Fights Çeviri İngilizce
3,744 parallel translation
Dünya onunla dövüştüğünde, karşılık verebilsin diye.
So when the world fights, he fights back.
Gücünüzü kullanabilmek için gece gündüz yumruk atmalısınız.
To use your strength properly, you should practice fights night and day.
Zodanga asla adil savaşmaz.
Zodanga never fights fair.
Fakat Virginia bizim için savaşır!
But Virginia fights for us!
Defalarca burnu kırıldı, kıkırdaklarından birini aldılar. Yani bar kavgalarının biri bitmeden biri başlıyor.
Nose been broke so many times, he had the cartilage taken out so there wouldn't be downtime between bar fights.
Kardeş, kardeşle savaşır.
Brother fights brother.
Yine yanlış gerekçelerle yanlış kavgalara dalıyor.
Still getting into the wrong fights for the wrong reasons.
İnsanlığı Yüceltme Projesi başlar ve Wille Son Darbe'yi durdurmak için son savaşına çıkar.
The Instrumentality Project begins, and Wille fights the final battle in order to stop the Final Impact.
Üst sınıf yerlerde olan çok özel dövüşçüler var
- You see, there are these special fights in private high-class locations.
Tüm bu dövüşler böyle hazırlıksız mı oluyor?
Are all these fights so wild and unpredictable?
O sıkıştırır.Dövüşleri organize eder.
Nedish creates wedges. He fixes fights.
Dövüşçüleri değiştirmeye ya da iyleştirmeye çalışan bana cevap vermek zorunda kalır.
- Anyone who tries to fix or manipulate any of the fights will have to answer to me.
İnsanlar normal dövüşlerde sebzeden ötesine geçiyorlar
People become more than vegetables in regular sanctioned fights.
- 16 hepsi ve sen de 4 dövüşçüyü yenmelisin ki hepsini yenebilesin
- 16 in all, counting you. Means you'll have to win four fights to win it all.
Çocukken daha kötü kavgalar ettik
We had worse fights when we was kids.
- Sonny bazı dövüşçülerin bilerek yenildiğini düşünüyor
- Sonny thought some of the fights were pushovers.
Çirkin savaşların en yüksek seslisini, en soğuğunu en karanlığını ve en tatsızını.
The loudest, coldest, darkest, most unpleasant of the unpleasant fights.
Kuzey tarafında dövüşler yapılıyor.
Up in the Ramapos they got fights.
Kahkaha, dostluk, kavgalar, kafanın içine karınca doluşmuş gibi hissettiğin akşamdan kalma halleri.
The laughs, the camaraderie, the fights, the hangovers so fierce it feels like your head is full of ants.
Kimse donanma için savaşmaz.
No one fights for the Navy, okay?
Çok içiyor, kavga ediyor.
It's just he's drinking heavily, he's getting into fights.
Müzisyen gibi dövüşür, tümüyle kesindir ve zamanlamalarını ve mesafesini mükemmelce ayarlar
He fights like a music player, all precision, and keeps his time and distance perfect play.
15 rauntluk acımasız dövüş... hala 80'lerin en büyük dövüşlerinden biri olarak nitelendirilmektedir.
The brutal 15-round bout is still considered one of the greatest fights of the'80s.
Dövüşlerin üstünden 30 yıl geçti.
It's been 30 years since those fights.
Amatör olarak boks yaptım, maçlara çıktım ama annem bıraktırdı.
I had some amateur fights, went to nationals, but Mom made me quit.
Adamın ebesini sikiyordu.
Fights that Cosmic Super Lord, just starts fucking him up.
Çok kavga ettim Val.
I've had a lot of fights, Val.
Kavgalarınızdan birinin sonraki sabah evinize geldim.
I arrived the morning after one of your fights.
Ama bir Valkyrie gibi savaşıyor.
But he fights like a Valkyrie.
Savaşıyor, dostum.
Man, she fights.
Sen uzakta olduğunda, ben telefon edip kavga çıkarıyor muyum?
When you're away, do I call up and pick fights with you?
Kavga çıkarmak mı?
Picking fights?
Kavgayı çıkaran ben değilim!
I'm not the one picking fights!
Binlence mil uzakta olduğun şu anda Beni neden kavga çıkartmakla suçluyorsun. Şimdiden kendimi bir şey yapamayacak kadar kötü hissediyorum Bu benim en doğal hakkım değil miydi?
Why would you accuse me of picking fights when I'm thousands of miles away already feeling bad about doing something that's my perfect right to do?
Millet tanımadığı boksörün maçına daha az para yatırır.
Folks bet less on fights between fighters they don't know.
Lindsey'nin eski dolapları çevirmesini sağlayıp, bahçesinde dövüş düzenleyen bir herifi, adı Hoppus mu, Kopas mı neyse artık, çarpmaya mı hazırlanıyorsun?
Get Lindsey to run the old scam, rip off some fella does backyard fights, name of Hoppus or Kopas?
Ben söyleyene kadar, kimse dövüşemez.
nobody fights until i tell them to fight.
Tıpkı onun kılıç döğüşlerini tasarladığı şekilde.
Just the way his sword fights were designed.
Çok dövüş kazandın, Wallace.
You won a lot of fights, Wallace.
Führer'in ordusu Volga için deliler gibi savaşırken... bir Alman subayı donuyla bir Rus fahişenin yanında.
A German soldier in his underpants with a Russian whore while the fuhrer's army fights tooth and nail for the Volga.
- Ve her ilişkide kavga olur.
Every relation has its share of fights.
- Her ilişkide kavga olur. Kavgaları da ayrılıkları da normal olarak kabul ediyorum.
I agree fights are normal and breaking up is okay too.
Hükümetle araları açıldı.
He fights the government.
Hayır, kimse dövüşlerin yayınlanmasından bahsetmemişti.
No, no one ever said anything about showing the fights.
Diğer 7 dövüşteki şiddet arttırıldı.
Well, another seven fights have crescendoed.
Katılıyorum ancak hala Phoebe tercih ediyorum. her halükarda..... yaptığı bar kavgaları, hapiste geçirdiği süre ve köpeklerin kuyruklarını yakması.
I agree. I still prefer Phoebe, however, for all of her bar fights and jail time, setting fire to the tails of dogs.
Eğer yeterince dövüşürsek, organizasyonunuza katılmak mı zorundayız?
If we win enough fights, we get to join your organization?
Çünkü bir savaş olsa dahi, polisler bizi hemen enseler.
Where there any fights, the cops will always be the winner.
Kavga etmeyin artık, durun.
Don't be impetuous! And no fights at all!
Üstelik kavgada bile beni alt edemezken.
You cannot even beat me in fights!
Bir şey olsun ya da olmasın insanlar birbirine her zaman meydan okuyor.
They start fights over nothing.