Goons Çeviri İngilizce
733 parallel translation
Beni döven kabadayılar neyin nesi?
Well, the goons, the ones who worked me over?
O fedailer beni dövdüğünde sen bana gerçeği söyledin mi?
Like you did when those goons worked me over.
- Yaylanın, sarhoş serseriler!
- Beat it, you drunken goons!
Bu bulduğun adam gibi birkaç tane goril ve birazcık içkiden sonra bakmışsın...
Couple more goons like that guy who picked you up back there and a little booze, and...
- Goriller onları orada mı bıraktılar sence?
- You think the goons left'em behind?
Gorillere bir gösteri yapar mısınız?
Could you put on a brief show for the goons?
Gorillerin şu kuleleri nasıI konumladığını görüyor musun?
See the way the goons got those towers placed?
Goriller kim olduğunu bilmiyor olabilir.
The goons may not know who he is.
Goriller Almanya'daki tüm kaçış uzmanlarını yığdılar.
The goons have put every escape artist in Germany here.
Ama aslında gorillere ninni söylüyor olacağız.
In fact, we're going to put the goons to sleep.
Goriller birini bulursa, biz ötekine geçeceğiz.
If the goons find one, we'll move into the other.
Goriller kişisel eşyalarımın kimisinden pek hoşlanmadılar.
The goons didn't appreciate some of my more personal items.
15'ini parçalar, koğuşta da dağınık yatarız, goriller anlamaz.
We can tear up 15 and move the men around so the goons won't miss them.
Böylece goriller onu kıpırdatmak istemez.
The goons will not feel like moving it.
Ben hayır diyorum. Tam senin dediğin gibi gorillere ninni söyledik.
Look, we've put the goons to sleep exactly like you said.
Eğer tüm kaçma girişimlerini önlersek goriller mutlaka tünel kazdığımızı düşüneceklerdir.
If we stop all the breakouts, it may only convince the goons that we must be tunneling.
Bunları ele geçirseler bayram ederlerdi.
The goons'd have a field day if they crashed in on this lot.
Roger, goriller 105'te.
Roger, goons in 105.
Barakanın önemini anlamamalılar.
If we pay attention, the goons'll know the hut's important.
Goriller elektriği keserler.
The goons'll pull the switches.
Ve o üç serseriyi hizaya sokmam da seni memnun etti, değil mi?
And that you're happy the way I handled those three goons, right?
50 İngiliz adamlarıyla beraber geliyorlar ve dahası da gelecek!
Now they got that Englishman's goons. Must be 50 of'em, more coming on every train!
Bu kıllı suratlı aptalları ışınlamada yok etmeliydik.
We should have left those fuzz-faced goons in the transporter.
Provokatörlerinizi çağırın, biber gazı bombalarınızı ateşleyin.
Call in your goons. Fire your tear gas bombs.
Eğer o hırsızlar üzerini ararsa fazla uzağa gidemezsin.
If those goons search you, you ain't gonna get far carrying it there.
Büyük aptallar orada.
Big goons over there.
Grev karşıtlarını sinirleniyorsa işimi yapıyorum demektir.
I figure as long as I'm getting those goons riled up, I'm doin'my job.
Kundakçılardan, garip tiplerden Şirket muhbirlerinden hiç korkmazmış
Of the goons and the ginks and the company finks
Sadece onun böyle pahallı suikasçilere parası yeter
Only he can afford such high-paid goons!
Hadi, sizi aptallar.
Come on, you goons.
Fedailer, Prenses Coo-Coo'yu getirin... ve ona ilacının hazır olduğunu söyleyin.
Goons, bring in Princess Coo-Coo... and tell her her medicine's ready.
Bu zorbalar bize kaça patlayacak?
How much are these goons gonna cost us?
Zorbanın teki onlar.
They're just goons.
Zorbaydık.
We've been goons!
- Bu zorbalardan korkuyorsun, değil mi?
- You're afraid of these goons, aren't you?
Sen o gorillerden misin?
You one of them goons?
Umarım kahraman olmak için bu aptalları sen tutmadın?
"I hope, you had not hired these goons to prove, u are a hero?"
Bırakın beni goriller!
Let go of me, you goons!
- Tamam. - Başka rüya gördün mü? Evet.
So, if they're not infected, can't we just send the goons outside?
O yüzden, Bölük Lideri Janklow'u çağırdım. Bay Dalton da orada mıydı? Janklow, onu da çağırdı, çünkü bilgisayar bilgisi kuvvetlidir.
Hotel is claustrophobic, it's crawling with government goons.
Aslında efendim, herşey biz duştayken bazı salakların devriye gezmemesine bağlı.
Well, sir, the whole thing depends on the fact that some of the goons don't patrol when we're havin'a shower.
Bu salaklar istedikleri gibi devriye atıyorlar.
Those goons are patrolling like they're supposed to.
Şimdi bu salaklar size transfer edildi.
Now those two goons have been transferred to you.
Var sanıyordum, ama çağırdığımda, şu kundakçılar ortaya çıktı ve benzin istasyonunu gravyer peynirine çevirmeye başladılar.
Thought I had, but when I did those goons showed up back there and started making Swiss cheese outta your gas station.
Tahmin ettiğim gibiyse o serseriler buraya sabah saldıracaklardır.
If this thing goes by the numbers, those goons will be storming this place at sunrise.
Evet, eminim fedaileri ona bu bilgiyi iletecektir.
Yeah, I'm sure his goons will pass that bit of data along to him.
Smokinli aptallar silahlı.
The goons in the tuxedos are armed.
O haydutlara hâlâ çalıştığımızı gösterelim.
Show those goons that we're still in business.
- Hadi yangın kurtarmaya bakalım
- Get the goons with the Firefly!
Zorba!
You goons!
Kötü adam salaklığıyla... kadını uğraştırır.
Villain troubles the heroine with his goons.