English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İngilizce / [ G ] / Genel olarak

Genel olarak Çeviri İngilizce

1,805 parallel translation
Fazlasıyla narin. Sadece bu film işini, Adele ve Nikki'yi kastetmiyorum, genel olarak diyorum.
She's way too delicate and I don't just mean that whole movie thing with Adele and Nikki, I just mean in general.
Komediler genel olarak sıcaktırlar ve komedyeni ön plana çıkararak utancı paylaşmanızı sağlarsın.
The committees generally do not accept any risk for that you create, so the blame is shared
Genel olarak iyi olan her şeyi çoğaltır.
AND, BASICALLY, ALL GOOD THINGS.
Genel olarak, neredeyse bittiğini gösterdikleri için.
Mainly because it means it's nearly over.
Genel olarak.
In general.
Hoover aslında, genel olarak, Wall Street'in gidişatından ve ekonomiden şüpheliydi.
Hoover is actually sceptical about what's going on on Wall Street, and the economy, generally.
Burası sizin genel olarak toplandığınız yer midir? - Hadi ama?
And this is where you meet, generally?
Genel olarak, benim teorim...
Basically, my theory is...
Zamanım benim olacak, ağırdan alacağım, insanların genel olarak iyi olduğunu hatırlamaya çalışacağım.
- I take my time... take it slow... - Nice. try to remember that people are generally nice.
Genel olarak aşk hayatım olduğunu düşünüyorum.
I think that it's... my love life in general.
Neyse, genel olarak bir kız benimle yattığında ben kalkmadan önce gecenin bir yarısı sessizce sıvışır.
So, uh, it's kind of understood, when a girl sleeps with me, she slinks out in the middle of the night before I get up.
Genel olarak iyi bir tavsiyedir.
It's just good general advice.
Sen genel olarak böylesin.
In general you prefer not to get close to others.
Genel olarak son birkaç ay, ben ve arkadaşlarım için garip geçmişti.
All in all, it had been a strange few months for me and my friends.
Genel olarak da, vücuttan 6 veya 7 verirdim.
Overall right now, a six or a seven body.
Ama gen- - genel olarak 10 üzerinden 6.8 6.9, 6.8,6.89
But I- - overall it's a 6.8 6.9 6.8,6.89
Öyle, çünkü biz genel olarak o emirleri hakime de imzalattırmak zorundayız!
That's because we actually have to get a judge to sign them!
Bundan mı yoksa, genel olarak mı?
This particular one or in general?
... belki bazen biraz alaycı ama genel olarak iyi biriydi.
Rather nice, a bit sardonic at times maybe, but not nasty.
- Bunu genel olarak nasıI yapacaksın?
How can you do this openly?
Genel olarak kıyafet için.
For clothes, mainly.
Şu an değil ama genel olarak öyleyim.
Not right now, but in general.
Gençlik, genel olarak.
Youth, it's common.
Girişten çok büyük bir katedral gibi bir odaya ilerliyoruz... Burada yukarıdaki tavanı görebiliriz... Mağara sistemlerinde bu tip mağaralara genel olarak "Mavi delik" denir.
We move from the entrance into a very large cathedral room, where we can see the ceiling comes up to what we commonly call these cave systems, which is a blue hole.
Ne müzik açısından, ne de genel olarak dünya açısından.
Not in regard to music, nor towards the world in general.
17. sayfa, 4. madde kontratın o bölümünde genel olarak şirketi istediğimiz zaman elimize alabiliriz yazıyor.
Page 17, item 4. It's the part of contract that says we can acquire the label whenever we'd like.
Genel olarak iyiydi, hatta dostaneydi ama son velayet duruşmasından sonra... Michael, Jennifer'dan endişelenmeye başladı...
Most the time it was fine. Friendly, even. But after the last custody hearing,
Genel olarak olaydan bahsedeceğim.
I'll just, you know, talk about the phenomenon in general.
Bu durum genel olarak bir şaltere benzetilebilir.
This is a bit like a light switch.
Genel olarak iyiyiz.
We are nominal in all.
Dediğim gibi, genel olarak kayboldu.
I told you, it's-it's mostly gone.
Bugün genel olarak üzerinden geçeceğiz.
Um, it's gonna be a general overview today.
Bu işlemin, genel olarak kasabadaki her duvarın içine uygulanması gerek.
The fix needs to literally get inside every wall in town.
Ve hepsi genel olarak tek şey düşünürler.
And they've all got one thing in common.
İnsansız hava aracının gözünden savaş alanına bakıyoruz. Genel olarak UAV deniyor.
The battlefield through the eyes of an Unmanned Aerial Vehicle, commonly referred to as a UAV.
Ufak bir şüphe işareti vardı ama bu tabi ki, genel olarak anlaşmayla da alakalı olabilir.
There's a flicker of doubt there, But that just be about the deal in general.
Genel olarak?
You know, just... in general?
Bu tarz yarışmalar genel olarak "Savaşan Ritimler" olarak biliniyor.
This particular competition is known as Battle Step.
K.C'nin bana verdiği iş genel olarak bu işi anlatmak, hatta planlamak basın toplantılarını hazırlamak.
A lot of my responsibilities from KC's office would translate to this job.
Genel olarak ortaçağ öncesi zamanlarda, Batı Roma İmparatorluğu'nun son zamanlarında yaşamış tarihsel şahısları baz alarak, bir dizi kültürel Alman kahramanını işlemektedir.
It treats a set of Germanic cultural heroes based loosely on historical figures that existed in pre-medieval times, the end of the Western Roman Empire.
Ben genel olarak Batı Teksas'taki kayıtlardan sorumluyum.
I'm a recruiter mostly here in West Texas.
Siz Hintlileri işaret etmeden söyleyeyim, genel olarak daha incelikli insanlardır.
Before you point the finger at the Indians, they're generally more nuanced.
Genel olarak doğum günü olaylarını bıraktım.
I just gave up on birthdays in general.
Bu profesyonellikteki soyguncuları polis genel olarak tanır.
Robbers this professional who are totally unknown to the police.
Tom, söylesene genel olarak hayatın nasıl?
So, Tom... how's everything in your life, generally?
Michael, genel bir kural olarak yağlı yiyeceklerin akşamdan kalanlara yardım ettiğini bilirsin.
Michael, you do know that it's an urban legend, That greasy food helps a hangover.
Efendim, genel bir kural olarak kimse bize ateş etmek istemedikçe, biz de elimizi kimseye kaldırmayız.
Sir, I make it a general policy Not to raise hands to anyone Unless they plan on throwing shots at me.
Çoklu doku sertleşmesinin inişleri ve çıkışları vardır. Ve bu onun genel durumu içinde geçici bir iyileşme olarak gözükebilir. Yani kalıcı olmayacak.
Multiple sclerosis has its ups and downs, and this would seem to be a temporary improvement of her overall state, which will not last.
Müşteri ilişkilerinin başına, kıdemli genel müdür yardımcısı olarak Bay Cosgrove'n geçmesine karar verildi.
It's been decided that Mr. Cosgrove will be made senior vice president in charge of account services, and you will be made head of account management.
Ofisiniz tam olarak niçin FBI Genel Merkezi'nden izin almadan kendi soruşturmasını başlattı?
Why, exactly, has your office set up its own investigation without getting authorization from FBI Headquarters?
Duncan da onunla sırf parası için evlendiğinden çocuğu rakip olarak görüyor. Genel Freudyen yaklaşımdan daha fazla olarak.
And because Duncan married her for her money he sees the child as a rival, in more than the usual Freudian terms.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]