English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İngilizce / [ F ] / Fold

Fold Çeviri İngilizce

2,302 parallel translation
Seni geri kazanmak istiyor.
He wants you back in the fold.
Benden pas.
Fold.
Sizin cinayeti de araya sıkıştırırız.
We could fold in your homicide.
Bayan Shuester yastık kılıfını katlamayı bana bir daha gösterir misiniz?
Mrs. Schuester? Can you show me how to fold this cham again?
Yani, bakın ne kadar çok uğraşıyorsunuz şu yastık kılıflarını katlayabileyim diye.
I mean, look how hard you've been working trying to help me fold a cham.
* Pas geç, kart al, yükselt güzelim, kal benimle ama *
* Fold'em Let'em hit me, raise it * * Baby, stay with me *
- Fabrika sizsiz idare eder.
The plant will fold without you.
Ne kehaneti? Babanın hayaliydi.
The Chosen Son will return to the fold In its 19th year
Şunları çek böylece haritayı katlayabileyim, lütfen?
Move the dishes so I can fold my map, please?
Sylvia'ya Jean'dan havluları katlamasını istemesini söylemiştim.
I told Sylvia to ask Jean to fold the towels.
- Havluları katlamamı ister misiniz efendim? - Hayır!
Do you want me to fold the towels?
Artırıyorum.
I fold.
- Deneriz. Sizin cinayeti de araya sıkıştırırız.
We can fold in your homicide.
Unutma bahşiş şıkırtısını severiz ama hışırtısına bayılırız.
Don't forget, we like the tips that jingle, but we love the tips that fold.
16 yıl önce kimononun içine sardığın bir bebekle karların içinden çıkıp gelmiştin.
16 years ago when you came through the snow with a baby in the fold of your kimono.
Görecek misin, çekilecek misin?
Now are you gonna call or fold?
Yoksa şöyle bir bakıp geçenlerden misin sen de?
Or are you one of those people who never goes below the fold?
Hayır, detaya da inerim.
Oh, I go below the fold.
Bunu da 12 yıllık gizli ajanlık tecrübeme dahil etmeliyim!
Which maybe i'll just sort of Fold in with my 12 years of experience as a covert operative!
O halde bunu kim yapmışsa çeliği ısıl işlemden geçirip çekiçle dövüp katlamış.
So whoever made it had to heat the steel to make it malleable, then fold and hammer it.
Bir de burası. Katla.
Fold it over.
- Yıka ve Katla, teknik olarak.
- Wash-and-fold, technically.
Tamam. Olasılık vektörlerini eşledim, geçici eşölçümleri açtım, gemiyi varacağı yere sabitledim, ve park ettim.
I've mapped the probability vectors, done a fold-back on the temporal isometry, charted the ship to its destination, and parked us right along side.
Ama unutma, ellerini önünde birleştir sakin olabilmek için.
But remember, fold your hands to avoid fidgeting.
Evet, çamaşırı katlayıp, jambon kızartıp bir tarafımdan da üç düzine kek çıkardıktan sonra!
Yes, after I fold the laundry, fry up some ham and pull three dozen cupcakes out of my ass!
Burayı kıvır, bir kanat oluyor.
Fold here and we have a wing.
Burayı kıvır. Burayı da. Bir kanat daha oldu.
Fold here, and here, and we have another wing.
Petrol şimdi kayaların katlandığı yere kadar çıkıp orada hapsoldu bu yerin üst katmanı geçirgen değildi.
Now the oil could flow upwards until it was trapped in a fold in the rock, kept in place by an impermeable layer above.
Seninle işimiz bittiği zaman aile ocağımıza dönmek için yalvaracaksın.
You know, when we're finished with you, you're gonna beg to return to the fold.
Bayrağı katlama görevini size bırakıyorum.
I'll leave you two to fold the flag.
Pas.
Fold.
Yatağın dağınık, parmağında yüzük yok.
Fold-out bed, no ring on your finger.
Pekâlâ, eğer bu bir vericiyse, sinyali geri çekmemiz mümkün olmalı.
OK, if it is basically a transmitter, we should be able to fold back the signal.
O kollar, Bir gün ibadet ederek işe yarayacaklar.
Arms, that will one day work, play and fold in prayer.
Çocuğun sürüye katılması lazım.
Dude needs to come into the fold.
Yatak buradaydı, ve yanında birde masa vardı.
The bed was here, and you could fold out a small table.
Gabriel Mcdow. Sürüye hoş geldin.
Gabriel McDow, welcome back into the fold.
Rembrandt'ınki kadar eski bir yağlıboyayı katlamak ya da rulo yapmak onu mahveder ve değersiz kılar.
Any attempt to fold or roll a painting as old as a Rembrandt would destroy it and render it worthless.
Teğmen Flynn, kıvrılmış yerleri içeri katlamalısın.
Lieutenant Flynn, you have to fold in the crooked part.
İki kat olmasının nedeni Enchiridion'u korumak ve sahip olmaya çalışan yüreklileri test etmektir.
Its purpose is two-fold : to protect the Enchiridion and to test the hearts of those who seek to possess it.
Gerçekten, Bobby. Onları kapattığımda ne olacağını biliyorsun.
Really, Bobby... you got to know when to fold'em.
Arttırıyor musun, çekiliyor musun?
Call or fold?
- Vaz geçeceği.
That she would fold.
- Üstünde çok kat izi var.
It's got a lot of fold marks on it...
Babam kolej paramı kullandığım için biraz bozulmuştu ama, parayı ikiye katlayacağımı açıklayınca ailemizde ticari zekaya sahip ne çok insan olduğunu hatırladı.
Uh, everyone. My dad was pretty butt sore that I took the money out of my college fund, but when I explained that it would fold into the purchase price, he recognized that business smarts runs in our family.
Havluları katlarken bunu yapamam.
I can't do this while you fold towels.
Evet. Kanepe, çek-yat.
Yes, couches and fold-out beds.
Böyle katla.
Fold it this way.
Ne zaman pes edeceğini bilmeye içelim.
Here's to knowing when to fold.
Thierry Mickey Fare'nin görevlilerinin elinde tutulduğu süre boyunca sağlam durmuştu.
Thierry was released. So after Thierry withstood interrogation from the entire Mickey Mouse security team... didn't fold, didn't buckle ;
Katlanarak bavullara girdiğimde, aranıza alırsınız!
When I have to fold into a bag, I'm in the club!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]