Fasulye Çeviri İngilizce
2,007 parallel translation
Elimizde 24'er fasulye var yapacağımız da hak ettiğini düşündüğümüz kişilere dağıtmak... Kim o?
We each got 24 beans, so the idea is, you place the bean on the picture of who you think deserves...
Değerimizi, yüzümüze fasulye koyarak göstermişler. Bu da nesi?
They determine our worth by putting beans on our faces.
Neden benim süpürge saçlı resmimde hiç fasulye yok?
What does a bean mean? Why aren't there any beans on this very old, frizzy-haired picture of me?
Fasulye neyi ifade ediyor?
I was just trying to be unbiased.
Stanley hayatta benden fazla fasulye alamaz. Bu çok saçma.
( CHUCKLES ) There's no way that Stanley gets more beans than me, that is ridiculous.
Fasulye ne anlama geliyor?
( ALL chattering lNDlSTlNCTLY ) kevin : What does a bean mean?
Mantarlı fasulye çorbası.
Uh, white bean with truffles?
Mayalanmış kuru fasulye salçası!
Ah! Fermented Black Bean Sauce!
Geçiyordum da bir kâse acılı kuru fasulye istedi canım.
Definitely. I was passing and I got the fancies. A bowl of chilli.
O kadarını biliyorum ama büyükanne ben hastayım ve taze fasulye yiyemiyorum.
Yes, I know it's good, Lola. But I am sick, I can't eat green beans.
Arterite dokunan yiyeceklerden uzak duruyorum. Mesela taze fasulye...
Yes, and I don't eat food that's bad for it, like green beans, for example.
Fasulye nerede?
Where are the beans?
"10 milyon teneke hazır fasulye alacağım" diyorlar.
I'm gonna buy ten million cans of baked beans. "
Fasulye Sırığı ve Jack, Davut ve Golyat'taki gibi büyük ve aptal devi yere seren küçük ve kurnaz adamdır.
That's Jack and the Beans, that's David and Goliath, it is the sneaky little guy defeating the big, dumb guy.
Leonard'ın çalışması, en az ilkokul 3. sınıftakilerin ıslak kâğıt havlunun içinde fasulye büyütmeleri kadar harika.
Leonard's work is nearly as amazing as third graders growing lima beans in wet paper towels.
Kırmızı fasulye ekmeğini 20 parçaya bölmeyi bile öğrendin.
You even had to learn to share the tiny fist-size red bean bread, 10, 20 times over.
- Yine mi fasulye!
Oh! Not beans...
- Bir fasulye mi?
- One bean?
O da fasulye sevmez, hiç koymayayım.
She doesn't like beans, so I'm not going to give her any.
Kendime fasulye hazırladım.
Helped myself to some beans.
- Fasulye lekesi mi?
Is this bean juice?
Takipçiden kaçamazsın, fasulye!
You can't escape the
- Her zaman kırmızı fasulye ve pilavı denemek istemişimdir,
- I always wanted to try red beans and rice,
Eğer iki tane daha bulabilirsen bende bir diğeri için fasulye kutularını aşağı indirip biraz yer açabilirim.
If you manage to find two more, maybe I could find some space down by the beans for another one.
- Sihirli fasulye?
- The magic beans? - Yeah.
Ne kadar uğraşırsam uğraşayım, ben hep tuhaf olandım, fasulye oldum, çürük elmaydım, kara koyundum...
No matter how hard I tried, I was always the odd man out, the last one picked, the screw-up, the black sheep...
- Fasulye.
- It's beans?
Tadı... beyaz fasulye.
It tastes... white beans.
Ben dilbalığı istiyorum yanında patates püresi ve yanında taze fasulye alayım.
I want to go with the lemon sole and some mashed potatoes with it, and a few bobby beans.
Dün, 25 kilo siyah fasulye sipariş verdim fasulye yerine 50 kutu plaj topu geldi.
Yesterday, I ordered 50 pounds of black beans and they delivered 50 cases of beach balls instead.
Sayesinde, domuz eti ve fasulye ile!
Thanks to you, with bacon and beans!
Pastırmalı sandviç, sosis ve fasulye.
Bacon sangies, sausage and beans.
Beyaz tahıI mı, fasulye mi, ne yetiştirsem?
White grain or bean, what to grow?
Büyüyen fasulye... beyaz tahıI... ve Kolza çiçeği
Grow some bean white grain and rapeseed flower
Kim fasulye ister?
Who wants beans?
Günde üç kez yeşil fasulye çıkıyor.
We got lima beans three times a day.
Yargıç Ranch'in emriyle ekmiştik,... bu yüzden fasulye yiye yiye, fasulye ağacına döndük.
The Honor Ranch planted a bumper crop of lima beans so we got them coming out of our ears.
Yeşil fasulyeli güveç, jöle, kremalı fasulye.
Lima-bean stew, in Jell-O, creamed lima beans.
Bana bira ve fasulye verin, hepsini yola getireyim.
Bring me beans and beer, everybody steer clear.
Evet, İspanyolcada bildiğim sözcükler "daha fazla bira ve büyük fasulye" den ibaret. Ve "gran de frijoles."
Yeah, the only Spanish that I know is mas cerveza and grande frijol.
"Koca fasulye" demek.
"Big bean," it means.
"Fasulye, fasulye, fasulye."
" Beans, beans, beans.
Acaba neden bu ülkedeki herkes esprilerinin içine fasulye ekliyor?
What is this country's obsession with putting beans in everything? "
- Sizleri fırında kuru fasulye...
- I'm gonna turn you baked beans...
Bana şu fasulye şeyinden yaptırdı, adamım.
- He made me do that bean thing, man.
Fasulye şeyi de ne?
- What bean thing?
Bilirsiniz, hani fasulye penisten içeri sokuluyor ya.
You know, when you put a bean up the end of your knob, man.
Ne bir fasulye sapığına ne aptal bir Pakistanlıya ne de Hindistan cevizi tipli birine ihtiyacım var.
I've got no need for a beanfucker or a TV Paki or a coconut spook.
Sonra aşağı inip fırında fasulye yapacağım.
Then come back down and make beans on toast.
Hey, siz burada ne yapıyorsunuz? Fasulye ne demek oluyor?
Hey, what are you guys doing in here?
Michael, fasulye neyi ifade ediyor?
kevin :