Feather Çeviri İngilizce
1,422 parallel translation
Kartal tüyü, şarkı, davullar, hepsinin bir araya gelmesi akıldaki tek bir düşünceyle olur bu, yaratıcının iyileşme ve ahenk için dualarını duymasıdır.
As the eagle feather, as the song, as the drum all come together, it is with one thought in mind that creator would hear their prayer for healing and harmony.
- Şişman, tembel, Ve son derece kabadır. Ama eğer kıla tüye aldırmıyorsan, Ki aldırıyorum. Büyüyünce bir domuz olabilirsin.
♪ And if you don't give a feather or a fig, you might grow up to be a pig!
Ama kıla tüye aldırmıyorsan,... Büyüyünce domuz olabilirsin. Ama bir yıldızın ucunda Sallanmak istiyorsan,
♪ But if you don't care a feather or a fig, you might grow up to be a pig
En azından şu anda tavuk kıyafetinin içinde Carlos'un kafasında kuluçkaya oturmuyor.
Of course, he's not squatting in a feather suit trying to hatch Carlos's head.
Yüzde yüz italyan kaşmiri ve kuştüyü gibi yumuşak.
It's 100 percent Italian cashmere and light as a feather.
Eğer kalbim bir tüyden daha ağırsa, ruhumda hala günah var demektir.
If my heart weighs more than a feather, my soul still contains sin.
Tüylü kuşlar beraber uçuyor.
Birds of a feather flop together.
Bir deve kuşunu donatacak kadar- -
- Enough quills to feather an ostrich- -
- "Kuşlar" 600 dolar.
- "Birds of a Feather" for 600.
Dört adet şişman Mephistophelean yengeci bul, bir adet Artichoke bitkisi kalbi, iki taze dişi mango, on iki damla geceyarısı yağmuru... bir siyah horoz tüyü.
Find four fat Mephistophelean crabs, the heart of an artichoke, two ripe female mangoes, twelve drops of midnight rain - Feather of a black rooster.
- Kuş tüyü yastıklarda saten...
- submerged in feather pillows and satin... - [Door Opens]
Ve işte Aaron'ın Prenses Alla'dan altın tüyü alması.
And here's where Aaron gets the golden feather from princess alla. Uhh. Aah!
Ve altın tüy, o neydi?
And the golden feather, what's with that?
Bilmiyorum, tüyden bir yatak sayılır mı?
I don't know, does a feather bed count?
Ben Gölgeler Kitabı'na bakacağım ve bu baykuş tüyüyle onu aramayı deneyeceğim sizde Piper'in şalgamı için ne çözüm bulabileceğinize bakın.
I'll look in the Book of Shadows and try and scry with this owl feather you guys see what you can come up with for Piper's rutabaga.
Hayır, baykuş tüyüyle aramayı denedim ama insan formundayken işe yaramıyor.
No, I tried scrying with the owl feather but it must not work while he's human.
Yüzünde bir maskeyle odama gelirdi... ve "Zorro ve Consuelo" oynardık... ve göbeğime tüyle "Z" çizerdi... sonra da, kılıcıyla.
He would come into my room wearing a mask... and we would play "Zorro and Consuelo"... and he would make a "Z" on my tummy with a feather... and then later, with his sword.
- Kafanda bir tüy var.
- You have a feather.
Mükemmel tüy fiskelerini amaç edinenler için bir kahramandır o.
A hero to many who aspire to the perfect feather flip.
- Bir kuş tüyü.
- [Isabel] A bird feather.
Bir kuş kanadı.
[Isabel] A bird feather.
O akşam Charlotte koca avcısı olarak yeni kariyerine başlarken Miranda stressiz yuvasına döndü.
That evening, as Charlotte began her new career as a husband-hunter, Miranda returned home to feather her stress-free love nest.
Pekâlâ, ne derler bilirsin, Sullivan- - ağzı olan konuşur...
Well, you know what they say, Sullivan- - birds of a feather...
Sadece Gözlerini Kapa Ve Kendi Yatağın'da Olduğunu Hayal Et. ... Yumuşak Bir Yatak Ve Güzel Kuş Tüyü Yasık İle Birlik'te
Just shut your eyes and imagine you're back in your own bed with a soft mattress and a lovely feather pillow.
Kuş Tüyü Kadar Hafif Olmasına Karşın Ejderha Derisi Kadar Sert.
As light as a feather, and as hard as dragon scales.
Günün 24 saati bir gül. Bir de kasığına o tüyü yaptırdın.
And to top it off, you got that feather or whatever down by your crotch.
Onun adını bir tüyle kapattırdığım için gurur duy. Bunu sevgimden dolayı yaptırdım.
And you ought to be damn proud that I covered her name up with a feather that way...'cause I done it for you out of love.
Onun kanına bir tüy batırır ve kendine bir mektup yazar Çocukluğunun cansız anlarına Babası onunla yattığında
She dips a feather into his blood and writs a letter to herself dissouled lines to her childhood while her father slept
Kuş gibi hafifsin.
Light as a feather.
Asanızda bulunan kuyruk tüyünü veren anka kuşu bir tüy daha vermişti.
It so happens that the phoenix whose tail feather resides in your wand, gave another feather.
Sanırım bir tüye daha ihtiyacımız olacak Profesör.
I think we're going to need another feather over here.
Feather ( kuş tüyü )?
What was your name again? Feather?
Feather değil, Heather.
It's not Feather, it's Heather.
İmparatorluğun beyanına göre İmparator'un ordusunda tek bir yaşam tüyden daha hafiftir.
According to our Imperial Rescript, in the emperor's army, a single life weighs less than a feather.
Hayır! Yalnız yaşamanın sonucu tüyden bile hafif olmak mı?
What is the consequence of a single life weighing less than a feather?
"Bir tüy gibi..." Öyle demişti.
There was a feather. He said...
"Tüy gibi basit ve sade şeylerde sihir vardır" demişti.
"there's magic in something as simple as a feather."
Derisinden çok güzel ayakkabı olur.
It can be the feather of leather-shoe in good quality.
Büyük ihtimal siyah kadife bir elbise giyip, başına da tüy takmıştır.
she's probably in black velvet with a feather in her hair.
Güzel kadının başımın üstünde yeri var.
The most beautiful feather on my cap.
Küş tüyü var üzerinde onu da analiz ettir
There's a feather. Take it too.
Mendilde bir kuş tüyü bulduk!
We found feather on the handkerchief.
Bekli de sadece numunedir?
Could the feather belong to a specimen?
Kanlı tüyleri yoktu.
It didn't have a bloody feather on it!
Bu şekilde altında imza olan listen, şapkandaki tüyden daha az gürültü çıkarır.
A muckraking piece like this with your by-line would be quite a feather in your cap.
Şey, mecburum, kendisi bir tüy kadar sağırdır.
Well, I have to, he's as deaf as a feather.
Bende. Saçmalama.
You're light as a feather.
- Öyle ki şimdi düşüp bayılacağım.
The teeniest feather could knock me out.
Tüyleri onları birleştirir.
go down, one feather. "
Toz da alıyor musun?
Do you dust too, with a little feather duster,
Toni de eve veda etti dön,'üşü, zıpla hepsi senin yüzünden hepsi senin yüzünden hepsi senin yüzünden
With your blow-dried feather back Toni Home Wave, too Flip,'fro, frizz, flop