Hunt Çeviri İngilizce
10,298 parallel translation
Eğer Ön Kâhin avları sona ererse bu diskteki bilgiler gün yüzüne hiç çıkmayacak.
If their hunt for the Precogs ends here, what's on this disk will never see the light of day.
Bence çok daha fazlası var. Riggs'le beraber çalıştım bir kere bile Hunt'ı tanıdığından bahsetmedi.
No, I think it goes back further than that, because I worked with Riggs, and he never even mentioned knowing Hunt.
Hunt ile Riggs.
Hunt and Riggs...
Riggs'in ameliyat sırasında bir hastayı kaybettiğini ve suçu Hunt'ın üzerine yıkmaya çalıştığını duydum.
I heard that Riggs lost a patient on the table and tried to blame it on Hunt.
Hunt, sorun mu var?
Hunt, is there a problem?
Hunt, yanık bölümünde göğüs duvarının bir kısmını kaybetmiş bir adam var.
Hunt, I got a guy in the burn unit missing part of his chest wall.
Ben senin için çalışmıyorum Hunt.
Okay, Hunt, I don't work for you, okay?
Hunt, Riggs'in bu ameliyattan alınması için bir neden var mı?
Hunt, is there a reason that I should be removing Riggs from this surgery?
- Hunt ile Riggs.
- Hunt and Riggs.
Dr. Hunt uykusunda yürüyor ve konuşuyor.
Dr. Hunt's a sleepwalker and a sleeptalker, actually.
Hunt bu adamın, annesiyle görüştüğünü söyledi değil mi?
And Hunt said this guy was dating his mom, hmm?
Bayan Hunt, beni ilgilendirmediğini biliyorum. Ne olduğunu sormayacağım ama Owen benim arkadaşım ve onun için endişeleniyorum.
Mrs. Hunt, it's none of my business, and I'm not asking, but Owen is my friend, and I am worried about him.
Seni yakalamak epey zor oldu PD Müdürü.
Took a lot to hunt you down, PC Principal.
Erkeklerin avcı kadınların av olduğu bir oyun işte.
Where men hunt women like prey.
Son bulmacanın kazanana Sheldon'ın iletişim bilgilerini verdiği çöpçü avı oyunu yapabiliriz.
Oh, we could set it up like a scavenger hunt where the last puzzle gives the winner Sheldon's contact information.
Bu bir karalama.
This is a witch hunt!
Ama sonra o da korsan gemisi olmuş. Şimdi diğer korsanları avlıyorlar ve onların mallarını çalıyorlar.
Now they hunt other pirates, stealing their goods.
Ama maalesef av bitti.
But unfortunately, the hunt is over.
- Riggs? - Hunt!
Riggs?
Bu adamı tanıyor musun?
Hunt! Do you know this person?
Hunt, bunun senin bölümünle ilgisi yok.
Hunt, it's not your department.
Dr. Hunt.
Dr. Hunt.
- Dr. Hunt, Dr. Hunt.
- Dr. Hunt, Dr. