English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İngilizce / [ H ] / Hartum

Hartum Çeviri İngilizce

90 parallel translation
Hartum'da öldürüldü.
Murdered in Khartoum.
General Gordon, Hartum'da öldürülmüş... ve İngiliz ordusu işlenen suçun cezasını veremeden... Mısır'a çekilmişti.
General Gordon was murdered in Khartoum... and the British army was withdrawn into Egypt... without punishing the crime.
KITCHENER HARTUM'U ALDI
Paper! Paper! Khartoum recaptured by Kitchener!
Hartum yeniden ele geçirildi!
Khartoum recaptured! Paper!
Hartum'u aldık mı?
We've got Khartoum?
Kitchener ve Hartum'daki görkemli askerlerine.
To Kitchener and his bright lads in Khartoum.
- "2 Eylül, Hartum."
- "Khartoum, second September."
Hartum'un öyküsü ise yenidir, bir asırdan daha az.
The story of Khartoum is a recent one... less than a century old.
Mısır 10.000 kişilik kiralık bir ordu topladı. Ve başlarında onlara komutanlık eden uzman bir ingiliz asker ile, Nil'in 2575 km yukarsına Hartum'a yolladı.
Egypt hired an army of 10,000 men... and a professional English soldier to command them... and sent them 1,600 miles up the Nile to Khartoum... and on into the desert to destroy this man, the Mahdi.
Hartum'dan daha yeni geldi.
The colonel's just back from Khartoum.
Hartum'dan kaynaklanan bu raporlar doğru mu?
Are these bulletins from Khartoum true?
Ayaklanmayı ele alıp Mısırlıların kapasitesini değerlendirmek için Hartum'a gittim.
I was sent to Khartoum to assess the Egyptian capacity... to deal with the uprising.
Ve eklemeliyim ki : Mısır'ın varlığı ne olacak Eğer Mehdi Hartum'u ve Hartum cephaneliğini ele geçirirse?
And I must add what will become of Egypt... if the Mahdi occupies Khartoum and the Khartoum arsenal?
Yarın İskoçya da majestelerine önereceğim. bu yerine getirmemiz gereken Mısır'a olan yükümlülüğümüzdür, Hartum'da ki tüm Mısırlıları boşaltmakta.
Gentlemen, I shall suggest... to Her Majesty in Scotland tomorrow... that we shall discharge our obligations to Egypt... by evacuating all the Egyptians from Khartoum.
Sadece bir sopa taşıyarak Çin İmparatorluk ordusunu zafere taşıyan adam. Gordon'u Hartum'a yolla.
The man who led the Chinese Emperor's armies... to victory after victory carrying only a cane- - send him to Khartoum.
Hartum'a yollayın ve topraklarımızın bir ucundan diğer ucuna dek takdir edilin. Ve majestelerince.
Send him to Khartoum, and you'll be applauded... from Land's End to Inverness... and Her Majesty.
Onu tek başına Hartum'a gönderirseniz basitçe başarısız olur.
If you send him to Khartoum on his own now... he'll simply fail.
Eğer Gordon'u Hartum'a yollarsak - Gordon, bir ulusal kahraman - başarısız olur, sonra suç onun üzerine kalır, hükümetin üzerine değil?
If we send Gordon to Khartoum- - Gordon, a national hero- - and he fails... then the blame will fall on him, not on the government?
Gordon, Nil'in yukarsına askeri birlik gönderemem, göndermeyeceğim. Ama kabul ediyorum Hartum az bir veballe kaderine terk edilemez.
Gordon, I cannot and will not... send military forces up the Nile... but I admit Khartoum cannot be left to its fate... without some gesture.
- Sudan'a gitmen, Hartum'un boşaltılmasında bulunmak ve ardında barış ve düzeni sağlayarak ayrılmandır.
That you go to the Sudan... supervise the evacuation of Khartoum... do what you can to leave peace and order behind.
Hartum'a seni yolluyorsam numara yapacağını, emirleri dinlemeyeceğini biliyorum, ve bir takım mistik zorunluluk adı altında sadece kendini ortaya çıkaracağını, ve bu hükümeti bulaştırmak için elinden gelenin en iyisini yapacağınıda biliyorum.
I know if I send you to Khartoum... you'll play tricks, you'll exceed your orders... and in the name of some mystical necessity... apparent only to yourself... you'll do your ingenious best to involve this government... up to the hatband.
Görevlerim Hartum'u boşaltmak ve geride düzen bırakarak çekilmek.
My instructions are to evacuate Khartoum... and leave some sort of order behind. How?
Plan yapmadan Hartum'a gidemem.
Sir Evelyn, I cannot go to Khartoum without a plan.
