Harcourt Çeviri İngilizce
156 parallel translation
Efendim, bu bey Dr. W. Gregory Harcourt.
Your Honour, this gentleman is Dr. W. Gregory Harcourt.
Dr. Harcourt savcılık makamının bu davadaki psikiyatrıdır.
Dr. Harcourt is the People's psychiatrist in this case.
İzninizle Dr. Harcourt'un masamızda gözlemci olarak oturmasını talep ediyoruz.
We ask that Dr. Harcourt be allowed to sit at our table as an observer.
Dr. Harcourt, üniversite eğitiminizi nerede aldınız?
Dr. Harcourt, where did you receive your university training?
Hepsi bu kadar Dr. Harcourt.
That's all, Dr. Harcourt.
- Harcourt Fenton Mudd.
Harcourt Fenton Mudd.
Kaptan Kirk, bir daha ki emirlerinizi Harcourt Mudd'dan alacaksınız.
Captain James Kirk, the next orders you're taking will be given by Harcourt Fenton Mudd.
- Harcourt Fenton Mudd, hırsız...
Harcourt Fenton Mudd.
Harcourt Fenton Mudd!
Harcourt Fenton Mudd.
Harcourt Fenton Mudd, nerelerdeydin?
Harcourt Fenton Mudd, where have you been? What have you been up to?
- Harcourt!
- Harcourt!
Harcourt Fenton Mudd, ne halt karıştırıyorsun?
Harcourt Fenton Mudd, what have you been up to?
Harcourt!
Harcourt!
Harcourt Fenton Mudd, çok içiyor, çok yiyorsun.
Harcourt Fenton Mudd! You've been overeating again, and drinking!
- Benim burada bir işim var.
I see I've got my work cut out for me. Harcourt!
- Harcourt!
Have you ever seen a worm in alcohol?
Harcourt, bu taraftan.
Harcourt, this way.
Harcourt, cesetleri taşıması için ona yardım et.
Harcourt, give him a hand to remove the bodies.
İki piyade, Giford ve Harcourt yakında burada olacak.
Two troopers, Gifford and Harcourt, will be here directly.
- Harcourt, benimle gel. - Emredersiniz, efendim.
- Harcourt, you come with me.
Hadi, Harcourt.
Come on, Harcourt.
Ama bundan Hartcourt Smith'e bahsetmemeni tercih ederim.
But I'd rather you didn't mention it to Harcourt Smith.
Hartcourt Smith'i tepemden al, yeter.
Just keep Harcourt Smith off my back.
- William Harcourt, Hubley'in iş arkadaşı.
- William Harcourt, an associate of Hubley's.
Bayanlar ve Baylar, William Harcourt.
Ladies and gentlemen, William Harcourt.
Mr William Harcourt?
Mr William Harcourt?
Harcourt.
Harcourt.
Sonra Harcourt bütün bilyeleri alabilmek için onları ortadan kaldırdı.
Yeah, then Harcourt wiped'em all out, so he could have all the marbles.
Onlara gerisini de anlat, Harcourt.
Tell them the rest of it, Harcourt.
Sanıyorum, Harcourt ve Kipling ölünce, yeni bir göreve verilmeni isteyeceksin.
I assume, with Harcourt and Kipling dead, you will be requesting a reassignment now.
Yo, ben Harcourt'u vurmadım. Gerekmedi.
No, I didn't shoot Harcourt.
- Harcourt.
- It's Harcourt.
- Rita Harcourt.
- Rita Harcourt?
John Harcourt.
John Harcourt.
Sizi de alırdık ama Harcourt Street'in yakınlarında bir yere gitmiyoruz.
We'd give you a lift, but we're not goin'anywhere near Harcourt Street.
Al Giddons. "Lakefront Kışı" Harcourt Brace. 1948.
Al Giddons, "Lakefront Winter." Harcourt-Brace, 1 948.
İyi bir hafta sonu geçirmenizi dilerim. "
"Have a nice weekend. Mr. Harcourt's office."
Seni iteceğim.
I'll push you. - Mr. Harcourt!
- Benden uzak dur.
- Mr. Harcourt, wait!
Bekleyin!
Wait! Mr. Harcourt!
Durun efendim.
Please, Mr. Harcourt! Stop!
Şunu dinleyin Bay Harcourt.
Take that, Mr. Harcourt!
İngiliz Sömürge Sekreteri Lewis Harcourt riski göze aldı.
British Colonial Secretary Lewis Harcourt took the gamble.
Londra'da, Sömürge Sekreteri Lewis Harcourt Güney Afrika Birliğinin bozulmasından korkuyordu.
In London, the Colonial Secretary Lewis Harcourt feared the break-up of the Union of South Africa.
Harcourt sokağı, evet. saat 7'de?
Harcourt Street, yeah. 7 o clock?
Biraz izin verin, yardımcım Bay Harcourt'u çağırayım.
Give me a moment while I call in my associate. Mr Harcourt.
Scottie Harcourt, bu da Bayan Clark.
Scottie Harcourt. this is Mrs. Clark.
Nerede Port Hartcourt mezbahasının baş kasabı?
Where is the head butcher in this slaughterhouse of Port Harcourt?
Bayan Harcourt, ne kadar sağlıklı görünüyorsunuz!
Mrs. Harcourt! How much better you're looking!
- Harcourt!
Harcourt!
Dace Harcourt yönetmenliğe şutlandı.
DAVE HARCOURT'S BEING BUMPED UP TO DIRECTOR,