Gruffalo Çeviri İngilizce
57 parallel translation
- Bana ayı dediler.
They called me the Gruffalo.
Gruffalo'yla?
Gruffalo?
Bir Gruffalo'yla.
A Gruffalo.
Gruffalo mu? Gruffalo da nedir?
A Gruffalo, what's a Gruffalo?
Gruffalo mu?
A Gruffalo?
Bilmez mi ki Gruffalo diye bir şey yoktur?
Doesn't he know? There's no such thing as a Gruffalo?
Çayı şeyle beraber içeceğim Gruffalo'yla?
I'm going to have tea with... a Gruffalo?
Gruffalo da nedir?
What's a Gruffalo?
Ziyafeti şeyle beraber çekeceğiz Gruffalo'yla?
I'm having a feast with a hmpff.... Gruffalo?
Bilmez mi ki Gruffalo diye bir şey yoktur?
There is no such thing as a Gruffalo?
Gruffalo...
Gruffalo...
Ah şu aptal yaşlı Yılan bilmez mi ki Gruffalo diye bir şey yoktur!
Silly old Snake, doesn't he know there is no such thing... as a Gruffaloooh!
Bu bir Gruffalo.
It's a Gruffalo.
Dedi Gruffalo...
- The Gruffalo said...
Pekâlâ. Dedi Gruffalo, kahkahadan yarılırcasına.
All right, said the Gruffalo, bursting with laughter.
Epey bir yürüdükten sonra dedi ki Gruffalo :
They walked and walked, until the Gruffalo said :
Yılan'ın Gruffalo'ya bir kez bakması yetti.
Snake took one look at the Gruffalo.
Dedi Gruffalo.
- Said the Gruffalo.
Biraz daha yürüdükten sonra dedi ki Gruffalo :
They walked some more... Till the Gruffalo said :
Baykuş'un Gruffalo'ya bir kez bakması yetti.
Owl took one look at the Gruffalo...
Biraz daha yürüdükten sonra dedi ki Gruffalo :
They walked some more. Till the Gruffalo said :
Tilki'nin Gruffalo'ya bir kez bakması yetti.
Fox took one look at the Gruffalo...
Evet, Gruffalo... Dedi Fare.
Well, Gruffalo, said the mouse.
Benim en sevdiğim yemek Gruffalo Turtası'dır.
My favourite food is... Gruffalo crumble!
Gruffalo Turtası mı?
Gruffalo.. crumble...
Dedi Gruffalo korkaraktan.
the Gruffalo said.
Demek ki bir Gruffalo'yla karşı karşıyayız.
What are we up against - the Gruffalo (?
Gruffalo'nun.
The Gruffalo.
Gruffalo buraya gelmiş!
The Gruffalo's been here!
Gruffalo dedi ki...
The Gruffalo said that...
Hiçbir Gruffalo engin ve kasvetli ormana girmemeli.
No Gruffalo should ever set foot in the deep, dark wood.
Dedi Gruffalo.
Said the Gruffalo.
Dedi Gruffalo.
The Gruffalo said.
Karlı bir geceydi, Gruffalo yüksek sesle horladı. Küçük Gruffalo'nunsa canı çok sıkılmıştı.
One snowy night when the Gruffalo snored the Gruffalo's child was feeling bored.
Küçük Gruffalo kendini bir an çok cesur hissetti ve Gruffalo mağarasından dışarı yavaş adımlarla ilerledi.
The Gruffalo's child was feeling brave so she tiptoed out of the Gruffalo cave.
Küçük Gruffalo'ysa ormanın içine doğru yürüyordu.
Into the wood went the Gruffalo's child.
Ama aradığın şey gölün orada. Doyuruyor karnını Gruffalo pastasıyla.
But he's down by the lake eating Gruffalo cake.
Dedi Küçük Gruffalo.
Said the Gruffalo's child.
Doyuruyor karnını Gruffalo çöreğiyle!
Eating... Gruffalo pie!
Gruffalo!
Gruffalo!
Susuzluğunu gideriyor Gruffalo çayıyla.
Er, drinking Gruffalo tea.
Dedi Küçük Gruffalo hüzünle. Sonra da oturdu üstü karla kaplanmış bir kütüğe.
Said the Gruffalo's child as she sat on a stump where the snow lay piled.
Küçük Gruffalo açtı elini.
The Gruffalo's child unclenched her fist.
Diye haykırdı Küçük Gruffalo.
Yelled the Gruffalo's child.
Ayak izleri Gruffalo mağarasında sonlanıyordu. Küçük Gruffalo kendini eskisi kadar cesur hissetmiyordu.
The footprints led to the Gruffalo cave where the Gruffalo's child was a bit less brave.
Canı da eskisi kadar sıkılmıyordu.
The Gruffalo's child was a bit less bored.
Gruffalo başladı tekrar horlamaya horladı horladı.
And the Gruffalo snored and snored and snored.
"Peki Gruffalo" demiş fare. "Gördüğün gibi herkes benden korkuyor."
"Well, Gruffalo," said the mouse, " you see, everyone is afraid of me.
"... ufak Gruffalo. "
"gruffalo crumble."
Bilmez mi ki Gruffalo diye bir şey yoktur?
There's no such thing as a Gruffalo?