English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İngilizce / [ G ] / Gourmet

Gourmet Çeviri İngilizce

465 parallel translation
Aşık olmak hiç böyle değil bir gurme olduğunda
It's not like that when you're in love That's when you become a gourmet
Mösyönün bir gurme ustası olduğu belli.
I can see monsieur is a gourmet.
Ağzının tadını bilen birinden hoş bir kompliman, Lord Horfield.
Charming compliment from such a gourmet as yourself, Lord Horfield.
Sarımsak bir aşçının parfümü.
Garlic perfume for a gourmet.
60 yaşındadır, ama Paristeki en iyi kulaklara sahiptir üstelik boğazına en düşkünüdür de.
He's 60 years old, but he's got the best ear in Paris... and he's the finest gourmet!
Saygı değer bir gurme, katışıksız şarabı ayırt edebildiğine göre....... elbette, laboratuvar testine gönderme zahmetinde bulunmazlar.
Of course, there's no use going through the trouble of a laboratory test... when any self-respecting gourmet can detect impurities.
Gurme yemeği.
It's a gourmet's dish.
İyi akşamlar, tad uzmanı dostlarım.
Good evening, fellow gourmet.
Öyle bir gurme ki gut hastalığı bile var.
He's such a gourmet he even has the gout.
Gurme Reuter'a.
And to Reuter the gourmet.
- Bugün pisboğazlığım üstümde.
- Gourmet food.
Tam bir gurmeydin, değil mi Palmer?
You're quite a gourmet, aren't you?
Ordövr bu, Bay Velasco yapıyor, ünlü bir aşçı o.
It's an hors d'oeuvre, Mother. Mr. Velasco makes them himself. He's a... a famous gourmet.
- Deme.
Gourmet.
Aynı Aşçılar Birliğine üyeydik - 150 üye -
Well, we belong to the same gourmet society.
Birkaç dakikaya varmış oluruz. Hancı yeni bir tür şarap üretmiş.
The house keeper has got a sort of wine, it's gourmet's paradise he has there.
"Gurme'nin Kılavuzu"
"The Gourmet's Guide."
Fakat Neyron bir gurme.
But Neyron is a gourmet.
Akşam patronu yemeğe geldi bir Avrupa sosu olan gurme deniz tuzu servis etti.
The night his boss came to dinner... she served Gourmet salt, the condiment of continental -
Sen bir gurme misin ( Iyi yiyecek ve içecekten anlayan kişi )?
You a gourmet?
Genç dostumuz bu kadar sağlıklı olmasaydı...
If only our young gourmet weren't so normal.
Şarap ve kadınları iştahayla beğenen bir tatbilirsiniz.
A gourmet, with a lusty taste in wine and women.
Gurme işbaşında.
That's gourmet cooking for you.
- Gurmenin korkulu rüyası.
- Gourmet's nightmare.
Çavuş, karım Avrupa yemekleri üzerine....... kurs görüyor.
Sergeant, my wife is currently taking a course at the Continental School of Gourmet Cooking.
Zor beğenir bir gurme olan bebek dinozorun en sevdiği yiyecek yoncaydı.
The favourite food of the baby dinosaur who was a fastidious gourmet, was clover
Çinli gurmeleri inceliyorum.
I check to the Chinese gourmet.
Sanırım, gurme... akşamını tartışıyorduk aşkım.
I believe we were discussing the gourmet evening, dear.
Şef genelde yalnızca özel geceler için alıyor... bilirsiniz, gurme geceleri için falan.
Well, the chef usually buys it only on special occasions, you know. Gourmet nights, and so on.
Arada hep çıkar böyle Bay Fawlty.
- There's always a few, Mr Fawlty. - Not on gourmet night, there won't be.
Demek istediğim şu ; ben bir gurmeyim.
I mean to say, I am a gourmet.
Suçlama ceza kanununun 640, 515 ve 516'ıncı maddelerine temel teşkil ediyor. "Gurme'nin Tavernası" restoranının sahibi Spegiorin Oreste'nin ifadesine göre onlara birinci sınıf gulaş diye yüzlerce kutu köpek maması satmakla suçlanıyorsunuz.
Articles 640, 515 and 516 of the penal code on the basis of a report by Spegiorin Oreste as the owner of the restaurant "The gourmet's tavern" you've been charged with selling a lot of one thousand cans for food for dogs passing them off as top notch goulash.
Bay Carnegie, leşyiyen gurme, şeyden...
- Mr Carnegie, the scavenger gourmet from...
Seni ilk gördüğümde iyi bir gurme olduğunu anlamıştım zaten.
I had you pegged for a gourmet first time I met you.
Gurme olduğunu duymuştum...
I hear you're a gourmet...
Lokanta işimizle ilgili konuşmayalım...
We don't talk about our gourmet shops...
Lüks lokantalar. Süper aşçılar tarafından üretilmiş gurme ürünleri satacaklar.
De luxe shops selling gourmet products by great chefs.
Ben bir fotoğrafçıyım güzelden anlarım seni restoranda gördüğümde, ve o ışığı...
See, I'm a photographer, I'm a gourmet of beauty, and when I saw you at that restaurant, and that light,
Kusura bakma, Kung Fu'nun gezgin gurmesi yine Çin yemeği yiyemeyecek.
I'm sorry, but kung fu's galloping gourmet is off his litchi nut again.
Leopar ağzının tadını biliyor.
Looks like we have a gourmet leopard on our hands.
- Sana fikrini soran yok Bay Gurme.
I'm not interested in your opinion, Mr. Gourmet.
İyi bir Gurme'nin yemekleri, hakikaten, hayattaki büyük lezzetlerdendir.
Fine gourmet cooking is truly one of the greatest pleasures of life.
Sen ağzının tadını bilirsin Ed.
You're the gourmet, Ed.
Ama sizin kadar ince zevkli bir insanın, aydınlanmış birisinin, eski eserleri okumasını seven, en iyi Porto şarabını... alabilen birisinin sosyal konumu nasıl böyle... tehlikeye atabildiğini anlayamıyorum.
But how can you, a gourmet, a positive thinker, an informed collector, a lover of old books who sends us the best port wine - - how can you jeopardize your social position?
Benim geldiğim kuzeyde, çok enfes lezzette taşlar vardır.
Where I come from in the North, we us to have exquisite gourmet rocks.
Belki bu lezzetli kayalardan yanıma almalıyım, yol için...
Maybe I'll take a few of these yummy gourmet rocks, for the road...
Ağzının tadını bildiğini.
He says you're a real gourmet.
Şimdi ise bize gurmelik yapıyor.
Now he's our resident gourmet.
İkincisi, Percy'nin de bana eşlik edeceği, şalgam yeme ziyafeti.
Secondly, Percy will join me in here for the gourmet turnip eating.
- Çok bencilsin.
- You're a selfish gourmet.
Colin'in başı büyük dertte.
He's just made it to the rope... just a little lucky there and there it is, a double Eydie Gourmet, should be able to twist out of this... and he does... but he's looking pretty groggy... and I think he's caught himself there with two forearm smashes, and that is it! .

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]