Her şeyin bir ilki vardır Çeviri İngilizce
230 parallel translation
- Her şeyin bir ilki vardır.
- There's a first time for everything.
Her şeyin bir ilki vardır.
It's never too late to start.
- Her şeyin bir ilki vardır, değil mi?
There's always a first time, isn't there?
- Her şeyin bir ilki vardır.
- There's always gotta be a first time.
- Her şeyin bir ilki vardır.
- There has to be a first time.
Her şeyin bir ilki vardır.
There's a first time for everything.
- Her şeyin bir ilki vardır.
- There must have been a first time.
Haydi, her şeyin bir ilki vardır.
Well, there must have been a first time.
- Her şeyin bir ilki vardır.
- First time for everything.
- Her şeyin bir ilki vardır.
- There's always a first time.
- Her şeyin bir ilki vardır.
- There's a first for everything.
Her şeyin bir ilki vardır, şimdi işe koyulun!
There's a first time for everything, now get moving!
Her şeyin bir ilki vardır.
Well, there's always a first time.
- Her şeyin bir ilki vardır.
There's always a first time.
Her şeyin bir ilki vardır.
Well, there's always a start for everything.
Ama her şeyin bir ilki vardır.
There is a first for everything.
Her şeyin bir ilki vardır.
There is a first for everything.
Her şeyin bir ilki vardır.
There's always a first time, and he's not a fish, he's a mammal.
Her şeyin bir ilki vardır.
There has to be a first time for everything.
Bu da, "Her şeyin bir ilki vardır" sözünü doğruluyor.
It proves the old adage, "There's a first time for everything."
Her şeyin bir ilki vardır.
- First time for everything.
Her şeyin bir ilki vardır.
Well, there's a first time for everything.
Her şeyin bir ilki vardır.
Well, there's a first for everything.
Henüz yok, ama her şeyin bir ilki vardır.
Well, we don't, yet. But there's a first time for everything.
- Steve her şeyin bir ilki vardır.
- Steve, there's always a first time.
- Her şeyin bir ilki vardır Sammy.
First time for everything.
Her şeyin bir ilki vardır.
always a first time for everything.
Her şeyin bir ilki vardır.
There's always a first time.
- Her şeyin bir ilki vardır.
Always a first time.
Ama her şeyin bir ilki vardır.
But there's a first time for everything.
Her şeyin bir ilki vardır.
First time for everything, huh?
Her şeyin bir ilki vardır doktor.
There's always a first time.
Her şeyin bir ilki vardır.
No thanks.
Her şeyin bir ilki vardır.
Well, first time for everything.
Her şeyin bir ilki vardır.
You know what I mean? That's a first.
Her şeyin bir ilki vardır.
Well, first things first.
Olsun, her şeyin bir ilki vardır.
There's a first time for everything.
- Her şeyin bir ilki vardır.
- Well, everything must have a beginning.
Bir yamaç patlatmadım. Her şeyin bir ilki vardır.
Blown up a hillside, first time for everything.
Her şeyin bir ilki vardır derler, değil mi?
Well, there's a first time for everything, isn't there?
Her şeyin bir ilki vardır.
There's always a first for everything.
Sıfır. - Her şeyin bir ilki vardır.
First time for everything.
- Oh, her şeyin bir ilki vardır.
- Oh, first time for everything.
Her şeyin bir ilki vardır.
There's a first for everything.
Her şeyin bir ilki vardır. - Evet. - Bunu yapabiliriz.
Yeah.
Sanırım her şeyin bir ilki vardır.
Well, guess there's a first time for everything.
Daha önce hiç dans etmemiştim. - Her şeyin bir ilki vardır değil mi?
I've never been to a cotillion before.
Her şeyin bir ilki vardır. Onun üstünde hiçbir otoritem olmaz.
I wouldn't have any kind of authority over her.
- Her şeyin bir ilki vardır.
It is a shame.
Her şeyin bir ilki vardır.
First time for everything.
Ama her şeyin bir ilki vardır.
- Dead Souls and a really big globe.