English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İngilizce / [ F ] / Fritos

Fritos Çeviri İngilizce

59 parallel translation
Julie patates kızartması sever. Kim de Fritos sever, tamam mı?
Julie likes the chips and Kim likes the Fritos, OK?
Bu Fritos.
These are Fritos.
Elinizi çerezlerden çekin. National Enquirer'ı da bırakın ve telefonu alın. Yüzünüze yaklaştırın. 555-SOHBET'i tuşlayın ve bana bu ülkeyi içine düştüğü durumdan kurtarmak için ne yapacağımızı söyleyin!
Take your hand out of that bowl of Fritos, throw away your National Enquirer, and pick up the phone, hold it up to your face... and dial 555-TALK.
Biberli cips.
Give me some chili Fritos.
Biberli cipsimi versene.
Can I have my chili Fritos?
Ayrıca yatağımızdaki cipsler de öyle.
[Doug groaning] So are the fritos on our bed.
Fritos favori yiyeceğiydi ve mısır cipsleride Küba mutfağına yakındı Puggy'nin yediği kadarıyla tabi, ve böylece bir balıkçı teknesine atlayıp tüm bunları denemeye karar verdi.
Since fritos were his favorite food and corn chips as close to Cuban cuisine as puggy had ever eaten, he decided to hop a fishing boat and check it out.
Bira ve Fritos.
Beer and a bag of fritos.
Bazense sadece Fritos'tur.
Sometimes it's fritos.
Mısır cipsi gibi kokuyordu ve öksürüyordu.
He smelled like Fritos and coughed a Iot.
Senin ise aşkımız için tek yaptığın bodrumda oturup çerez yemek.
All you've done for our love is sit in a basement eating Fritos.
şekerleme barlarım var. - hayır.
- I have Fritos, Cheetos... - No, Joy...
Cipsimiz bitmek üzere.
Er, the Fritos are running dangerously low.
Galiba Fritos alacağım.
I THINK I'M GOIN'WITH FRITOS.
- Fritos alma, Cheetos al.
OH, DON'T GET THE FRITOS. GET THE CHEETOS.
"Tırnakların cips gibi görünüyor" demesini istemiyorum.
"Clip your toenails, they look like Fritos."
Bir paket cips.
One bag of Fritos.
Yapma ama Wally, kırmızıbiber ve peynirli cips mi yiyorsun?
Jesus, Wally! Chilli and cheese "Fritos"?
- Cips alalım mı?
- Fritos?
- Peki. Cips.
- Yeah, fritos.
Cips ister misin?
Want some fritos?
Bir de benim hâlime bak. Her yanım mürekkep içinde ve cips ve zencefilli gazoz kokuyorum.
And look at me - - I'm covered in highlighter ink and I smell like Fritos and Ginger ale.
- Cips ve zencefilli gazoz olayı.
The Fritos and Ginger ale thing.
Umarım bir cips pakedi açmaya çalışıyorsundur, Mac Gyver.
You better be fixing to open a bag of fritos, Mac Gyver.
Her gece yüzüme Ballı BBQ Fritos sürüp odamda, yalnız başıma Titanik'i seyrediyorum.
I watch Titanic by myself, alone, in my room, every night stuffing my face with Honey BBQ Fritos.
Bende kremşanti ve yarım torba cips var.
I have Cool Whip and half a bag of Fritos.
Cips mi yiyorsun sen?
Are you eating fritos?
Bir gece önce, bir sepet Quatro Queso Dos fritos kızartması denilen şeyleri almak için o restorana gitmiştim.
The night before, I went to this restaurant to get a basket of these things called fries cuatro quesos, dos fritos.
Gerçekten bir kutu Guatro Quesos Dos fritos kızartmasının her şeyi düzelteceğini mi sanıyorsun?
You really think that one container of fries cuatro quesos, dos fritos is going to fix everything?
Quatro Quesos Dos Fritos kızartması. Belli ki, çok iyi taşınmamışlar.
It's a fries cuatro quesos, dos fritos and apparently doesn't travel well.
- Fritos gibi.
- Like Fritos.
Mısır çerezi ve zeytin.
Fritos, and I'm gonna say... olives.
Arkadaşımla bir radyo programı dinliyorduk ve elimizde koca bir cips paketi vardı.
And my friend and I were listening to some radio program, and we had this huge bag of Fritos...
Quatro queso dos fritos'a dokunursan temel geleneksel acemi karatesiyle seni yere indiririm.
Touch the quatro queso dos fritos and I will take you down using basic, traditional beginner's karate.
Kesinlikle cipsleri yok.
They definitely don't have Fritos.
Fritoslarımı senin için saklayacağım.
I'll save my fritos for you.
Nazik damak zevkini bozmak istemem ama ; metroda yerdeki cipsi yemeden düşüncektin.
Sorry, I didn't mean to offend your delicate palate, guy who ate loose fritos he found on the subway.
Hava ısınınca cips gibi kokuyordu.
When it got real hot, it smelled like Fritos.
Sarah gittiği için bütün gün evde oturup Fritos yiyeceğimden korkuyordun.
You're afraid I'm just gonna sit around eating Fritos because Sarah's gone.
- Marie, ben Cheetos demiştim, Fritos değil.
not Fritos.
Fritos!
Ooh! Fritos!
Alın beş dolar ve bir cips.
Hey, here's 5 bucks and a bag of fritos.
Hey, yag, peynir ve fritos... guzel cikacak hali yoktu.
Hey, grease, cheese, and fritos. It ain't gonna come out pretty.
veya cipste.
Or Fritos.
Akşam yemeğine cipsli fasulye sosu yemek de öyle.
Neither was eating fritos and bean dip for dinner.
Sardalya ve fritoslarla birlikte yaşamak.
Mmhmm. Living on sardines and fritos, agh.
Kızarmış muzla, domuz derisi pişirdim.
I made platanos fritos.
Tahıllı cips, fritos, elma, ki sen istemezsin, patlamış mısır,..
We've got sun chips, fritos... Apple, which you don't care about, smartfood,
Oleg'in ayak tırnağı toynak gibi görünüyor.
Oleg's toenails look like Fritos.
Jeannie, Doug'a penisinin Fritos olmadığını söyler misin, lütfen?
Jeannie, will you please tell Doug that his penis is not fritos?
Üstüne de biraz Fritos serpistirirsin.
Sprinkle some Fritos on top, tuna.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]