Gerekmez Çeviri İngilizce
7,384 parallel translation
Evet, burda ailenizle birlikte olmanız gerekmez mi?
Yeah, Avery, shouldn't you be here with your family?
- Yargılanmam gerekmez mi diyorsunuz?
Are you saying I shouldn't be held to justice?
Ben play - by-play gerekmez.
I don't need a play-by-play.
Ben daha fazla test gerekmez.
I don't need any more tests.
- Hemen o sonuca varmanız gerekmez.
Uh, jumping to some conclusions there.
- Ama Bay McLaren'de anahtar olması gerekmez miydi?
But wouldn't Mr McLaren have a key?
Ben 911'i aramak gerekmez mi?
Shouldn't I call 9-1-1?
Eğer o şeyler senin peşindeyse ve önlerine çıkan herkesi öldürüyorlarsa benim başka bir yerde olmam gerekmez mi?
If those things are coming after you, and anyone who gets in the way gets killed, then shouldn't I be somewhere else?
Yardım edebilirsem, etmem gerekmez mi?
And if I can help, shouldn't I?
Sorular soruyor olmamız gerekmez mi?
Shouldn't we be asking questions?
- Üzülmen gerekmez.
Oh, no, don't be.
Dünyaya minik bir Malcolm daha getireceksek eğer yakışık alan şeyi yapmamız gerekmez mi?
If we are going to bring another little Malcolm into the world..... oughtn't we do the decent thing?
- Doktor'a söylememiz gerekmez miydi?
Should we not have told the Doctor?
Bilime dair sevdiğim şeylerden biri de budur. Tüm cevaplar elimizdeymiş gibi davranmamız gerekmez.
It's one of the things I love about science, we don't have to pretend we have all the answers.
Dibe batan bir araç arıyorsan bana da söylemen gerekmez miydi?
If you wanted a vessel that sinks to the bottom, why not ask me?
Artık yalan söylemem gerekmez diye buna kalkıştım ama şimdi öncekinden daha da çok yalan söylüyorum.
I thought maybe it would help stop the lying, but the truth is I'm lying about myself more than I ever have.
Ancak Edebî Tartışmalar'ın tecrübeye bağlı öğrenmenin temeli olması gerekmez mi?
But the Literary Discussions... shouldn't the point be learning that leads to practice?
Eh, o gerekmez. Ben profesyonelim.
Well, she doesn't need to.
Wall Street'te falan eylemde olman gerekmez miydi?
Shouldn't you be occupying Wall Street or something?
Seni tehdit edecekse, ateşe ateşle karşılık vermen gerekmez mi?
Well, if she's gonna blackmail you, shouldn't you fight fire with fire?
Mary, hiçbir şeyin değişmesi gerekmez.
Mary, nothing needs to change.
Zelena'nın bir sonraki hamlesine odaklanmamız gerekmez mi?
Shouldn't we be focusing on her next move?
Lambayı söndürmemiz gerekmez mi?
Shouldn't you douse the lamp?
Bana teşekkür etmeniz gerekmez.
You don't have to thank me.
Tamam ama birlikte bayağı bir vakit geçireceğiniz hesaba katılırsa, sence de daha fazla çaba harcaman gerekmez mi?
Okay, but considering you're going to be spending a lot of time together, don't you think you should be making more of an effort?
Önce bunu bir konuşmamız gerekmez mi?
Shouldn't we discuss this first?
Önce sormamız gerekmez miydi?
Shouldn't we ask him first?
Seninle olmak için daglara tirmanmam ya da okyanuslari asmam gerekmez çünkü sen hep benimlesin.
I don't have to climb a mountain or swim an ocean to be with you,'cause you're always with me...
'Shubho Da aktif siyasetten uzaklaşırsa onu güvenceye almamız gerekmez.'
'If Shubho Da gets distanced from active politics..' '.. then we won't need to take him in confidence.'
Hayır, bunu yapman gerekmez.
No, you don't have to do that.
Onlar beklemeli ve acı mı çekmeli? Babalarının yaptığı gibi silaha sarılmaları gerekmez mi?
As Sarah and Esther's husbands did.
Zaten nişanlıyım, bu yüzden benim daha fazla almam gerekmez mi?
You became greedy ever since you started dating.
İlk olarak tüp yutturulması gerekmez mi?
Shouldn't the intubation be done first?
O kadar para için bir başkasına soruyor olman gerekmez mi?
Shouldn't you be asking somebody else For that kind of money?
Çift gibi davranmamız gerekmez mi?
Should we pretend to be a couple?
O halde iyilikten korkutmak gerekmez.
Then raise the fear of good in them as well.
Hiç kimsenin köle olması gerekmez.
"No man should ever endure slavery."
Onları izlememiz gerekmez mi?
Shouldn't we be following?
Önerdiğim şey şu, efendim, dünya böyle bir hâldeyken esas anneliği bizim yapmamız gerekmez mi?
What I am suggesting, sir, is, given the state of the world right now, shouldn't we, in effect, be the mother?
Oğlunla bağ kurmak istiyorsan, tüm bunları yapman gerekmez.
If you want to relate to your son, you don't have to do all this.
Danışmanlarınla strateji üretiyor olman gerekmez mi?
Shouldn't you be crafting strategy with your advisors?
Fahişelere hemen cevap yazman gerekmez.
You know, you don't have to text prostitutes back right away. They'll wait.
Kendini bana kanıtlaman gerekmez Nolan.
I've still got a lot of ideas. You don't have to prove yourself to me, Nolan.
Korucuların nişan alması gerekmez mi?
Hey, ain't Rangers supposed to range?
Söz konusu isyancıların suçu kanıtlanana kadar beklememiz gerekmez mi?
Don't we have to wait until the rebels in question are proven guilty?
Hey, bu akşam Shareef'in "kudurma partisinde" olman gerekmez miydi?
- HEY, AREN'T YOU SUPPOSED TO BE AT SHAREEF'S CRAZY RAGER TONIGHT?
Hayır, gerekmez.
- NO, IT DOES NOT.
- Onu savunman gerekmez.
- You don't have to defend him.
- Burada kalıp yardım etmemiz gerekmez mi?
Shouldn't we stay here and help?
Anne babana benzemen gerekmez.
You don't have to be like your father and mother.
Birazcık erkeksen, buraya gelmen gerekmez mi?
As a man, Shouldn't you take responsibility?
gerekiyor 29
gerek yok 917
gerek 16
gerekli 27
gerekmiyor 26
gerek yoktu 39
gereksiz 31
gerek kalmadı 36
gerekirse 81
gerekli değil 44
gerek yok 917
gerek 16
gerekli 27
gerekmiyor 26
gerek yoktu 39
gereksiz 31
gerek kalmadı 36
gerekirse 81
gerekli değil 44