Evening Çeviri İngilizce
29,672 parallel translation
- İyi akşamlar, Sayın Başkan.
Good evening, Mr. President.
Akşama kadar cevabını alacağını söyle.
Tell her she'll have her answer by this evening.
İyi akşamlar, ben Zack. Aslen İngilizim ama şu an Atlanta, Georgia'da kız arkadaşımla beraber yaşıyorum ve kız arkadaşımın yakın zamanda bir bebeği oldu.
Good evening, hey, I'm Zack, originally from Britain, now living out here in Atlanta, Georgia, with my girlfriend, my girlfriend who recently had a baby.
Sizi, bu akşam düzenlenecek olan ziyafete davet ediyor.
He invites you to feast this evening.
Her akşam senin aşk sözcüklerine geleceğim
Each evening, you'll lure me with whispers of love
- İyi geceler, efendim.
- Good evening madam.
- İyi geceler.
- Good evening.
Maalesef bu akşam başka planlarım var.
Sadly, I have business elsewhere this evening.
O kadar romantik bir akşam geçirdik ki ortamı bozmak istemedim.
Such a romantic evening I didn't want to spoil the mood.
- İyi akşamlar efendim.
Evening, sir.
Sanırım burası "Bu hoş akşam için teşekkür ederim" diyeceğim yer.
I think this is the bit where I say, "Thanks for a lovely evening."
Dün akşam.
Yesterday evening.
Sandra Jordan'ın işten eve giderken kat ettiği güzergah, Ingrid Hjort'un kat ettiği güzergah'la hemen hemen aynı. Her ikisi de parktan ve akşam okulunun oradan geçiyordu.
The route Sandra Jordan took home from work every evening is almost identical to that most likely taken by Ingrid Hjort, in so far as it took them both past the park and the night school.
Yanlış yere çekilir diye onun önünde bir şey demek istemedim ama Ingrid Hjort'un kaybolduğu akşam saat 9'dan sonra, onu gördüğünü söyleyen birini bulduk.
I didn't want to say anything in front of him, it may go nowhere, but we have a sighting of a woman answering Ingrid Hjort's description just after nine, the evening she went missing.
Bay Hodges, o akşam arabanızda oturuyormuşsunuz.
Mr Hodges. You were sitting in your car that evening.
Hoş bir akşamdı ve mesafe biraz kısaydı. Kısa mıydı?
It was a lovely evening - a little run out.
O saatte Wytham Ormanlarına neden gitmesi gerektiğine dair bir neden var mı sizce?
Is there any reason you know why she'd have to go up to Wytham Woods at that time in the evening?
İyi akşamlar.
Evening, matey.
Kaybolduğu akşam da okulu arayan Dr. Lorenz'di.
And it was Dr Lorenz who telephoned the night school the evening she went missing.
Bu akşam nasılsın?
How are you this evening?
- Akşam olunca gittiğini sandım.
- I thought you'd left for the evening.
Bu akşamki eskortum sensin, değil mi?
So, you're my escort for the evening, are you?
Bu akşam Daisy ne yapıyor?
So... what's Daisy up to this evening?
İyi akşamlar.
Good evening.
İyi akşamlar Katherine.
Good evening, Katherine.
Kaçışımızı bu gece yapacağız.
We make our escape this evening.
Grimaud bu akşam son çan çalmadan önce onları göndermemeni söyledi.
Grimaud says don't send them back in until the late bell this evening.
Akşam çanında dönmeleri lazımdı.
They should only have been returned at the evening bell.
Birisi Emma'yı göreceği için heyecanlı olmalı.
Someone's very excited to see Emma this evening.
Herkese iyi akşamlar.
Good evening, everybody.
Şunu da eklemek isterim ki hayatım bu akşam olağanüstü güzel görünüyorsun.
And might I add, my dear, that you look particularly ravishing this evening.
İyi akşamlar doktor.
Good evening, Doctor.
Yarın akşam Ridotto Tiyatrosu önünde buluşalım.
Meet me outside the Ridotto Theatre tomorrow evening.
Bu gece Bayan Jenny ve Efendi Joe ile sinemaya gidiyoruz.
We are to attend the cinema this evening with Miss Jenny and Master Joe.
Bayan Jenny bu akşam Mabie'nin barına gidecekti.
And I believe Miss Jenny is tending bar at Mabie's Tavern this evening.
- İyi akşamlar.
- Good evening.
Bütün akşam sessizdin.
You've been quiet all evening.
- Gecenizi böldüğüm için kusura bakmayın.
Sorry to crash your evening.
Ekibinle beraber gecemi mahvetmeden iki dakika önce yolladım onu.
Oh, he's fine. I had him moved about two minutes before you and your posse disturbed my evening in.
Akşamın nasıl geçiyor?
Hi, Oliver. How is your evening going?
İyi akşamlar, ben Tom Tucker.
Good evening, I'm Tom Tucker. Our top story :
Meg, bu geceye 18 dolar bayıldım. Yani buradan toz olsan diyorum.
Meg, I'm $ 18 into this evening, so can you maybe just get out of here?
Bu akşam, çok şık akşam yemeği partime geldiğiniz için hepinize teşekkür ederim.
Thank you all so much for coming this evening to my very fancy dinner party.
İyi akşamlar Quahog, bendeniz Dallas Portland.
Good evening, Quahog, I'm Dallas Portland.
İyi akşamlar Quahog. Bendeniz Tom Tucker.
Good evening, Quahog.
- Uyku Kasabası için bu akşamın yolculuğunu yapmaya hazır mısınız efendim?
Ready for this evening's trip to Snoozetown, sir?
Kız arkadaşlarından daha hafif olan beyaz erkeklere iyi akşamlar dilerim.
Good evening, white guys who weigh less than their girlfriends.
İyi akşamlar, elciler ve parmakçılar.
Good evening, fingerers and fingerees.
İyi akşamlar yurttaşlarım.
Good evening, subjects.
İyi akşamlar. Ben, eğitmeniniz Glenn Quagmire.
Good evening, I'm Glenn Quagmire, your instructor.
Herkese iyi akşamlar dilerim.
Good early evening, everyone.