Hanky Çeviri İngilizce
274 parallel translation
Bu kızlar herkesle yatıyor.
We all have been with these hanky-panky girls.
Varsa, ellerini mendille sil!
Wipe your fingers on your hanky, if you have one!
- Cüzdanımda iki kroner var.
- I have two kronor in my hanky.
Mendilin var mı?
You have a hanky?
Teyzecim, mendilimi kaybettim!
Auntie, I lost my hanky!
Bana öyle abuk-subuk oryantal ticareti yapma, olur mu?
Now, don't give me any of that Oriental hanky-panky business, you know.
Fakat aralarında karanlık bir şeyler olduğu konusunda ikisi de hemfikir.
However, they both agree that some kind of hanky-panky must've been going on.
Kötü görünüyor.Sinekleri uzak tutmak İçin, üzerine mendilini koy.
It looks bad. Put your hanky on it to keep it away from the flies.
- Burada aşna fişne yok.
- There's no hanky-panky here.
Bana sorarsan bu aşna fişne işte.
Now that's hanky-panky from where I stand.
Denetçiler gelebilir, defterleri inceleyebilirler... Mağaza fonuyla dalavere çevirdiğinizi ortaya çıkarabilirler.
The auditors may come in, go over your books... and find out that you've been playing hanky-panky with the store funds.
Kafayı üşütecek tiplerden değildi.
No hanky-panky, if you know what I mean.
Benim gemimde asla, tekrarlıyorum, asla aşna fişne olamaz.
In my ship there is no... Repeat, no hanky-panky between the sexes.
Cinsiyetler arasında aşna fişne olmamasının vakfın altın kurallarından biri olduğunun farkındayım.
Now, I fully realize, madam, that it is a golden rule of the trust that there shall be no hanky-panky between the sexes.
Rujlu bir mendil buldunuz mu veya yabancı bir kadının parfüm kokusunu aldınız mı?
What about lipstick on his hanky? Perhaps a suspicious scent of perfume?
Adilik yapma Bay Beshraavi.
No hanky-panky, Mr. Beshraavi.
Sahtekarlıktan şüpheleniyorum.
I suspect hanky-panky.
- Sen ve şu mendilin yok mu...
You and your hanky!
saat, anahtar, eski ama bir o kadar da güzel bir mendil ve gümüş bileklikler.
a watch, a keys, older hanky, but also beautiful, silver derbies.
Arka koltukta hanky-panky durumları ha!
Now then, Sue... no hanky-panky in the back seat!
Küçük serseri denebilir bence.
Why don't we call it "a little bit of hanky-panky"?
Ve hokus pokusun hilesini bulmak için gözlerinizi dört açın.
And watch out for the slightest hint of hanky-panky.
Bizler daima senin yanındaydık.
We hanky-panky men have always been with you.
Len Hanky, el ve ayak hastalıkları uzmanı, röntgenci, tavukçu.
Len hanky- - Chiropodist, voyeur, hen-teaser
- Dişle mendil tutmayı da gösterebilirim.
- And to pick up a hanky with your teeth.
Lauren Hanky'nin şapşal kuzeni boyadı onları.
Lauren Hanky's nitwit cousin painted them.
Üç kişilik bir hikaye, eminim çok etkileneceksin.
A three-hanky story if you're easily moved. - For God's sake, Jackie. - What?
Daha önce sözünü ettiğim nesnelerin yanısıra, cüzdanı, kalemi, anahtarları, bir paket ciklet ve bir mendili bulunuyordu.
Besides the items I mentioned before, there were his wallet, pen, keys, pack of gum and a hanky.
Sol arka cebindeki açık mavi mendil ağzına vermek istediğini belirtir sağ cebindekiyse ağzına almak istediğini gösterir.
A light-blue hanky in your left back pocket means you want a blow job right pocket means you give one.
Eğer seyretmeyi seviyorsan, cebinden o mendili çıkar, pislik.
If you like to watch, take that hanky out of your pocket, asshole.
Hey, kızın üzerine abanma.
Hey, no hanky panky with my sister.
Abanma diyene bakın.
Watch your own hanky panky here.
Kimseyle kırıştırmadan.
And some hanky-panky.
Orada ne yaptığınızı sanıyorsunuz?
What do you hanky doing down there?
İşarete ihtiyacım kalmadı. Sorun kendiliğinden halloldu.
[Jimmy On Radio] I don't need the white hanky.
Ve bir daha küçük çocuklarla aşna fişne yapma!
And no more hanky-panky with the little boys.
Mendilini kaybetme.
Don't lose your hanky.
Al gördün mü?
Here, see? No hanky!
Mendildeki kan daha kurumamış bile.
The blood on that hanky's not even dry yet.
Ne yapabileceğime, bir bakacağım, ama geceyarısına kadar evinde olması ve aganigi falan olmaması konusunda ısrarcı olmam gerekiyor.
I'll see what I can do, but I must insist that she be home by midnight and that there be no hanky-panky, sir, whatsoever.
Eminim seni anlamayacaktır.
I'll bet there's hanky panky there!
- Ufacık bir kaçamak öyle mi?
Slipping away for a little hanky-panky.
Joey, artık dalavere yok.
Joey, no more hanky-panky.
Mendilin olduğu için şanslıyım.
Lucky for me you had that hanky thing.
- Ben.
- It's me hanky.
Hanky, seni kabadayı!
You big bully!
Evlilik dışı bir aşna - fişne belki.
Some kind of extramarital hanky-panky, maybe?
Hayatı kapatıp.Ölümü tüm gece ağzından düşürmedi. Benim onu heyecanlandırmam bile işe yaramadı.
We were snatching life out of the jaws of death all night, and even all that hanky-panky didn't help.
Daha 5 tane daha yazılı vardı... ama birileri burnunu mendilsiz temizleyemedi.
We had five more written down but somebody couldn't blow his nose without a hanky.
Rieper'ların kızlarının varlığını tolere etmek için kendimi hazırladım ama şeye katlanamayacağım bilirsin, fırıIdakça şeylere.
I'm prepared to tolerate that Rieper girl's presence, but I will not stand for any... you know... hanky-panky.
Belki bir parça... el çabukluğu haa?
Maybe a little bit of... hanky-panky, huh?