Gözüm üzerinde Çeviri İngilizce
574 parallel translation
Teşekkürler, ama gözüm üzerinde olsun istiyorum, Rico.
Thanks, but I like to keep my eye on you, Rico.
İlk gördüğümden andan itibaren gözüm üzerinde.
Saw that the first minute I clap her eyes on her.
- Gözüm üzerinde olmalı.
- I must look at you.
Gözüm üzerinde, Bayan Sinclair.
I've got him in sight, Mrs. Sinclair.
Bir çocuğun zekasına sahip ama ne de olsa erkek. O yüzden gözüm üzerinde olacak.
He has the mind of a child, but he's managed to produce a family... so I keep him on.
Gözüm üzerinde.
I'm onto you.
- Gözüm üzerinde.
- I have my eye on you.
Gözüm üzerinde.
I'm watching you closely.
Gözüm üzerinde olacak.
I'll keep my eye on him.
Geldiğimden beri gözüm üzerinde.
Oh, I've had my eye on you every minute since I've been here.
Gözüm üzerinde!
And I'll be watching.
Gözüm üzerinde.
Well, I've got me eye on ya.
Bir gözüm üzerinde ona göre.
I can keep an eye on you.
Müfettişe söyleyin bir gözüm üzerinde olacak.
Tell the inspector I will personally keep an eye on things.
Gözüm üzerinde.
You'd better be right. We'll keep an eye on you.
- Gözüm üzerinde.
- I'm watching you.
Ama gece gündüz gözüm üzerinde olacak böylece kaçıp gidemeyeceksin.
But I'll watch you day and night so you won't escape
Bir müddet daha gözüm üzerinde kanki.
Be viddying you some more sometime, droogie.
Gözüm üzerinde!
I'm watching you!
Gözüm üzerinde!
I am watching you!
Gözüm üzerinde olacak.
You best keep a short rope on him.
Gözüm üzerinde olacak.
Well, I'll sure keep an eye out for him.
Gözüm üzerinde, oldu mu?
I'M ALL EYES, ALL RIGHT?
Gözüm üzerinde, Damien.
Just keeping an eye on you, Damien.
Kentten ayrılmak gibi parlak fikirlere kapılma çünkü gözüm üzerinde olacak.
Now don't get any bright ideas about leaving town -'cause I'm gonna be watching you.
O zaman gözüm üzerinde olacak.
I'll keep an eye out.
Gözüm üzerinde, eğer çizgiyi aşarsan...
I've got my eyes on you and if you ever get out of line...
Çünkü gözüm üzerinde.
Because I watch you.
İyi, ama gözüm üzerinde.
Hi, Al. Thanks, Peg.
Gözüm üzerinde.
I got my eyes on you.
Gözüm üzerinde.
I'm watching you.
- Oyununu bildiğin gibi oyna ama gözüm üzerinde.
- Play it your way. But I'm onto you.
# Gözüm üzerinde bebeğim #
♪ I got my eye on you baby ♪
Sevgili Juve, doğru iz üzerindeyim. Kuş kafese girdi, gözüm de üzerinde. Fandor.
My dear Juve I've come to a good end The bird is in the nest I make good guard Fandor
Gözüm üzerinde olacak.
I've got my eye on you.
Gözüm hep üzerinde mi olacak?
I can't trust you out of my sight.
Bir gözüm hep üzerinde.
Oh, I've been keeping an eye on her.
"Gözüm hep üzerinde" dedi. Oldukça da samimiydi söylediğinde.
He said, "l got my eye on you." I think he really means it, too.
Gözüm senin ve kızın üzerinde.
I've watched you with this girl.
Gözüm şu yerin üzerinde.
I've got an eye on that place.
Gözüm dördünüzün üzerinde.
Yes. I can't watch the four of you.
Gözüm onun üzerinde.
I'm keeping an eye on him.
Bu yüzden de seni artık izleyeceğim. Çizgiye gelene kadar gözüm üzerinde olacak.
I'm going to see to it personally that you tow the line.
" Gözüm hep üzerinde
" l'm keeping my eye on you
" Gözüm hep üzerinde
" I'm keeping my eye on you
Gözüm Dudley'nin üzerinde olacak ve sana İngiltere'deki her okulun kapısını açacak bir referans yazacağım.
I'll watch this Dudley fellow and write a recommendation that will get you into any school in England.
Gözüm kuzeninizin üzerinde.
I have my eye on your cousin.
Bir gözüm onun üzerinde olacak...
I wanna keep an eye on that...
Gözüm onun üzerinde olacak.
I've got my eye on him.
- Gözüm onun üzerinde çünkü.
I keep an eye on her.
Ama bir gözüm onun üzerinde olacak tamam mı?
But I'll keep an eye on him, okay?