Footloose Çeviri İngilizce
112 parallel translation
Görüyorsun ya, güvercin başıboş ve tasmasız olduğunda en iyisinden başkasını almazsın.
You see, Pige, when you're footloose and collar-free, well, you take nothing but the best.
Hepimiz 21 kişiyiz, dertsiz, tasasız, avare.
We're all over 21, footloose and fancy-free.
Kadınsı önyargılarla vurdumduymaz erkeklere karşı üstü kapalı bir imaydı sanki.
It had about it the slight hint of feminine prejudice toward the footloose male.
Sensin ağustos böceği olan, boş gezenin boş kalfası, bir an için bile kararlı değilsin, harcıyorsun hayatını, oysa sen...
You're a dabbler, playing footloose and fancy free to everyone, living moment to moment, never getting involved, throwing yourself away, and you could be something...
Hayal kurmakta özgürüz
I Footloose and fancy-free
Hayal kurmakta özgürüz
( Kermit ) I Footloose and fancy-free
Benim tarzım başıboş gezip kafama göre takılmak.
Footloose and fancy free, that's my style.
Avare pilotların sonuncusu.
Last of the footloose flyboys.
Tam da ayak işleri yapmaya alışmıştı!
I MEAN, I'VE HEARD OF FOOTLOOSE, BUT YIKES!
Yollarda genç olmak için neler vermezdim başıboş ve aşktan azade.
What I wouldn't give to be young on the road... footloose and fancy-free.
Dikkat et Tucson, biz geliyoruz!
- ♪ Loose your blues ♪ - Watch out, Tucson, here we come! - ♪ Everybody cut footloose ♪
- H er kimse Pat Benathar, Eddie Money ve Foot Lutz'u dinlermiş.
Whoever it is, they like Pat Benatar, Eddie Money and... Oh. The soundtrack to Footloose.
Aman Tanrım! "Footloose" u seviyorum!
- Oh my God! I love "Footloose"!
Footloose'da, dansı yasaklamayı bu kadar kafaya takmalarının sebebi ne sanıyorsunuz?
Why do you think the were so adament about outlawing dancing?
- Footloose'da bir sahneydi bu.
- This scene in Footloose
Hangisi gitsin? "Bananarama" mı yoksa "Footloose" un film müzikleri mi?
What's it gonna be? Bananarama or the soundtrack to "Footloose"?
Hislerimi en iyi Portrait of a Teenage Centerfold adlı televizyon filminden bir monologla anlatabilirim. "Footloose" daki Bayan Lori Singer başroldeydi.
My feelings would best be expressed in a monologue... from the made-for-TV movie Portrait of a Teenage Centerold, starring Miss Lori Singer from Footloose.
Anlıyorum,'Footloose'un müzikleri de böyle hissettiriyor.
Sure. That's how "Footloose." the musical. got made.
"Gözlerde buluşmak..."
"I'm footloose"
Tembel ve işsiz olmak nasıl bir duygu?
How's it feel to be footloose and office-free?
Herkes serbest!
Get footloose everybody!
Bu umursamaz ve gösterişçilikten uzak çocuk da kim?
Who is this footloose and fancy-free boy?
- Kevin Bacon. "Footloose".
Excuse me?
Chris Penn, ona kasabada dans edilmediğini söyleyince o da bu tepkiyi vermişti. Hani Sean'ın kardeşi.
Kevin Bacon in Footloose, reaction to the no-dancing-in-town rule... as revealed by Chris Penn, Sean's brother, sage to all.
O markette bir sürü başıboş kadın var.
There are a lot of footloose women in that store.
Footloose'daki karakterinin adı Ren MacCormack!
Character's name in Footloose- - Ren MacCormack!
- Footloose'da sana bayılmıştım.
- I loved you in Footloose
"Urban Cowboy", "Saturday Night Fever", "Grease", "Footloose" ve "Flashdance" de aldım.
Easter Parade, An American in Paris, and as an added bonus, the new classic dance series – Urban Cowboy, Saturday Night Fever, Grease, Footloose, and Flashdance.
Kül Kedisi'ne değil de daha çok Footloose'a benziyor.
- Less Cinderella, more Footloose. - Still a prom.
Öyleyse Footloose'u yeniden izleyelim.
- Let's watch Footloose again. - Yeah.
Bekar ve özgürlüğün tadını çıkarıyor.
Footloose and fancy-free.
Başıboş ve aşksızım.
I'm footloose and fancy-free!
aktif, kayıtsız, özürlü bir tutarsız ;
I'm a hands-on, footloose, knee-jerk head case ;
Sanki, Footloose şehrinin milyonla katlamış hâli!
It's like the Footloose town times a million!
Mickey Smith adında bir erkek arkadaşın var. Ama kendini özgür ve sevgilisi olmayan biri gibi düşünüyorsun.
You sort of have a boyfriend called Mickey Smith but you consider yourself to be footloose and fancy free.
Biz iki bekar geziyoruz.
We're two footloose guys out on the tundra.
Bunu daha önce bir filmde görmüştüm. Kadının biri kocasına aynısını aynanın kırıklarıyla yapıyordu.
I saw Footloose's wife do it in that movie where the cool Sweathog could break mirrors with his brains.
Vay be, bir anda Footloose saçma gelmemeye başladı.
Suddenly, Footloose not seeming so silly.
Çok başıboş bir yerlerde mi büyüdün sen?
Did you grow up in that footloose town?
Sonuncusu Footloose filmindendi.
That last one is Footloose.
Başıboş ve parmaksız.
Footloose and finger-free.
Yola çıkmış iki bekar erkeğiz, kimseye bağlı değiliz ve özgürüz.
We're two single guys on the open road. Footloose and fancy-free.
" Başıboş yaşamanın insana verdiği coşku yadsınmamalı.
" It should not be denied that being footloose has always exhilarated us.
"Footloose" filmini hatırlıyor musun? Hani sonda kötüler kazanıyordu?
Do you remember the movie, Footloose, where those evil kids won in the end?
Footloose filmindeki gibi.
How very Footloose.
Olmaz, üzgünüm, Kevin Bacon özgür değildi. - Ne?
No, sorry, Kevin Bacon wasn't in Footloose.
- özgür insanların yıldızıydı.
... Kevin Bacon was the star of Footloose. - No, no, no!
Benim için ayakbağlarından kurtulma zamanı.
It's time for me to cut loose... footloose!
Başıboş, işte geldik.
Footloose, here we come.
Serbest ve kalbi boş.
Footloose and fancy-free.
Burası Footloose'dan küçük bir kasaba mı?
Is this the tiny town from Footloose?