General Gordon Hidiv'in genel valisi olarak Hartum'a gidiyor.
General Gordon goes to Khartoum... as Governor General for the Khedive.
Hartum'dan tüm Mısırlıları boşaltmak dışında hiç bir yetkim yok.
I have no authority beyond evacuating... all Egyptians from Khartoum.
Benimle Hartum'a gelip ellerimden Sudan'ı kabul edecek misin?
Will you come with me to Khartoum... and accept the Sudan from my hands?
Nil'den Hartum'a çıkacağım.
Get up the Nile to Khartoum.
Onun esas kuvvetleri Hartum'un ötesinde mi?
And his main force is still beyond Khartoum?
Hartum'un dışında hala 13 bin Mısırlı var.
There are still 13,000 Egyptians to be got out of Khartoum.
Eğer hükümet Hartum'dan kuzeye 650 km boyunca nehrin iki yanında ki Mehdi'ye bağlı kabilelerin şimdiye kadar silahlandırıldıklarını bilseydi...
If the government had known that by now... there'd be armed Mahdis tribes on both sides of the Nile... 400 miles north of Khartoum- -
Bay Frank Power, Majestelerinin Hartum konsolosu.
Mr. Frank Power, Her Majesty's consul in Khartoum.
Kutsal kişi, onu dün Hartum da gördük.
Holy person, we saw him yesterday in Khartoum.
Ama Hartum'u tahliye emriyle geldiğinize göre, Sudan'ın huzuru sizi daha fazla meşgul etmeyecektir.
But since you have come back now... with instructions to evacuate Khartoum... most happily, the peace of the Sudan... no longer concerns you.
Sizin Hartum'u ilgilendiren talimatlarınız nelerdir?
What are your instructions concerning Khartoum?
Peygamber tarafından talimat verilmiştir, Allah'ın iyiliği ve selamı üzerine olsun, Hartum camisinde ibadet ederken.
I have been instructed by the Prophet... blessings and peace be upon him... to worship in the Khartoum mosque.
Ama Hartum'u hastalık sefalaet ve ölüme terkedip ayrılırsam...
I'll leave the Sudan to the Sudanese... and be happy and contented, but if I'm to leave Khartoum... to sickness and misery, to death...
Mısırlılar Hartum'da kalmalı.
The Egyptians must remain in Khartoum.
Gordon Paşa, peygamberin, Allah'ın iyiliği üzerine olsun, Hartum'da ki camide dua ederken bana emir verdiğine inanıyor musun?
Gordon Pasha, do you believe that the Prophet... blessings be upon him, has instructed me... to pray only in the mosque at Khartoum?
Mısır bana karşı, ve bu yüzdem Mısırlılar Hartum'da kalmalı.
Egypt opposes me... and so the Egyptians must remain in Khartoum.
Bu Hartum'da nasıl olur.
This is how it must be in Khartoum.
Eğer Hartum kurban edilirse, bütün islam titreyecek ve boyun eğecek ve barışın hüküm sürdüğü her yerde ki camilerde dua edeceğim. Ve milyonlarca hayat kurtulmuş olacak.
If Khartoum is sacrificed... then all Islam will tremble and bow... and in peace I shall proceed... to all the mosques where I must pray... and the lives of millions will be spared.
Hartum'u kuşatma niyetinde. Adamlarını hazırla.
He plans to lay siege to Khartoum... take it by force.
Ama Hartum'da 35.000 insan var.
But there are 35,000 people in Khartoum.
Hayvanları ve tahılları Hartum'a götürünceye dek bir süre burada kalacağız.
We'll make a stand and hold them... while you take all the cattle and grain into Khartoum.
Sürüyü Hartum'a ulaştırmak zorundasın.
You must get the convoy into Khartoum.
"Hemen Hartum'dan ayrılın, efendim."
" Leave Khartoum at once, sir.
Anlayın, efendim, Hartum'un ölmesine izin verilirse, Gordon da onla beraber ölür.
You see, sir, if Khartoum is allowed to die... then Gordon will die with it.
Şunu belirtmek zorundayım ki Hartum da Nil'in alçalması Burada Kahire'dekinden iki ay daha önce olur.
What I feel I must point out... is that the fall of the Nile in Khartoum... comes two months earlier than here in Cairo.
ve Nil'in seviyesi yeterince düştüğünde Hartum savunmasız kalacak.
And that when the Nile has fallen sufficiently... Khartoum will be defenseless.
Gordon'u Hartum'a yolla.
Send Gordon to Khartoum.
Hartum'da ki herkes rıhtımda olmalı.
Everyone in Khartoum must be on the coast.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]