Hangman Çeviri İngilizce
293 parallel translation
Fantomas hayatta ve özgür! Müthiş gerçek, ölüm cezasına çarptırılmış olan Gurn'un bu sabah yapılacak önemli infazından birkaç dakika önce Jante Hapishanesi'nin İnfaz bölümündeki büroda hazırlık yapan cellat tarafından yanlış kişiyi infaz edecekleri farkedilince ortaya çıktı.
A prodigious fact has just occurred this morning in the office of the Clerk of the Court of the prison of Jante, at the time when the hangman was about to prepare the murderer Gurn sentenced to death, that is some minutes before key execution.
Mahkemede verdiği boşa savaştan sonra eski mafya lideri, Sam Vettori bugün, boynuna ip geçirildiği sırada, acınası bir görüntü sergiledi. "
After a futile battle in the courts Sam Vettori, former gang leader today presented a pitiful figure as the hangman's noose was placed around his neck. "
- O umumi celladımız.
- He's the public hangman.
- Cellat mı?
- Hangman?
Cellat ne oluyor?
What's a hangman?
Ben de bir gün cellat olabilir miyim?
Can I become a hangman someday?
Cellat bir cezalandırıcıdır, kafaları ustalıkla uçuran bir adamdır.
A hangman is an executioner, the man who takes heads off skilfully.
Sende bir celladın görünüşü ve terbiyesi var.
You've the looks and manners of a hangman.
Bize acıyıp idam ettirmeyip hızlı ölümden alıkoyarak köleliğin yavaş ölümünün ellerine teslim etti.
He spares us the mercifully quick extinction of the hangman's rope... and gives the slow death of slavery.
Dar ağacında kırılmasını istemiyorum.
I have no wish to hear it cracked by a hangman's knot.
Söz verdim, her kim askeri izinle yolsuzluk yaparsa cellatın ipi ile cezalandırılacaktır.
Will you promise to stop the traders? You have this promise, that any man who interferes with a military permit will make the acquaintance of the hangman.
Özellikle sonunu. " Hücresinin dışında her şey iyi ama kalbinde celladın sesini, darağacının düşüşünü duyuyor ve annesinin gözyaşını.
I liked the ending especially. "And all is well outside his cell but in his heart he hears the hangman calling the gallows falling and his white-haired mother's tears".
Buradaki sürgün Çek hükümeti cellat Heydrich'in cesurca infaz edilişiyle... Nazilerin yapabildikleri kadar vahşice ülke genelinde barbarlıklarını sergileyerek. toplu kıyımlara neden olacağını beklemektedir...
The Czech government in exile here informs that the daring execution... of the hangman Heydrich is expected to be followed by a nationwide bloodbath... as savage as only the Nazi barbarians can be.
Çek halkı "Celladı" infaz etti.
The Czech people have executed "the Hangman".
Kendime tekrar tekrar diyorum ki... bu adam, her kim olursa olsun... "Cellat" ı öldüren, büyük bir vatanseverdir... bir kahramandır!
I say to myself, again, and again... this man, whoever he is... whoever executed "the Hangman", is a great patriot... a hero!
Sonra yaklaşık 5.30 sıraları, dışarı çıkıp öğleden sonraki gazete baskılarına bakmak istedi... Hepsi "Hangman" vurulmasıyla ilgiliydi...
Then about half past five, he comes out wants to see the afternoon papers... all about the shooting of the "Hangman"...
Odasında asılmaya hazır bir darağacı gördüm.
I saw a hangman's noose that Jacqueline had hanging, waiting.
Bu çocukların, adet olduğu üzere hapsedildiğini... kırbaçlandığını, ihmal edildiğini, cellâtların arzu ettiği şekilde sömürülüp... infaz edilecek kişiler olarak yetiştiğini düşün.
Put the case that he has known them to be imprisoned, whipped, neglected, cast out, qualified in all ways for the hangman, and growing up to be hanged.
Cellat Düzlükleri, Hassayampa.
Hangman's Flats, Hassayampa.
# İdam mahkumu şafak vaktini bekliyor.
# Hangman waiting on this dawn
# İdam mahkumu şafak vaktini bekliyor.
# Hangman waiting on this dawn... #
Onun pisliğini temizlemek için cellatın ilmeği daha iyi olacaktır.
For the scum that he is, the hangman's noose will be better
İkinci olarak da, asılmak üzere olan bir adamı asılacağı ipin boyutu, konumu ve kuvveti hakkında bilgilendirmeniz cellatı ya da adamın asılacağı gerçeğini ortadan kaldırmaz.
Secondly, by informing a man about to be hanged of the exact size, location and strength of the rope you do not remove the hangman or the certainty of his being hanged.
Daha önce hiç cellat ipi gördün mü?
Did you ever see a hangman's knot before?
Cellat Ağacı.
Hangman's Tree.
Asacak, asıyor, astı. Cellada bak, ne yaptı?
Hing, hang, hung See what the hangman done
Cellada bak, ne yaptı?
See what the hangman done
Asacak, asıyor, astı Cellada bak ne yaptı?
Hing, hang, hung See what the hangman done
Cellâdın ipi, lssy'den Vanvre'a kadar uzanır,
The hangman's noose Runs from Issy to Vanvre
Hırsız bile çalmadı.
No one steals the hangman's noose.
Bayan Plimsoll, ne cezbedici bir görünüşünüz var. Darağacında bekleyen cellat gibisiniz.
Miss Plimsoll, how alluring you look, waiting like a hangman on the scaffold.
Özgürlük ya da celladın ipi?
Freedom or the hangman's noose?
Silver City'li cellat?
The hangman from Silver City?
Cellat değilseniz, burada işiniz ne?
No. If you're not the hangman, what are you doing here?
Oturup Ketchikan'daki celladı beklememi isteyemezsiniz.
You can't ask me to just sit and wait for the hangman at Ketchikan.
Küstah Floransalıyı Sant Angelo'nun celladına postalamak gerek.
This presumptuous Florentine should be handed over to the hangman of Sant'Angelo.
Cellat düğümü de atabilirim.
- I can make a hangman's knot.
Ben acaba cellat mıyım yoksa kurban mı en korkunç işkenceleri hayal ediyorum çünkü onları anlatırken de, kendim acı çekiyorum onlardan.
I don't know if I'm hangman or victim for I imagine the most horrible tortures and as I describe them, I suffer them myself.
Ama sonra, mahkeme salonunda otururken fark ettim ki daha önceki gibi tutuklu olarak değil de, yargıç olarak otururken fark ettim ki, kurbanı cellada vermeye gönlüm razı olmuyor.
But then I saw, when I sat in the courtroom myself not as I had been before a prisoner, but as a judge I saw that I could not bring myself to give the victim to the hangman.
Çünkü 25 Mart'ta cellatla ´ randevun var.
Because on March 25th, you have a date with the hangman.
Sorunun nedir, ilmikçi?
What's the matter, hangman?
Hayır.
The hangman is up your way?
Cellat işini sessizce yapmak zorunda, Şerif.
The hangman has to do his work in peace, sheriff.
Yerel cellat.
Who is he? The local hangman.
- Cellat olduğunuzu söylediler.
They tell me you're a hangman.
Ben bir cellatım.
I'm a hangman.
Cellat mı?
A hangman?
Beni görmüşler gibi bu kanlı ellerimle.
'and'Amen'the other, as they had seen me with these hangman's hands.
Merhaba, cellat.
Howdy, hangman.
Cellat konuşmayacak.
The hangman won't talk.
Yerel cellat. Adı Django.
The local hangman.