Gibi şeyler Çeviri İngilizce
7,871 parallel translation
Ne gibi şeyler?
What things?
Normalde fesatlık halka açık yerde alkol kullanma, düzen bozma gibi şeyler beklerken savcının deyimiyle yüz kızartıcı teşhir ile suçlandım.
So usually I'd be looking at malicious mischief public intoxication, disorderly conduct, maybe. But he's got the DA saying indecent exposure.
Ne gibi şeyler?
What other things?
Bunun gibi şeyler mi?
You mean other things like that?
Size biraz salto öğreteceğim... Ve perende atma gibi şeyler.
Teach you guys some flips and handsprings and stuff.
Daha çok... Merak ettiğim şey kesin olan şeylerden ziyade "ya şöyle olsaydı" gibi şeyler.
I'm... more... curious... of any what-ifs
- Bunun gibi şeyler.
! - Like that other stuff!
Tamam, Kanunsuz alt bacağın ve dizin tehlikede ve yüksek binalara tırmanmaya devam edersen ya da bunun gibi şeyler yaparsan diz kapakların darbe alacak.
Okay, Vigilante, your lower legs and knees are in danger, so if you continue to climb up tall buildings or whatever it is you do, you're gonna blow out your kneecaps.
Bunun gibi şeyler.
That's what it looks like.
- Zenginlik, tüm dünyaya hüküm sürme gibi şeyler mi?
~ Riches, dominion over all the world? That sort of thing?
Evet. Eski zamanlardaki gibi güzel bir şeyler ayarla.
Set me up good, like we used to.
Acil durum çantası gibi olsun, çok parlak ya da gürültülü şeyler bir de...
See? It's like a survival kit, you know, for when the lights are too bright, when it's too noisy and shit...
Bronx'un içlerinde, öğretilmesi zor olan çocuklara bir şeyler öğretmek, "Dangerous Minds" daki Annie Potts gibi.
Like, deep in the Bronx, you know, teaching the kids who can't be taught, like Annie Potts in the "Dangerous Minds" TV show.
Bu arada yüzünde sanki bir şeyler değişmiş gibi.
- Yeah, you've changed something in your face.
İnsanların katledilmesi gibi şeyler vardı.
People getting slaughtered.
Bazı yasadışı satış sonrası alınan şeyler gibi görünüyor.
It looks like some highly illegal aftermarket surveillance gear.
Ne yaptım ben? Uygunsuz saç ürünü kullanma, aptalca görünen kot pantolon giyme, ve bir şeyler çaldığından şüpheleniyorum. Saç dökülmesi ürünleri ve erkek korsesi gibi.
What did I do? and we have an insider tip that you may have shoplifted hair loss products and a man girdle.
Eğer dediğiniz gibi Albay Killian gerçekten böyle hissettiyse ve notlarda anlatılan şeyler doğruysa sizinle bu konu hakkında görüşmek istiyoruz.
Colonel Killian really did feel this way... and the things described in the memos are true... we'd like to talk to you about that.
Ama seks dışında başka şeyler yaptığımız o kısacık zamanlarda, ellimizle krep yediğimiz zamanlar gibi...
But during the brief windows of time when we're doing other things besides fucking, like eating pancakes with our hands- -
Selam Bill, hayatımda sevdiğim şeyler basit şeylerden ibaret. Mehtap yürüyüşü, sıcacık güzel bir uyku çekmek gibi.
Hey, Bill, you know, for me, uh, really it's just the simple things that I like in my life, like a moonlight walk or a-a cozy, warm nap.
Senin dünyandan asla anlayamayacağım şeyler var. Tıpkı benim dünyamda senin asla anlamayacağın şeyler olduğu gibi.
There are things I will never be able to understand about your world, just as there are things you will never understand about mine.
Ve oğlumun mızmızlanması gibi benim için hoş olmayan bazı şeyler var.
And there are few things as unpleasant for me as listening to my own son whine.
"Ve oğlumun mızmızlanması gibi benim için hoş olmayan bazı şeyler var."
"There are few things as unpleasant for me as listening to my own son whine."
Evet, ayak ritmi gibi bir şeyler...
Yes, something toe-tapping like...
Dediğin gibi, çocuklara gerçek olmadığını inandırıp onlara bir şeyler yaptırıyor.
