Hoe Çeviri İngilizce
230 parallel translation
Eğer paramı size verirsem, elimden geldiği kadar bahçede çalışmama izin verirsiniz belki.
Maybe if I give you guys more money... you'll let me hoe in the garden, even after I ain't no good at it.
O çocuklara bahçe çapalayıp, bulaşık yıkayacaktım. Domuzlarımız, tavuklarımız olacaktı.
I could have hoe'd the garden, washed the dishes for them guys.
Çapalı kız.
Well, the gal with the hoe.
Bahçıvanlığıma takılmak için bazen bana "çapalı kız" diyor.
Sometimes he calls me "the gal with the hoe," to kid me about my gardening.
"Çapalı kıza."
"To the gal with the hoe."
Bay Harland size neden "çapalı kız" diye atıfta bulundu?
Why did Mr. Harland refer to you as "the gal with the hoe"?
Çapalama işi her geçen dakika daha ağırlaşıyor.
The hoe gets heavier every minute.
# Çapa ve tırmık Pulluk ve balta
Hoe and harrow, plough and axe,
- Evet, hem de zorlu bir yoldu.
Yeah, and it's been a tough road to hoe. I don't know.
O dul bir kadın Patron işi gerçekten zor.
She's a widow woman, Boss, and she's got a long, hard row to hoe.
Bırak arka tarlayı sulamayı da gidip arka kapak yapalım.
Put that hoe down, we're going to block the canal.
Hayallerimin kadını nerede, seni ucuz fahişe?
Where's the woman of my dreams, you cheap hoe?
Bir çapayla kafamı uçurabilirdi ama çok korkak ve süfli biriydi.
He could have cut my head off with a hoe, but he was so cowardly and servile!
Bu ellerle çapa tuttun mu?
You've held a hoe?
Bu, tam anlamıyla tahta çapası elinde, bir vadide çamur içinde çalışan köylüye ait.
It belongs — and I mean this literally — to that peasant with a wooden hoe... working in the mud of some godforsaken valley.
Çapa mı...
Hoe...
Çapamı elimden aldılar ve dediler ki, "Kaz burayı!"
They'd take my hoe and say, "Dig there!"
İplerle aram çok iyidir. Her iş elimden gelir, kendi evimi yaptım.
I could, uh, hoe a pretty good row... lay out a pretty good grade on an uphill road.
Hey, aşıklar!
Hoe lovers!
Şimdiye kadarki en güzel dans partisini yapacağız!
I want you to go get that instrument and come back here, and we're gonna have the damndest hoe-down you've ever seen in your life.
Neden her şeyi yılan öldürüyormuşsun gibi böyle hızlı yapmak zorundasın?
Dammit, Woody, why do you have to go at everything like you're killing snakes with a hoe?
"Delik genişledikçe... "... ardı ardına asıldı. " Cesetler yine gölgede uyuyordu.
Wide and hoe, he pulls out one after one corpses sleep again in the shade.
Öyle ya da böyle hepimiz ülke için ot çapalarız.
One way or another, we all hoe weeds for the county.
Seks tarlası kadını, Seni tırmıkla çapalayacağım.
Sex farm woman, I'll rake and hoe you down
Ama "hata yapan insanı... Affetmek kutsaldır."
you tried to hit me with a hoe!
Eğer kedi çaldıysan, hemen geri gidecek.
because i found my good hoe in this condition. oh, yeah.
Kime nasıl davrandığına dikkat et.
Watch out hoe you behave.
Yemek yaparım, tavuklara bakarım, bahçeyi çapalarım, ne dersiniz?
I could cook, and I could tend the chickens, and I could hoe in the garden.
Bahçe çapalama benim, doğru dürüst yapamasam bile ha?
I'll get to hoe in the garden, even if I ain't no good at it?
- Gideceksek senin kaçık kancığa söyle, bana bir arkadaşını ayarlasın.
- lf we gonna do this have that crazy hoe you fuck with hook me up with one of her partners.
54. caddedeki kuaförde çalışan kancık.
That's that hoe that work in the salon on 54th.
Her karı gibi ayda bir kanaman tutar.
You bleed once a month like every hoe.
Bu kancığa para mı veriyorsun?
You giving that hoe money?
Sarhoş karı.
Drunk hoe.
Çapalamayı ve nakış işlemeyi bilirim.
I hoe and embroider.
Gren fa hoe loth pex-pil?
Gren fa hoe loth pex-pil?
Bilgin olsun, Brie zorluklarla dolu bir çocukluk geçirmiş.
For your information, Brie had a very tough row to hoe growing up.
Zor bir iş olduğunu düşündün.
Tough row to hoe, you think about it.
Nasılım?
Hoe I am?
O kaltaksı çeneni kapa!
- Shut your bitch ass mouth hoe!
Sorun değil.
No problem hoe.
Belki bir ara sikimi de emersin ha, kaltak? Bok.
Maybe later you can suck my nigga dick bitch hoe shit.
New York'ta harika mekanlar var.
There's some serious turnip to hoe in New York City.
Ya çapa sopası ile dövülürsem?
And if I got beaten with the stick from a hoe?
ÇAPA SOPASI
THE HOE STICK
Atmış kovasını, çapasını bir yana... "
She done thrown away her bucket and hoe... "
Söyle yeter, bu aleti arkasına saplarım.
[Groaning] Just say the word, and I'll drive this hoe in his back!
Çapayı al, John.
Get the hoe, John.
- Çapayı al!
- Get the hoe!
Bu durumda ben bir tırmık oluyorum.
That would make me a hoe.
- Hayır.
You bought a new hoe?