosophy, psychology, public policy, and religion... all topics I plan to explore in the next 2 minutes and 46 seconds.
Adam ahlâk kuralları konusunda suçlu ama tecavüzcü değil.
The man is guilty of questionable ethics but he's not a rapist.
Bu konuşmayı ahlâk kuruluna saklayın Bayan Conrad, ben sadece bunların yasaya aykırı olup olmadığına karar vereceğim.
Save it for the ethics board, Miss Conrad. I'm only here to decide whether the charge tracks under the statute.
Aşağılık bir uyuşturucu avukatından ahlak dersi alacak değilim.
I don't recall signing up for ethics class from a scumbag drug lawyer.
Ya Evrim Etiği ya da Biyogenetik alacağım.
So it's between Ethics of evolution and Biogenetics, I think.
Çalışma ve ahlak.
- Employment and ethics.
Neyse, sevişmenin ortasında Gina'nın Melo'yu dudaktan öptüğünü gördüm ve bu hiç iyi değil çünkü üçlü grup ahlakımıza aykırı.
So anyway, in the middle of our session I look up and I see Gina kissing Melo on the mouth which is not cool because it violates our threesome code of ethics.
Protestan etik kurul, sigaraya karşı savaşanlar grubu.
Protestant ethics committee, anti-smoking group.
Bunu Schinder'in etik kuruluna açıklayabilir misiniz?
Can you explain it all to Schinder's ethics commission?
Etnik kökenlerimiz aynı diyebilirim.
I'd say we had ethics in common.
Daha sonra etiklerini değiştiren her neyse, geçekten böyle şeyler varsa, bunu ben söyleyemem.
Whatever dictated his ethics later on, if indeed anything did, I can't tell you.
Daha fazla felsefe dersleri aldım, özellikle bir tane Mantık'tan ve bir tane de Törebilim'den.
I took more philosophy courses, particularly one in logic and one in ethics.
Bu ilginç ve etik olmali.
That must be nteresting, ethics and all that.
Tuvalet temizlemek ahlaki bir koşul olduğundan beri.
Since when did toilet cleaning become a prerequisite for ethics?
Doğu ve Batı Kıyısı'ndaki cezaevlerinde yatan gangsterleri örgütledim ve suçlular için ahlak kuralları listesi hazırladık.
I organised the OGs on the East and West Coasts in penitentiaries to come up with codes of ethics for criminals.
Herkesin bildiği kendine, beyefendi.
You have ethics, sir.
Sizin okulda Ahlak Bilgisi yok mu?
Your education hasn't given you any ethics?
Etik kurallarını teste tabi tutmak istiyorum.
- Not at all. But i'd like to put your ethics to the test.
Gözlemcinin etik kurallarından bahsedip duruyoruz. Gözlemcilik elbette benim işim.
We talk so much about the ethics of the observer... the observer is my role, of course.
Yani, törelerimiz ne der?
I say, where are the morals and ethics in that?
Ahlak.
Ethics.
Meclistekilerin iş ahlâkımızı sorgulamaması hepimiz için en iyisi olur Lauren.
Just so we're clear, it's in all our best interests to make sure that no one on the Hill questions our ethics, Lauren.
Gazetecilik etiğine pek uymuyor, değil mi?
Talk about journalistic ethics, right?
- Evet ama... - Tıp etiğinin her kuralını ihlâl etmekle kalmıyorsun, hastanın öğrenmesi durumunda bizi dava etme riski yaratııyorsun.
Not only have you breached every principle of medical ethics you've also opened us up to a lawsuit if this patient finds out.
Denobulan tıp etiği kendi iradesine karşı hastayı tedavi etmemi engeller.
Denobulan medical ethics prevent me from treating patients against their will.
Denobulan tıb ahlakının temeli hastanın isteğine dayanır.
The will of the patient is the cornerstone of Denobulan medical ethics.
Senin ahlakın onu tedavi etmene engel teşkil edebilir ama konuşmana engel olamaz.
Your ethics might keep you from treating him against his will... but nothing's stopping you from talking to him.
yoksa ilkeleriniz Antaranlı'ları kapsamıyor mu?
Or don't your ethics apply to Antarans?
- Sizin tıbbi etiğiniz nerede?
- Where are your medical ethics?
Bende hiç ahlâk olmadığını mı söylüyorsun?
Are you saying I have no ethics?
İstemedin mi? Beni sürekli azarlayan sendin. Benim, sözde olmayan ahlâk anlayışım yüzünden azarlıyordun.
You're the one who was constantly berating me... about my supposed lack of ethics.
Ama sen, meslektaşların tarafından... ahlak yoksunu olarak bahsedildin.
But you were repeatedly mentioned... by your colleagues as someone lacking ethics.
Etiği babanla karşılaştırdığımda içim gayet rahat ediyor.
I feel pretty comfortable comparing ethics with your father.
Ahlaki değerler dışında olağanüstü bir başarı.
All ethics aside, it's an astonishing accomplishment.
Dün, ahlaki yönden zayıftın ve bugün, fakülteli kız arkadaşımsın.
Yesterday, you were an ethics violation... and today you are a faculty girlfriend.
Eczacılık etikleriniz umrumda değil.
I'm not interested in your pharmaceutical ethics.
Aksiyon, drama, trajedi, hayaletler, ironi, pişmanlık kumar, ölüm, şüpheli ahlak kuralları, albatros ve yaşayan ölüler var bu hikayede!
It's got action, drama, tragedy, ghosts, irony, repentance... gambling, death, questionable ethics, and an albatross and the walking dead!
Bu biraz moral ister ve sonunda Yahudi kanı oluşur.
Ethics and morality... pissed on! German girls turned into whores! Whores!
Şunu iyi bilmelisin organ nakline dair tıbbi etiklerin neler olduğunu ayrıca şunu da bil
You should know only too well... what medical ethics are regarding organ transplant
O yüzden bana etik hakkında ders verme, Eugene.
So don't lecture me on ethics, Eugene

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]