It's like you said. He's convincing the children he's not real. He's getting them to do stuff.
Mesela buradaki gibi küçük şeyler.
Things like... Like this right here.
Jan Erik'in dediği gibi ; " Ben farklı bir şeyler yapmak istedim.
Jan Erik said, " I want to do something different.
The Walking Dead gibi bir şeyler izliyordu.
He was watching, like, The Walking Dead or something.
Pekala, ben olsun gösterişsiz bir şeyler seçerdim Pippin'den Corner of the Sky gibi.
- Fantastic. Okay, so I would pick something not too obscure... Like "Corner of the Sky" from Pippin.
Halatla harika şeyler yapıyorsun, sandaletlerini kadın gibi bağlıyorsun. Bence baban yanında değildi ya da seni fazlasıyla dövdü.
And for all your skill with a rope, you tie your sandals like a woman, so I'm guessing your father wasn't around, or he'd have beaten that out of you.
Beni o katır gibi dövdüğün o gece kilisede itiraf ettiğim şeyler hikâyenin tümü değil.
See, what I confessed in church that night, that night you beat me like that mule, isn't the whole story.
Yeter artık, adam gibi bir şeyler alıyorum.
I got enough, I'll buy myself a decent bottle.
Bana ilk defa olmadığı gibi bir şeyler söyledi.
He said something about not the first time.
- Düşündüğüm gibi, burada bir şeyler...
~ As I thought, there's something here not...
Sanırım eşinle bir şeyler paylaşacaksın gibi.
Seemed like you were about to share something about your wife.
Bir şeyler geliyor gibi hissediyorum.
I feel one coming on.
Şu eve bir bak, benden bir şeyler saklıyormuşsun gibi.
Looking around this place, it seems like you've been holding out on me.
Modern bir şeyler seçebiliriz. Film gibi.
We can... choose something contemporary, like movies.
- Tüm iyi şeyler gibi.
All good things.
Söylediğim gibi ; güneş, temiz hava, para... klasik şeyler.
Like I said : sun, fresh air, Joy. The usual.
Ama dikkatimi vermem gereken daha büyük şeyler var, gençlere öğretmenlik yapmak gibi.
It's just that I have more important things to focus on, like teaching these young kids.
Sanki bu şeyler dünyadan kopuk yaşanıyormuş gibi söylüyorsunuz.
You say it like these things happen in a vacuum.
Bir şeyler ters gitti gibi hissettim.
I sensed something was wrong.
Son zamanlarda yaşadığı şeyler bu öğrendiğini gölgelemiş gibi duruyor.
Her exploits of late... seem to have clouded that memory.
Sahip olduğu şeyler beşiğimin üzerine astığı yanıp sönen bira işareti ve bilmediğim ama armadillo gibi kokan bir battaniyeymiş.
- Yeah? - The only heirlooms he's got are a neon beer sign that he set up as the nightlight over my crib and a blanket I didn't recognize that smelled vaguely like armadillo.
Evet, biliyorum. Çünkü bu da Haven'da yaptığım tüm diğer şeyler gibi sonuçlandı.
Yeah, I do... because this has turned out like everything else
Sana kızgın ve içimde sana kötü şeyler yapacakmış gibi bir his var.
She's mad at you, and I had a feeling she was gonna do something to hurt you.
Bu anlaşma işletmeyle ilgili şeyler barındırıyor eğer başarısız olursa, borcunu ödeyememek gibi, tüm borç derhal vadesi gelecek veya tüm işletme Stern'e devredilecektir.
This contract has operational covenants that, if failed, cause a default, and the entire loan becomes due immediately or the entire business goes to Stern.
İnsanların Xanadu'daki sarayları görmesini sağlayan veya İsa'nın ağaca tırmandığını gösteren şeyler gibi.
The kind of thing to provoke visions of palaces in Xanadu, or Christ stuck up a tree, and suchlike.
Diğer evde bulduğumuz gibi tuhaf şeyler.
Oh, same kinds of weirdness we found at his other place.
Ben sadece senin gibi adamlardan bıkmış biriyim ve bununla ilgili bir şeyler yapma kararı aldım.
I'm just a guy that got fed up with men like you and I decided to do something about it.