Flass Çeviri İngilizce
53 parallel translation
Yaptığın işte akıl payı yok.
There's nothing wise in what you do, Flass.
Ne demek istiyorsunuz, Bay Flass?
So, what's your point, Mr. Flass?
- Flass biliyor.
- Flass knows.
Flass, doyurmam gereken çocuklarım var.
Flass, I have kids to feed.
- Flass, sakin ol!
- Hey, Flass, cool it!
Adım Flass.
Name's Flass.
Dedektif Flass.
Detective Flass.
- Flass?
- Flass.
Bu bir tarak, Flass.
It's a comb, Flass.
Dedektif Flass'in mesaisi bitti, teğmen.
Detective Flass is off duty, lieutenant.
Flass yapmaz.
Not Flass.
- Öyle değil mi, dedektif Flass?
- Right, Detective Flass?
Ve Gordon, İç İşleri'ni Flass'ın üzerine saldı. Flass'ın yeri zor doldurulur.
And with Gordon pushing Internal Affairs to go after Flass Flass would be difficult to replace.
- Bırakın, Flass için ben endişeleneyim.
- Let me worry about Flass.
Bana Flass'ı ver, ben de gitmene izin vereyim.
Give me Flass, I'll see that you walk.
[\ a6] 12 EYLÜL Şuna ne dersin? Sana Flass'ı vermesem ve buradan çekip gitsem nasıl olur?
Try this one, how about I don't give you Flass and walk anyway?
Flass hakkında tek kelime edersen, hayatının beş kuruşluk değeri kalmaz.
If you say one word about Flass and your life won't be worth a nickel.
Flass sizindir.
You got Flass.
[\ a6] 14 EYLÜL Polis departmanındaki bazı kaynaklar, Dedektif Arnold Flass'ın Jefferson Skeevers'ın uyuşturucu sevkiyatlarına karıştığını tespit ettiler.
Sources inside the police department reveal that Detective Arnold Flass has been implicated in Jefferson Skeevers'massive drug operation.
Flass'ın kellesini İç İşleri'ne teslim etmeden önce bana haber vermeliydin.
You might have informed me before handling Flass'head to IA.
Skeevers bize nerede, ne zaman ve ne kadar para aldığını anlattı, Flass.
Skeevers told us where, when and how much money you received, Flass.
Polis teşkilatı içindeki yolsuzluk soruşturmasına devam eden Bölge Başsavcısı Harvey Dent... [\ a6] 12 EKİM... önümüzdeki hafta Flass davasıyla ilgili basın konferansı düzenleyeceğini söyledi.
In his continuing investigation into police corruption District Attorney Harvey Dent has promised a press conference early next week to discuss the Flass case.
Flass'ın göründüğünden daha akıllı olduğu ortaya çıktı.
It turns out Flass is smarter than he looks.
Flass narkotikte çalışıyor.
Flass works Narcotics.
Cesedin haberini Flass'in bağlantılarından birisi vermiş.
One of Flass's connections tipped him off on the body.
Birkaç yıl önce, Flass ve adamları uyuşturucu satıcılarını yakalamaya ve zula evlerini ele geçirerek onları kendileri yürütmeye başladı.
A few years ago, Flass and his people started busting drug dealers, taking over their stash houses, running them themselves.
Flass korunuyor.
Flass is protected.
Flass ile uğraşırsan Arkham'a geri dönmeyi unut.
You mess with Flass, you can forget going back to Arkham.
Bu zula evleri bize Littlefield cinayeti üzerine Flass ile bağlantılı kanıtlar verebilir.
The stash houses could give us evidence linking Flass to Littlefield's murder.
Donnie ile üzerinde çalıştığın şey var ya hani, Flass olayı.
You know that thing you and Donnie were working on? The Flass thing?
Flass'i uyuşturucularla veya cinayetlerle bağlayacak hiçbir şey yok elimizde.
Next step? We got nothing to tie Flass to the drugs or the murders.
Flass gibi adamlara karşı kelimelerden daha fazlasına ihtiyacın var.
With men like Flass, you need more than words.
Arnold Flass adında bir narkotik dedektifi hakkında bir şey biliyor musun?
Do you know anything about a narcotics detective by the name of Arnold Flass?
Maroni uyuşturucu işiyle ilgilendiği için Flass hakkında bir şeyler öğrenebilirsin diye düşünmüştüm.
I figured since Maroni runs the drug trade, maybe you could find somebody with the goods on Flass?
Flass mesaj yollamak için onu öldürdü.
Flass killed him to send a message.
Cinayet silahı ve Delaware'in Flass'i ispiyonladığı kaset.
Murder weapon and a tape of Delaware rolling on Flass.
Flass buz kıracağını atsın diye ona vermiş.
Flass gave him the ice pick to throw away.
Arnold Flass.
Arnold Flass.
Dedektif Flass kendini koruyabilsin diye öldü.
A man who died so Detective Flass could protect himself.
Kes sesini Flass.
Shut up, Flass.
Arnold Flass, cinayetten tutuklusun.
Arnold Flass, you're under arrest for murder.
Tıpkı istediğin gibi Flass'i ispiyonladım.
I ratted out Flass like you wanted.
Arnold Flass Leon Winkler'ın cinayeti için tutuklusun.
Arnold Flass! You're under arrest for the murder of Leon Winkler.
Kapa çeneni Flass.
Shut up, Flass.
Dedektif Flass'in birçok arkadaşı vardı ve partnerin onu cinayet yüzünden tutukladı.
Detective Flass had a lot of friends, and your partner arrested him for murder.
Flass'i yakalamamıza çok sevindim ama peşinden gittiğin insalar vardır ve gitmediklerin vardır.
Look, I'm glad we took down Flass, but there are people you go after and people you don't.
Arkadaşınız Dedektif Flass tutuklandığı için mi?
on your face. Is it because your friend Detective Flass was arrested?
Flass konusunda bize yardımcı olmuştu.
He helped us with Flass.
Flaşsız, bu adamı birkaç saniye kıpırdamadan tutmalısın.
Without any flash powder, you gotta get this guy to freeze for a couple of seconds.
Doğru çektiğimizden emin olmak olmak için... birtane flaşlı çekerim, bir tane de flaşsız.
I'll take one with the flash and one without... to make sure we've got it right.
Flass.
Flass.