English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İngilizce / [ F ] / Flames

Flames Çeviri İngilizce

2,453 parallel translation
Turuncu alevler görüyorum.
Orange flames.
Hava basıncı ateşi çeken bir vakum yaratarak aniden düşüyor.
The air pressure plummets, creating a vacuum that sucks in the flames.
Uçan hayvanlar yangınlardan kaçabilir. Ama inebilecekleri çok az yer var ve yiyecek birşey neredeyse yok.
Animals that fly can escape the flames, but there are few places to land and almost nothing to eat.
Bu ucubenin ağzından alevler çıktı!
The freak's mouth shot flames!
Kocamla ilgisi olan son adam tabutunu hazırlayan vücudunu ateşe gönderen onu öldüren adamdı.
The last man to have anything to do with my husband, you see, to handle his coffin, to commit his body to the flames was a man who murdered him.
Onun gözleri, alevler içindeki şu hayalet şeyi.
Her eyes, that ghostlike thing in the flames.
- Alev alabilir.
- It bursts into flames.
Gerçekten güzel, çocuklar buna delirecek.
So when it's really hot, the children will burst into flames.
böyle ölmekten mutluyum.. .. ve bu söz artık thai insanları için anlam ifade eder mi ama, özgürlük!
I will happily die in the flames if it reminds Thai people of what the word means, freedom!
Alevler çok süratli yayılıyor!
The whole mansion's going up in flames!
Dio, yanıp kül olacağım.
Let the flames take my life!
Natsu'nun alevleri yok mu oldu?
Natsu's flames d-disappeared?
Kutsal mumların ateşini mi yedin? !
You ate the sacred flames of the crypt?
Kendi günahlarınızın içinde yanın ve kül olun!
Burn in the flames of your own sins... and be purified!
Öyle bir yansın ki alevleri Marslılar bile görsün.
I want the flames to be seen by the Martians.
Bunun yanında ne bir kıvılcım ne bir alev olmalı.
No sparks, no flames, not even a flashlight near this stuff.
Yüreğimdeki ateş hâlâ yanıyor mu emin değilim.
I'm not sure if the flames of my heart are still burning...
Hermione'nin yaptığı alevleri hep sevmişimdir.
I've always liked these flames Hermione makes.
Peki katı bir şeyin alev almasını nasıl sağlayabiliriz?
But how do we take that which appears solid and have it burst into flames?
Eğer alevlerin arasına gireceksen, en azından izlemek istiyorum.
Well, if you're gonna go down in flames, I at least want to watch.
Alevler o kadar yükseldi ki, yakın köylerden erkekler geldi yardıma.
The flames were tearing up so high it brought men running from the village.
Ve aklımız bulandı ve mutlaka kendi alev püskürtücümüz olması gerektiğine karar verdik. Ve Çılgın Max'in gösterişli arabasında olduğu gibi ateş saçan ve kaputa kadar uzanan gerçekten korkutucu motoru vardı.
And then our minds got warped, and we decided that we absolutely had to have... our own flamethrower... and, like, a Mad Max muscle car that shoots flames out... and has an engine sticking out of the hood and is really scary.
Patlamaya dayanaklı gaz tankı ve yüksek basınçlı hidrolik pompa aldım. Bu bize egzosdan çıkan alevle düşmanlarımızı yakmak için devasa alevler yaratacak.
I got an explosion-proof gas tank, high-pressure hydraulic pump... that's gonna inject fuel into the exhaust pipes, creating huge flames to burn our enemies.
Bana kalırsa alevleri halletmeliyiz.
I think we should do the flames.
Hepimizi havaya uçurmak mı istiyorsun?
Want us to go up in flames?
Alevler sardı her yanı ama gitmezdi çocuk almadan babasının cevabını...
The flames rolled on...
Ama Katherine'in istediği senin burada kalıp batman değildi.
But staying here and going down in flames, that's not what Katherine wanted. She wanted you to be free.
♪ Şehirler... ♪
♪ Cities on flames ♪
Tek söyledikleri uçağının Alman hattının gerisine düştüğü.
They informed me his plane went down behind German lines. In flames.
Uçak tamamen yanmış.
In flames.
Her yerden alevler çıkar.
You have flames comin'out... everywhere.
Tiyatronun ateşler içinde kaldığının kokusu bu.
That's the smell of your theater going up in flames!
Tiyatroyu ateşe verdiğinizde, onunla birlikte kelimeler de kül oldu.
Every word went up in flames when you torched the theater.
Ruh ikizlerinin karşılaşmasında, ruh diğer yarısını eve dönüş yolunda bulunca, kaynağına döner.
The meeting of twin flames is when the soul finds its other half on the path homeward, to the source.
- Pekala alevleri görebiliyor musun?
- Okay, can you see flames?
Alevlerin içinden mahsur kalman, beni uyandırdı.
I'll feed you to the very flames that freed me.
Alevlerin içinde kapana kısıIman, hayata dönmemi sağladı.
You caused my resurrection by bathing it in flames.
- Vajinan yanıyor mu?
- Is your vagina in flames?
Bu yağ yandığında hiçbir melek ona dokunamaz veya geçemez yoksa ölür.
When the oil burns, no angel can touch or pass through the flames, or he dies.
Alevleri hissedebiliyorduk.
We could feel the flames.
Ateşlerde sanırım.
Flames, I guess.
Neredeyse vampirler gibi alev alacaktı.
He almost burst into flames like a vampire.
Ayrıca yanlarında alev çıkartmaları var.
And it has flames on the side.
Camında satıcının çıkartması var plakan yok ve bu alevleri keçeli kalem ve bantla yapmışsın!
There's a dealer sticker in the window, you got no plates, and you made these flames out of magic marker and tape!
Dakikalar sonra, bina alevler içinde kalıyor, ve Avery Thorpe'dan bir daha haber alınamıyor.
Moments later, the building goes up in flames, and Avery Thorpe is never heard from again.
Biraz sonra, bina alevler içinde kalıyor ve Avery Thorpe'dan bir daha haber alınamıyor.
Moments later, the building goes up in flames, and Avery Thorpe is never heard from again.
Alevlerden güç alacağım.
- I'll draw power from the flames.
Bir dolandırıcıyı dümene getirip hayatı boyunca uğruna çalıştığı her şeyi yakmasını sağlamanız amaca hizmet ediyorsa yükselen alevlere bakıp da ateşin keyfini çıkartmamak zordur.
But if conning a scam artist into burning everything he's worked his whole life to build serves that mission, it's hard not to take a little joy in watching it all go up in flames.
Sonra suyun içinde silahı ateşlemiş ve o esnada çıkmayan kıvılcımlar ağzında barut izi olmamasını açıklıyor.
And when he fired the gun underwater, the flames were extinguished, which explains why there was no GSR in his mouth.
Alevlerin, sızmış benzine ulaşmama ihtimali var mı?
What are the chances the flames don't ignite the leaking fuel?
Bilemiyorum.
I don't know, he must've had his antlers stuck in a branch when he was trying to outrun the flames or something.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]