Foundation Çeviri İngilizce
3,308 parallel translation
Vakıf çalışmalarını daha çok bilmek isterim.
I'd love to hear more about how your foundation works.
Bu gün gelen herkese teşekkür etmek istiyorum, Suyu ve kumsalı temizleyenlere, Ve İyilik İçin Sörf'ü destekleyenlere.
I'd, uh, like to thank everybody for coming out today, and enjoying the clean sand and water, and, uh, supporting Surf for Good, especially Annie Wilson and PJ Hillingsbrook of the Just One Step Foundation.
İkimizde İylik İçin Sörf'e yardım ettiğimiz için gururluyuz.
We are both very proud to give our foundation's first donation to Surf for Good...
2003 ile 2007 arasında da Hakim Thomas'ın karısı Virginia Thomas'a yine David ve Charles Koch'un finanse ettiği Miras Vakfı tarafından 686.589 dolar ödeme yapılmış.
And between 2003 and 2007, Virginia Thomas, wife of Justice Thomas, was paid $ 686,589 by the Heritage Foundation, which was funded by David and Charles Koch.
Sendikalar orta sınıfın kuruluşlarıdır.
Unions are the foundation of the middle class.
Her şeyin temelini oluşturmuş.
It set the foundation for everything.
Girişteki deliğin altında 3 kişi var.
The foundation collapsed, and there's three guys down in the basement hole.
Aslında odada fondöten ve pudra var.
I have foundation and powder in the room.
Tüm Dünya Derneği'nden Emily Booth.
You've reached Emily Booth with All Earth Foundation.
Ve bu tarz travmalar insanın temeli için sarsıcı olabilir.
And a trauma like that can really rock a person's foundation.
Benim temelim sarsıntıda değil.
My foundation wasn't rocked.
Allen Sokağı Vakfı, öyle mi?
Allen street foundation, no?
Temelinde çatlaklar var.
There are cracks in the foundation.
Temelde yatay bir çatlak vardı.
Um, there is a horizontal crack in the foundation.
Konunun temellerdeki çatlaklarla hiçbir ilgisi yok.
This has nothing to do with cracks in the foundation.
Anna Gordon. 38 yaşında. Ulusal Hoşgörü Vakfı'nda avukatlık yapıyor.
Anna Gordon... 38, works as lawyer at the national tolerance foundation.
Şişman Vakfı'nın kıçlarına tekmeyi basmandan daha mutluyum!
I am more than happy to starve the arses off the Flab Foundation!
Gerçek aşk, numaradan düğünün temellerini yıkıyor.
True love destroys the whole foundation of a sham wedding.
Eğer ben kazanırsam Asimov'un imzalı ilk basım "Vakıf" kitabını alırım.
If i win i want your signed Asimov's First Edition "Foundation"
Douglas S. Wilson Vakfı.
Douglas S. Wilson Foundation.
Önemli olan temelimiz ve o da çok sağlam.
What's important is the foundation, and that is strong.
Vakfınıza ülkemizin evsiz insanları için bir tesis işletme lisansı verilmiş.
Your foundation was granted a license to operate a facility for the homeless of this county.
Merhaba. 501 ( C ) 3, kar amaçsız bir vakıf olan Douglas S. Wilson Vakfı'nı aramış bulunuyorsunuz.
You have reached the Douglas S. Wilson Foundation, a 501-C-3 nonprofit organization.
Bay Wilson, vakfınıza Connecticut eyaleti tarafından ülkemizin evsiz insanları için 60 yataklı bir tesis işletme lisansı verilmiş.
Mr. Wilson, your foundation was granted a license by the State of Connecticut to operate a 60-bed facility for the homeless of this county.
Doug Wilson, Douglas S. Wilson Vakfı.
Doug Wilson, Douglas S. Wilson Foundation.
Conrad Fonu ne kadar popüler olmasa da yiyecek yardımı tarımsal gelişim ve silahsızlandırmayla ilgili herkesle görüşür.
I will deal with anyone, and in its work from Algeria to Zimbabwe, the Conrad Knox foundation will deal with anyone, however unpopular they may be, in the cause of food aid, agricultural development, the decommissioning of arms.
