Evine Çeviri İngilizce
30,823 parallel translation
Ölen bir ajanın evine gideceğim.
I'm following up on a now-deceased NOC.
Evine, ailenin yanına dön.
Go home to your family.
Al-Qadi evine döndüğünde bekliyor olacağız.
And when Al-Qadi comes home, we'll be waiting.
Evine hoş geldin.
Welcome home.
- Evine hoş geldin.
Welcome home.
Amerikan ordusu evine döner. Beraberinde bütün ekipman, yedek parça ve istihbarat becerilerini de götürür.
The American Military goes home, and with it all of its equipment, all of its spare parts and all of its intelligence capabilities.
Evine gitme.
Don't go home.
Evine git.
Go home.
- Birisi Hank'in evine iki ceset bırakmış.
What's the problem? Somebody dumped two bodies at hank's house.
Dünyanın en ürpertici canavarlar evine...
Home to the world's scariest monsters.
Güney gölü, evine 2 km'den daha yakın.
The south branch is less than four blocks from his house.
Peki, profesyonel futbolcu olarak miadını doldurup... baba evine dönmek zorunda kalan... ve kız arkadaşının... müzik grubundan biriyle çıktığını öğrenen kim olacak?
And who's gonna wash up as a professional football player... and then have to move back home with his dad, and then find out that his girlfriend is dating someone from the band?
Amy Plummer'ın evine gitmiştik de kurutma makinesine sıçmıştın hani?
Amy Plummer's house, and you took a dump in her dryer?
Onu babasının evine götür.
♪ ♪
Evine gidip karısı, oğlu ve iki kızının önünde adamı zorla dışarı çıkarmam gerekti.
I had to go to his house and pull him out in front of his wife, his son, and his two daughters.
Lupe Ramos'un evine ve çalıştığı kuaföre mesaj bıraktım.
I've left messages for Lupe Ramos at home and the salon where she works.
Bu yüzden mi beni evine davet ettin?
That's why you asked me to move in.
Islah evine de gitmezsin.
No time in juvie.
- Evine git.
- Go home.
- Annen evine doğru yola çıktı.
Your mom's heading to your house right now.
Ev sahibine 700 dolar borcumuz var ve hafta bitene kadar ödemezsek annemin evine taşınmak zorunda kalacağım.
We owe the landlord $ 700, and if we don't pay him by the end of the week, we're gonna have to move away and live with my mother.
Tüm sınıfı evine davet etti ve evi son terk eden ben oldum.
He had the whole class over at his apartment tonight, and I was the last one to leave.
Marcus, benden Roxanne Ortiz'in evine dönmemi istedi.
Marcus has asked me to return to the home of Roxanne Ortiz.
Adamlarımdan bazıları senin evine gitti. Bu işlere bulaşan kızın Kathleen'i bulmak için.
I had some fellas swing by your place to see if we could get your daughter, Kathleen, involved in all this.
Seni evine götürelim.
Let's get you home.
Hadi. Evine dön... baba.
Go on, go home...
Ona dava hakiminin evine gidip acilen kefalet talebinde bulunmasını söyleyin.
And tell him to go to the Session judge's home and put in an emergency bail plea.
Şu anda bu adamı evine döndürmek için her zamankinden daha iyi bir şansımız var ama her saniye elimizden kayıp gidiyor.
Could be something as simple as a dog tag from a solider that we knew to be there. Now we have a better shot than ever before of bringing these men home, but it is slipping away by the minute.
# Kilometrelerce uzakta... # Az önce son aileyle de konuştum, onlara sevdiklerinin evine döneceğini söyledim.
So I just spoke to the final family, told them their loved ones are coming home.
İşler çirkinleşmeden önce evine git.
Go home before it gets ugly.
Evine hoş geldin, asker.
Welcome home, soldier.
Adamın biri evine girdi ve seni korkuttu.
A man broke into your apartment and basically terrorized you.
Bu orospu çocuğu benim kızımın evine girdi ve yastığının altına bir diş bıraktı.
That son of a bitch broke into my daughter's home and left a tooth under her pillow- - my tooth!
Pekâlâ, ben gidip milleti evine bırakayım bari.
Okay. I'm gonna get these people home.
Hayır, sen adamların evine girip onlarla seks yapıyorsun.
No, you break into guys'apartments and have sex with them.
Evine baktın mı?
You try his place?
Bu yüzden mi evine gelmemi istemedin?
Is that why you didn't want me to come to your house?
Hangi çetenin evine girdiğini öğrenirler.
They can find out which crew did your house.
Sanırım Marcus'la adamın evine geri gideceksiniz.
So I take it you're gonna go back to his place with Marcus? You're not?
Senin evine geçelim mi?
Why don't we head back to your place?
Uçağına atla ve evine git.
You get on that plane and go home.
Ondan üç milyon dolar kazandığın zaman oyunu kapatırız ; sen de evine gidersin.
Once you've taken him for three million U.S., we'll shut down the game. You go home.
Genellikle, bir ayrılıkta aynı şehirde yaşanıyorsa adamın evine eşyalarını toplamaya gidersin ve sonra sevişirsiniz.
Typically, in a break-up, if you live in the same city, you go to the guy's house to pick up your stuff, and then you do it.
Ondan sonra bir şeyini "unutursun" ve adam senin evine onu getirir ve sonra sevişirsiniz.
Then you "forget something" and he brings it to your place and then you do it.
Bu sırada da Gideon seni evine götürecek.
In the meantime, Gideon will fly you home.
- Onu evine göndermeliyiz.
- We got to send him home.
Presscot Bıçkıevine yakın bir yerden.
Somewhere near the old Prescott sawmill.
Evine değil yani...
Not home, I mean.
Eminim otobüsle evine gidiyordur.
Bet you she's on a bus home.
Umudum o ağaç evine çakacağım son çivinin, babamın üstümdeki etkisinin tabutuna çakacağım son çivi olması yönünde.
- Yeah, as I was saying about myself, ever since the funeral, that voice has been slowly subsiding. - It's like she's constant... It is my hope that the final nail in that tree house will be the final nail in the coffin that is my father's influence.
Evine git.
- Go home.