Figüre Çeviri İngilizce
29 parallel translation
Şu figüre iyice bir bak, sonra bana bahsi kazanıp kazanmadığımı söyle.
Regard that figure carefully. Then tell me if I have won our wager.
Şu güzel figüre bakın, ve de...
Look at that beautiful figure. Look at the...
Gördüğün garip figüre geri dönelim, tarif et.
Let's go back to this strange figure you saw, describe it.
Ama baylar, beni bir figüre, parlamentonun yönettiği kukla bir krala çevirirseniz ülkeme nasıl hizmet ederim?
But gentlemen, if you were to reduce me to a figurehead, a puppet king manipulated by Parliament, how then would I serve my country?
Şu figüre bak.
Huh. Look at this character.
Büyük figüre edilebilir!
School..... great rable!
Aldrich, Mickey Spillane'in dedektifi Mike Hammer'ı bile herkesin pislik gibi davrandığı belirsiz bir figüre dönüştürdü.
- There was no moral compass anymore. Aldrich even turned Mickey Spillane "s detective Mike Hammer... into an ambiguous figure, a guy who" s treated like dirt by everybody... and is even described as a "sleazy, despicable bedroom dick."
Figüre ne kadar çok yaklaşırsam görüntü o kadar bozuluyor.
The closer I get to the figure, the more the image distorts.
Dişlerini gösteren bir figüre benziyor.
Looks like those novelty chatter teeth.
Peki, İsa'nın sağında onur koltuğunda oturan figüre ne diyorsunuz?
What about that figure on the right hand of our Lord, seated in the place of honor?
Altı farklı figüre ne dersiniz
How about six figures for that fool?
Daha önce hiç çizim yapmamıştım figüre odaklandım.
I've never drawn one before so I figured I'd focus on it.
Milhouse gülünç bir figürden trajik bir figüre dönüştü.
Oh, man. Milhouse has gone from being a comic figure to a tragic one.
figüre git.
Go figure.
Şefin emri ile baş sallamak hiçbir figüre benzemez.
Never figured the C-in-C for a headbanger.
Orion anahtar oyuncu, böylesine eski bir uygarlıkta, nasıl oldu da noktaları neredeyse hatasız olarak eli havada bir adam ve ayakları açık, ve belinde üç yıldız, Orion'un kuşağındaki yıldızlar, olacak şekilde figüre ettiler.
Orion is the key figure, how they shaped points, was in the old cultures almost without exception a man with his arms up and his legs wide, which is a belt of three stars, the stars in the belt of Orion.
Bu araştırmacılar, Mısırlıların Orion'u figüre etme şekillerini tartışmakta, çünkü bu güneşin Galaktik Dizilimi.. ... oluştururken seyahat ettiği 26,000 yılın orta noktası.
These researchers argue, that the Egyptians to designate Orion, because this is the halfway point the cycle of 26,000 years, that the sun travels between the galactic alignments.
" Eva kafasını kitabından kaldırır kendisine doğru uzun adımlarla gelen ilginç figüre dikkatle bakar.
"Eva lifts her head from her book " and regards the curious figure striding her way.
İstediğin figüre geç.
Any move you want.
Silahı tutan figüre George.
The figure holding the gun, George.
Onlar bu figüre : "Mama" diyorlar.
They called her : "Mama".
Tabi macerası sefil kaçınılmaz yalnızlığı yüzünden intiharına dönüşmezse. Bu onu klasik bir trajik figüre dönüştürür.
Instead his journey is to come to terms with his wretched inescapable loneliness which in turn leads to his suicide, transforming him into a classically tragic figure.
Kutsal olduğu belli olan o figüre zarar vermemeniz şartıyla.
But not if you disturb what is clearly a sacred idol.
Fotoğraflardaki her figüre numaralar veriliyor.
Each figure in the photographs are given a number.
Genelde kadınlara yönelik vahşi eylemler ve bu eylemlerin ailelerin önünde gerçekleştirilmesi net bir şekilde anneliğe özgü bir figüre işaret etmekte.
The savage acts aimed primarily at the women, performed in the presence of families, are clearly strikes at a maternal figure...
Bir figüre benziyor.
It does look like a figure.
Bu, çocukken sahip olduğum figüre benzemiyor.
This does not look like the one I had when I was a kid.
Benim için gerçek tarihsel bir figüre hayat vermek bir ayrıcalıktı.
And it was a privilege to... to breathe life into a real historical figure.
Bu figüre Algebra diyorum ben.
I call this the algebra.