Fener Çeviri İngilizce
1,325 parallel translation
Bu kırmızı bir fener olacak.
That'd be a red flashlight.
Fener var mı?
Flashlight?
Korkunçtu. Kafatasında bir delik vardı. Yanına yaklaştığımda fener elimden fırladı.
Horrible, the face had a hole in it and when I got up close to it, it was like somebody turned out the lights, I don't know...
Vivi, bana bir fener getir!
Vivi, get me a flashlight!
Fener bul bir tane.
Get a flashlight.
- Bekle, bir fener getireyim.
- Just hang on, I'll get a torch. - Are you all right, Jim?
Fener getirebilir misin?
Can you get a flashlight?
Bir dahaki sefere fener getirin der gibi.
It's a dress that says, "hello, boys. Next time bring a torch."
- Fener işe yarar mı?
Does a torch work on dresses?
- Fener mi?
A torch?
- Fener işe yarıyor muymuş?
Apparently. Torches work on dresses?
İçinde fener ve küçük bir alet çantası var.
You will find a flashlight and a small tool kit. Ah.
John Steward olarak da bilinen Yeşil Fener.
The Green Lantern, known as John Stewart.
John Steward, Yeşil Fener.
- John Stewart, the Green Lantern.
Sen John Steward olarak bilinen Yeşil Fener misin?
You are the Green Lantern known as John Stewart?
Yeşil Fener yakınımızda.
Green Lantern is close by.
- John Steward olarak bilinen Yeşil Fener sen misin?
You are the Green Lantern known as John Stewart?
Fener Birliğinin birbirine vefası buraya kadarmış yani.
So much for the vaunted loyalty of the Lantern Corps.
Fener birliğinin zayıflamasına tanık olduk ve saygınlıklarınıi kalacı bir şekilde lekeledik.
We've sown dissension among the Lantern Corps and stained their reputation.
Biz Korumaların Fener Birliğinin güç kaynağını kontrol ettiğimiz doğru.
guardian : It's true that we Guardians control the Lantern Corps'power source.
- Fener Birliğinden önceydi.
It was before the Lantern Corps.
Fener, yüzüğün...
WONDER WOMAN : Lantern! Your ring!
Ben fener getireyim, yakında hava kararacak. Her şey için üzgünüm.
And, ah, bring torches'cause it'll be dark soon.
Çantalarınızda kask, çivili botlar, ip, pusula, erzak... fener, mum ve kibrit olduğundan emin olun.
Make sure your packs contain a hardhat, spiked boots, rope, compass, rations lamps, candles and matches.
Hala hiçbir şey yok, zifiri karanlık bir fener getirebilirdim
Still nothing. Pitch black coulda woulda shoulda brought a flashlight
Evet. Fener kulesinde çalışıyorsan bu tamamen mantıklı.
Yeah, that makes perfect sense if you work in a lighthouse!
Yarim metre ilerideki bu canavar bir fener baligi.
This monster, half a metre across, is a hairy angler.
Yarım metre ilerideki bu canavar bir fener balığı.
This monster, half a metre across, is a Hairy Angler.
Bu titrekçe parıldayan taraklılar - fener balıkları -... avlarını yapışkan, tel kafese benzeyen ağlarla yakalarlar.
These shimmering comb jellies - sea gooseberries trap their prey with sticky net-like webs.
Bu bir fener kulesi, ben de denizciyim.
It's a lighthouse, I'm a sailor.
fener trenleri gibi.
- You haven't seen it.
Kızıl Fener'in çırakları mı?
Apprentice Red Lanterns?
Annie ise bir fener.
If anyone can wake up Rose Red, she is the one.
Anne fener nerede?
Where's the flashlight?
Ve biraz fener gibi yanan ama birazda ısıtan... kağıt parçalarından.
An ordinary sheet of paper burns like a torch... but gives off little heat.
Ama burada bile fener çiçeği gibi renk cümbüşü var.
But even here, there are splashes of color,
Pekala, radarı boşver, fener kulesini ara.
Take your eyes off of the radar and look for the lighthouse.
Gökyüzüne tuttuklarında görüp yardımlarına koşabileceğin bir fener yoktu.
You don't have a signal folks can shine when they need help.
Arabadan fener getireyim.
I'll get a torch from the car.
Size fener veriyorum.
I'll give you lanterns
Burada fener var.
IT'S GOT A FLASHLIGHT HERE.
Ön otopsi raporuna göre... fener darbesi, küçük bir yaraya yol açmış.
Preliminary autopsy report says the flashlight blow was a minor injury.
Sen ve Yeşil Fener'in kurtardığı izotoplar.
The isotopes from the robbery you and Green Lantern broke up?
Flaş, Yeşil Fener, burası Gözetleme Kulesi.
Flash, Green Lantern, this is the Watchtower calling.
Yeşil Fener'den Gözetleme Kulesi'ne.
Green Lantern to Watchtower.
Kimsin bilmiyorum ama sen Yeşil Fener değilsin.
Whoever you are, you're no Green Lantern.
Evet, ben Yeşil Fener, onlar da Flaş, AtmacaKız ve Jonn Jonnz.
I'm Green Lantern. That's Flash, Hawkgirl and J'onn J'onzz.
Bu Yeşil Fener.
It's Green Lantern.
Fener...
Lantern!
Herkes için birer fener getirdim.
There's a flashlight for each of you.
Fener!
A lamp!