Biz toplumun ferdi olarak aile dengesinin esası için bu pornografiye karşıyız.
We at the society for family stability foundation object to this smut being taught.
Amcam muhtemelen buranın yapımında emek harcamıştır.
My uncle's probably built into the foundation of this place.
Krakeri yiyorsun, sonra bir bakmışsın şişmanlamışsın.
The foundation crumbles as you eat, and you're left with the spread.
Bak Georgia'nın bazı arkadaşları Garrett'in vakfına yeni bir kilise yapılması için bağış yapmışlar. Nasıl olur?
Look, Georgia said that he got people to donate to a foundation to build another church.
Önce temel sonra duman bacası.
Foundation first, then chimney.
Reddedildi, ama antidepresanlara ilişkin temellerin dayandığı kısmı kabul etme niyetindeyim.
Overruled, but I might be inclined to sustain on the grounds of foundation regarding the antidepressants.
Hayır, hayır, hayır, Bay Gardner, temel dayanaklara itiraz edemezsiniz çünkü ortada bir dayanak var.
No, no, no, Mr. Gardner, you're not objecting on foundational grounds because there is a foundation.
- Sayın Yargıç,... bu dayanağı öylece kayda geçiremezsiniz.
- Your Honor, you can't just feed the foundation into the record.
En çok duyduğum şeylerden bir diğeri de Cezayir'den Zimbabwe'ye kadar herkesle görüşmem. Conrad Fonu ne kadar popüler olmasa da yiyecek yardımı tarımsal gelişim ve silahsızlandırmayla ilgili herkesle görüşür.
The other thing I hear quite a lot of is that I will deal with anyone and in its work from Algeria to Zimbabwe the Conrad Knox Foundation will deal with anyone however unpopular they may be, in the cause of food aid agricultural development, the decommissioning of arms.
İnatçılık yapmıyorum. Yeni bir yöntem için temel oluşturuyorum.
I'm laying the foundation for a new methodology.
Yerde çatlak var.
There's a crack in the foundation.
Burada ise, dünyanın temel taşı.
Down here, the foundation stone of the world.
Öyleyse bu "Bir Dilek Tut" Derneği tarzı bir şey mi?
- No. Oh, is it like a... it's like a Make-A-Wish Foundation type thing?
Aslında, hazır bahsetmişken ismimizi temize çıkarmak için kar amaçsız vakıf kurmaya başladık.
Actually, speaking of, we're starting up a non-profit foundation to restore our name.
Tom'a yardım edeceğim veya belki TV olayını yapmaya çalışacağım veya belki Sweetums Vakfı'nda çalışacağım.
And I'll help Tom or maybe try to do that TV thing or maybe work for the Sweetums foundation.
Hem de Bernard Aile Vakfı'nda çalışan bir tanıdığım da var.
And it just so happens I know someone who works at the Bernard family foundation.
Ünlü aktrist Bayan Ye Zhiqiu Şangay Çocuk Vakfı için oynayacak.
Renowned artiste Ms. Ye Zhiqiu will perform for the Shanghai Children's Foundation.
Bu birleşim Batı dünyasının temellerinden biridir.
It's a basic foundation of the Western world.
En önemli şeydir temel.
The foundation is the most important.
Peki partnerimle çocuğumuz olacak ve Vaftiz ebeveynler bakıyoruz ama ruhsallığı kendimde bulamazken başkalarında bulacağımı sanmıyorum.
Oh, okay, um, my partner and I are having a baby and we're looking for godparents, but I don't think I can find spiritual foundation in others if I can't even find it in myself.
Yani, yalnızca, fondöten ve allık.
I mean, just, um, foundation and blush.
Kuruluşta uzlaşmaya varıldıysa hayır.
Not if the foundation is compromised.
Kuruluş ile anlaşmaya varılıp varılmayacağını neden test edip görmüyorsun?
Well, why don't you test the foundation to see if it's compromised?
Brooke, Jessica'nın kendi dükkanına saldıracağını düşünmüş olabilir.
You know, Brooke might have thought that Jessica was attacking the very foundation of her life.
Ayrıca harici bir altyapı daha var.
We also surveyed the exterior foundation.