Fridays Çeviri İngilizce
490 parallel translation
" Bu hafta çarşamba ve cuma günü özel gösterimler olacak.
" There will be special matinees this week on Wednesdays and Fridays.
Kiranı cumaları saat 5'te öde 11'den sonra radyo çalma, o zaman çok iyi anlaşırız.
Pay your rent 5 : 00 Fridays... no radio after 11, and we'll get along fine.
Ziyaret günleri Salı ve Cuma'dır.
Ya, visiting days are Tuesdays and Fridays.
Pazartesi, Çarşamba ve Cuma yumurta.
Eggs Mondays, Wednesdays, and Fridays.
Cuma günleri balık yemek zorunda olanlara?
The ones who have to eat fish on Fridays.
Cumaları 4 : 00'ten 5 : 00'e kadar.
Fridays from 4 : 00 to 5 : 00.
Sanırım cumaları topluyorsunuz.
Collect on Fridays, I suppose.
Bayanın bu meblâğda bir paraya sadece Cuma günleri erişebileceğini biliyor. Büyük ticari hesaplara para yatırılan günde. Böylece hafta sonu boyunca yüklü parayla yakalanmayacaklar.
Knows she'd have access to this kind of money only on Fridays... when the big commercial accounts bring their deposits in... so they won't be caught with a lot of cash over the weekend.
- Ya Cumaları?
- What about Fridays?
- Cumaları?
- Fridays?
Cumaları bazen kuş dükkanına giderim.
I sometimes go to bird shops on Fridays.
Mücevher perdahlama kursun Cuma günleri, değil mi?
Your gem-polishing class is on Fridays, right?
Cuma gününü kaldırmalıydılar Hiç gelmemek üzere.
They ought to cancel Fridays Once and for all.
En fazla nakit para Cuma günleri oluyor.
The biggest amount of cash is there on Fridays.
Ben bu işten çok fazla emin değilim arkadaşlar.
The money arrives on Thursdays for the companies to pay their workers on Fridays.
Şey, o genelde cumaları sebzeli işkembe çorbası yapar... ve ona karahindiba sebzesi getiririm.
Well, usually she boils up a mess of tripe on Fridays... and I bring her some dandelion greens for it.
Çarşamba ve Cuma'ları 10'da eve giderim.
Except on Wednesdays and Fridays, I go home at 10.
Benim yanımda 16 milletten insan vardı bazısı onu yemiyordu, bazısı şunu yemiyordu bazısı Cuma günleri savaşmak istemiyordu, bazısı haftanın diğer günleri ve İngilizler, piyade silahları ve ağır silahlar bakımından bizden tamamen farklıydı.
I had 16 different nationalities with me, some of whom couldn't eat this and couldn't eat that, and some that didn't want to fight on Fridays or some other day of the week, and the British, with their infantry weapons and your artillery completely different from ours.
Cuma ne olduğunu bilir misin?
Do you know what happens on Fridays?
Cumaları, bir araba haftalık maaşlarla birlikte gelir.
On Fridays, a car comes with the week's payroll.
Ama sadece cuma günleri.
But only on Fridays.
Fakat Bay Salerno Cumaları gelir.
But Mr. Salerno comes on Fridays.
Cumaları onun çamaşırlarını yıkamak için eve döndüğünü biliyordum.
I knew you'd be home on Fridays doing the wash for him.
Perşembe ve Cumaları aynı saat, sana uyar mı?
How's Tuesdays... and Fridays, same time?
Burada cuma günleri nasıl olur, bilirsin.
You know what it's like around here on Fridays.
Cuma günlerinden uzak durmaya çalışıyorum.
I keep trying to avoid these Fridays.
Cuma ve Cumartesi günleri burada kumar oynuyor.
On Fridays and Saturdays he gambles here at the Casino.
Cuma günleri bir öğrenci olamayacak kadar yorgunum, Anshel.
I'm too tired to be a scholar on Fridays, Anshel.
cumaları bir toplantıya gider.
He has to go to a meeting on Fridays.
cumaları babanın gittiği yere neden sen de gitmiyorsun?
Why don`t you go to the place your dad goes on Fridays and see what he does there?
Bazen Ernie Kaltenbrunner cumaları geç saate kadar çalışır.
Sometimes Ernie Kaltenbrunner works late on Fridays.
Cuma günleri beter.
Fridays are worse.
- Ben perşembe ve cuma boşum.
- I'm free Thursdays and Fridays.
[Bardaklar tokuşturulur] Cuma günleri ödemelerimi alıyorum.
[Chips clinking] I get paid on Fridays.
Gerçi bu aralar Clive'ın yüzünü gören cennetlik ama bundan onun da çok hoşlanacağına eminim.
Although at present Clive appears to regard his Fridays to Mondays entirely sacrosanct... I'm sure that he, too, could be enticed down.
Pazartesileri, çarşambaları, ve cumaları.
Mondays, Wednesdays, and Fridays.
Şimdi oğlunuzu salıları ve perşembeleri alabilirim yok salıları ve cumaları.
Now I can take your son on Tuesdays and Thursdays... No, Tuesdays and Fridays.
Ama cumaları bana yardım ediyor.
Oh, but he helps me on Fridays.
Bence birlikte çalışabilmemiz için cuma ve cumartesileri burada kalmalısın, orada stüdyoda yatabilirsin.
I think you should be staying here on Fridays and Saturdays so that we can work together. You can sleep there in the studio.
Tamam. Cuma günleri kalabilirim bazen.
I suppose I could stay over Fridays.
Sadece hafta içi açıklar.
They're only open on Mondays, Tuesdays, Wednesdays, Thursdays, and Fridays.
Cumalar hariç.
Except Fridays.
Cumalar nasıl olur bilirsin.
You know how Fridays are.
Her zaman cuma geceyarısına doğru çıkıyorlar.
They always come out on Fridays round midnight.
Cumaları sen yaparsın. - Anlaştık.
- You got Fridays.
Cuma hariç eti sabah, akşamları ciğeri pişirilecek.
Except Fridays, when it's steak in the morning, and cooked liver at night.
Cuma günleri toplandığınızı biliyorum ama bu özel bir gün.
I know you usually have assembly on Fridays, but today's special.
Unutmayın, cumaları kariyer planlama günü.
Don't forget Career Day on Fridays.
Ben sadece Cuma ve Cumartesi günleri kitap satın alırım.
I only buy books on Fridays and Saturdays.
sen babamın cuma akşamları nereye gittiğini biliyorum demiştin
You said you knew where my dad went on Fridays.
Pazartesi ve cumaları dersim var.
I have nursing classes Mondays and Fridays.