English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İngilizce / [ G ] / Gözlüğüm

Gözlüğüm Çeviri İngilizce

250 parallel translation
Pilot gözlüğüm yok.
I haven't got any goggles.
- Gözlüğüm nerede?
- Where are my glasses?
Gözlüğüm...
My glasses...
Gözlüğüm üzerimde değil, fakat sen her şeyin üç saate olacağını söylüyorsun?
I ain't got my glasses on, but you say it's all gonna happen in three hours?
Arkada kuyumcu gözlüğüm var, onlara bakmamın bir sakıncası var mı?
I have a jeweller's glass in the back room. Do you mind if I take a look at it through that?
- Bunlar gözlüğüm!
Oh, excuse me. This is my glasses.
Gözlüğüm yok mu?
Don't call anymore. Run!
Gözlüğüm!
My specs!
Gözlüğüm olmadan göremiyorum... ve onu onlardan geri almalıyım.
I can't see without my glasses... and I got to get them back.
- Gözlüğüm olmadan göremem ki.
- My glasses. I can't see without my glasses.
Oscar, gözlüğüm bira içinde kaldı!
Oscar, you got beer all over my glasses!
Gözlüğüm yok.
I don't have my glasses.
Gözlüğüm!
My glasses!
Gözlüğüm nerede?
Where are my glasses?
- Gözlüğüm olmazsa utanıyorum.
- I feel embarrassed without my glasses.
- Gözlüğüm!
My glasses!
Gözlüğüm nerede?
- Where did my glasses- -
Tek gözlüğüm oydu.
They're the only pair I've got.
Birisi beni itmiş itince de gözlüğüm düşüp kırılmıştı.
and the glasses fell and they broke.
Suikastçıyı gördüğümde gözlüğüm gözümdeydi, onu çok net hatırlıyorum.
But when I saw the assassin... I was still wearing the glasses, that I'm sure of.
- Gözlüğünüz, lütfen. Gözlüğüm mü?
- Your watch, please.
Gözlüğüm... Her ikimiz de esiriz.
My spectacles... we're both your prisoners.
Gözlüğüm.
My glasses.
Ama gözlüğüm olmadan hiçbir şey göremiyorum.
Can't see a thing without my glasses.
Bunlar benim gözlüğüm.
These are my glasses.
Şimdi de gözlüğüm düştü.
Now I dropped my glasses.
- Gözlüğüm!
- My glasses!
Gözlüğüm!
- My glasses.
Bu benim gözlüğüm değil.
Monsieur Poirot, these are not my glasses.
Gözlüğüm. Gözlüğünüz kırılmışsa, kuşkusuz telafi ederim.
If your glasses are broken, I will, of course, reimburse you.
Gözlüğüm yanımda değil.
I don't have my glasses.
Gözlüğüm!
Otto?
- Gözlüğüm olmadan araba kullanamam!
- I can't drive without my glasses!
Gözlüğüm...
My eyes...
Sadece tek bir gözlüğüm var.
I've only got one pair.
Güneş gözlüğüm, içinden hiçbir şey göremiyorum.
These glasses, I can't see anything through them.
Gözlüğüm kırıldı ve camı düştü!
My glasses broke and the lens fell out!
- Lensi siktir et, bana gözlüğüm lazım. - Kenara çekil.
Fuck the lens, I need my glasses.
Bazen vizörüm ( gözlüğüm ) tekrarlanan desenler yakalıyor ama.
Sometimes my visor picks up resonance patterns.
Gözlüğüm olmadan kontrol edemiyorum.
Without my visor, I can't control these things.
Odamdaki masanın üstünde gözlüğüm var.
Boy! On the desk in my room, you'll find my spectacles.
- Güneş gözlüğüm nerede?
- It's so pretty Where are my sunglasses?
Gözlüğüm mü?
My glasses?
Gözlüğüm her türlü elektro manyetik dalgalanmayı algılıyor.
My visor's picking up all kinds of electromagnetic fluctuations.
- Kahretsin Seth, başka gözlüğüm yok!
- Fuck, Seth, these are my only pair!
Bu gece görüş gözlüğüm.
These are my night-vision goggles.
- Hey, o benim gözlüğüm.
- Hey, those are my shades.
Gözlüğüm.
My specs.
Gözlüğüm...
Glasses...
Gözlüğüm....
My glasses...
Gözlüğüm lütfen.
My glasses.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]