English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İngilizce / [ H ] / Holdin

Holdin Çeviri İngilizce

247 parallel translation
En iyisi ben gidip bir bakayım ne alemdeler.
No. I better saunter on down there and see what's holdin''em, huh?
Green Lawn mezarlığındaki en güzel mezartaşının Stubbs'ın başucunda duran mezartaşı olduğu söylenir.
Well, folks say that now Stubbs'forehead... is holdin'up the prettiest tombstone in Green Lawn Cemetery.
Bu treni durduruyorum.
I'm holdin'up this train.
Tutunuyor musun?
Are you holdin'on?
Siz parayı paylaşırken... beni Rehabilitasyon Merkezinde elimde çantayla bekletecektiniz?
Leavin'me holdin'the bag at the Halfway House while you split up the dough, huh?
Peki bu seni tutan şey mi?
So this is what's holdin'you up?
- Gelmesini geciktiren neymiş, gidip baksana.
Why don't you go see what's holdin'him up.
Yeah, fakat sanırım full bulmuşsunuz. Huh?
Yeah, but I kind of wish you had been holdin'a full hand.
Niye duruyoruz gidelim?
What's holdin'us up?
Biraz para kopartmak için mi isteksizlik yapıyorsunuz ha?
What are you holdin'out for, a couple of bucks?
Yanki geride kaldı.
The Yank's holdin'back.
Dükkana alışverişe gidiyor, orayı soymaya değil.
Well, he's trading'at the store, not holdin'it up.
Burada çok açıkta kaldık, saklanacak bir yer bulmalıyız.
Instead we're holdin'a mass meeting right out in the open. Head for cover.
Griff Bonell'in ellerinde mi?
Holdin'hands with Griff Bonell?
Asla kimse için parmağını bile kımıldatmadı, Onun için kendini hep kontrol altında tuttu.
He never laid a finger on anybody, just holdin'himself for her.
Devletin postasını geciktiriyorsunuz.
You're holdin'up the U.S. Mail!
Atımı tuttuğun için sağol.
Thanks for holdin'my horse.
- 100 dolar mı istiyorsun?
- You holdin'$ 100?
- Evet, 100 dolar.
- Yeah, I'm holdin'$ 100.
El eleyiz
" And we're holdin'hands
Şu anda, bir Şerif'e silah dayıyorsun.
So is holdin'a gun on a Marshal.
- Sanırım bütün enerjisini kullanmıyor.
I think he's holdin out on us.
- Şey, genç kız bu günlerde....... sarılmak, el ele tutuşmak, öpüşmekten daha değerli şeyler bekliyorsa.
Well, a young lady's lookin for a mite more these days... than hugging'and holdin and kissin'.
- Sana bir ad vereceğim.
Nobody's holdin'. - I got a name for you.
Varsa bile saklıyordur.
You're holdin out on us.
Nerede kaldı bu?
What's holdin'you, Elias?
Gelecek hafta ödemeni yapana kadar, bu paraya el koyuyorum.
I'm holdin'on to this till next week, till ya make the next payment.
Ben onu sadece kalkan olarak kullanıyorum.
I'm just holdin him up, using him as a shield.
Kendini daha iyi bir şeye mi saklıyorsun?
You holdin'out for somethin'better?
Bizi ne engelliyor?
What's holdin'us up?
Fren tutmuyor, Dan.
Brake's not holdin', Dan.
Kendine bir iş bulana kadar saklayacaktı.
The fucker was holdin'on till he could scrounge a job.
İşte Eyfel Kulesi Teksas kedisine verdiğim
I Now the Eiffel Tower's holdin'up a flower
Bizim evde toplantı yapıyoruz, Jimmy Jerome.
We're holdin'a meetin'at our house, Jimmy Jerome. Union business.
Kahkahaları tutmak gerçekten zordu.
Real hard, holdin'back the laughs. Real hard.
Sıkıca tutunacağım
I'll be holdin'on tight
Bana herşeyi anlatmıyorsun ha?
You've been holdin'out on me.
Bir miktar paramı tutuyor.
He's holdin'some money for me.
Küçük serseri bizden saklamış.
The little twerp's holdin'out on us.
Shelby... ama cesedi bulana kadar herhangi bir soruşturma başlatmayacağım.
Shelby... but I'm not holdin any inquest till we find that body.
Nasıl gidiyor?
You holdin'up all right?
Çok cesur bir adamdı. Hiçbir şeyden korkmazdı. Adamın işini hemen orada bitirdim.
There I was, holdin'them off with just two bullets in a Winchester and all of the sudden, I take an arrow right through the leg, right there.
Nasıl gidiyor?
How you holdin'up?
Onu nerede tuttuklarını bile bilmiyoruz.
We don't even know where they're holdin'her.
Dayanabiliyor musun?
How are you holdin up, huh?
Kovboy olmanın yolu, elindeki kartları tutarken likörünü de tutabilmenden geçer.
Part of bein'a cowboy is bein'able to hold your liquor while you're holdin'your cards.
- Elinde ne var?
- What are you holdin'?
- Paranı elinde tutan kişi oluyorum.
- The one holdin'your money!
Sen yokken, Buddy'yi kucağıma aldığımda, o Frank Bennett denilen aşağılık herif eğer... çocuğumu benden almaya kalkarsa... bu sefer dua etmeyeceğimi düşündüm.
While you were gone, as I was holdin'Buddy, I thought if that bastard, Frank Bennett... ever tries to take my child, I won't pray.
" A girl to holdin my arms
" A girl to holding myarms
Bizden saklıyordun.
- You've been holdin'out on us.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]