Giysiler Çeviri İngilizce
1,384 parallel translation
Hayır, sadece gameboy, piller, yiyecek, giysiler...
No, it's just, like, Gameboy, batteries, food, clothes...
Her gün temiz giysiler giymeyi de unutma.
You've got clean clothes for every day.
Ve yarın bana sivil giysiler al.
And tomorrow, buy me civilian clothes.
Siyah giysiler seni ciddi ve kurnaz gösterir.
Black suits look smarter and slicker.
Pusula, görüş artırıcılar, damıtıcı giysiler.
Paracompass, vision goggles, stillsuits.
Giysiler ve sandviç tutmak için.
To keep clothes and sandwiches in.
Sana mahkemede böyle giysiler giymemeni söylemiştim.
I had told you not to wear that thing round your waist to court.
Seni çok özel kılan güzel çoraplar, yeni ayakkabılar ve ya giysiler değil.
It's not pretty socks, new shoes or clothes that make you so special.
Giysiler için teşekkürler, Jo.
Thanks for the clothes, Jo.
Nefesini kontrol altına aldığımızda, yeni giysiler için alışveriş yapacağız.
Once we get the breath under control, we're shopping f or a new wardrobe.
Radyo ve hayatta kalma çantasını yanıma alıyorum ama koruyucu giysiler çarpışmadan hasar gördü, olduğum gibi çıkacağım.
I'll take the radio and a survival kit with me but the environmental suits were damaged in the crash, so l-I'll have to rough it.
Giysiler buna dayanır.
The suits can handle it.
Bu giysiler de ne?
What's with the dress?
Cismani beden hakkındaki bütün doğa kanunlarını görmezden geliriz. Ruhların eski püskü giysiler ve eskisi gibi saçlarıyla, hiç yaşlanmamış bir şekilde ortaya çıkmalarına tanıklık ederiz. Daha rahat bir çevre aramazlar ve ölmeden önce yarım kalan işleri bitirmek için geri dönerler.
I mean, that we can ignore all natural laws about the corporeal body that-that we witness these spirits clad in-in their own shabby outfits with the same old haircuts and hairstyles never aging, never... never in search of more comfortable surroundings, it actually ends up saying more about the living than it does about the dead.
Doğal boya, battaniye dikişli giysiler!
Natural-dye, blanket-stitched vest!
Ona bu giysiler işe yarıyor mu diye sordum.
I asked them if these suits worked.
Biliyorum ama bu türden giysiler giyiyormuş.
I know, but that's the kind of clothes she wore.
Bence, giysiler, onların üstünde, bende durduklarından daha iyi duruyor.
I think they look better on them than they did on me.
Sadece ona yeni giysiler bul Wilbur.
Just find him some clothes, Wilbur.
Sana yemek ve temiz giysiler verilecek.
You'll be given your dinner and a fresh set of clothes.
Görkemli giysiler içinde bir sürü sersem.
A bunch of buffoons in fancy dress.
Ruth için giysiler gerekiyor.
''l need clothes for Ruth.' - Yes.
- Evet. Giysiler ve kahve.
- Yeah, clothes and the coffee.
Ve Aggie teyzem tam dokuz paund, belki de bana işe başlarken aldığı giysiler için.
Aunt Aggie. Nine pounds. Maybe for my post office clothes.
Bu giysiler buraya hangi mucize eseri girdi?
And by what miracle did these clothes get here?
Entrika, tehlike, yeni giysiler.
Intrigue, danger, new outfits.
Sana yepyeni giysiler alacağız.
We'll pick out a whole new wardrobe.
Seksi giysiler ve çekici bir kişilik.
sexy clothes, charming personality.
Dostum bu giysiler leş gibi kokuyorlar.
Dude, these clothes smell like fuckin'garbage.
Size adam gibi bir hücre yemek ve giysiler hazırlarız.
Get you a decent cell with a bed and some food.
Ancak kabullendiğinde sivil giysiler giymeye hakkın olacak. Birinci Adım.
You will earn the right to wear civvies once you have admitted the first step.
Bunlar yazlık giysiler.
They're summer clothes.
Saçlar... giysiler... ama özde sen hala benimsin.
Hair... garments... but at the core, you are still mine.
Bu, moda tasarımcıları tarafından, yeni giysiler satmak için kurulan büyük...
They don't change! That's a big conspiracy perpetrated by the fashion designers to sell new clothes!
Caza kaptırıp dans etmeler, özel giysiler. Alo?
Jumpin'jivin', cat's pajamas.
Caddede çok güzel giysiler gördüm.
I saw some cute dresses down the street.
Komiktir, kutuların çoğunun üstünde "Giysiler" yazıyor.
Ironically, most of the boxes seem to be labeled "Clothes".
Ayrıca, Amerikan kültürünün büyük bir hayranıydı... Giysiler, kitaplar, filmler, müzikler.
Mm-hm, well, he was also a big fan of american culture... clothes, books, movies, music.
Eskimiş giysiler giymem. Bit pazarından alışveriş etmem. Antika toplamam.
I don't wear vintage clothes, I hate flea markets, I don't collect antiques.
Çünkü ona giysiler alabilirim.
'Cause I can buy you clothes.
Düz giysiler giymek zorunda kalıcam, kilo alıcam ve bir ponpon kız için çok şişman olacağım.
I'll have to wear flats, I'll gain weight, I'll be too fat to cheer.
O giysiler dükkâna ait.
Hey! Hey, that's store property.
Hiçbir şey. İnsan vücudunu kaplayan uzun giysiler bulunuyor.
You know, they make robes that cover up a person.
Dini giysiler geçirin üstünüze
♪ Don a supernatural habit ♪
John, fiziğine uygun giysiler giymelisin.
Now, John, you've gotta wear clothes in proportion to your physique.
Fas'a gittiğimizde bambaşka giysiler giyip bambaşka insanlar olalım.
Hey, when we go to Morocco we should wear completely different clothes and be completely different people.
En büyük hayranınız üniversiteye gidecek, giysiler alıp, parasını başka yere harcayacak.
Your biggest fan is gonna go to college, buy clothes, spend that money elsewhere.
Giysiler gezinmek için yapılmadı.
Suit jets are designed for attitude control, not travel.
Tepkiler harikaydı renkler, giysiler, kenarlar, tehlike o gizemli ortam ve heyecan.
What a reaction. It was amazing- - the colors, the clothing, the edge, the danger, the aura, the vibe!
Gerisini damıtıcı giysiler halleder.
The stillsuit will do the rest.
Yedek giysiler burada.
- I seem to remember a job lot of junk.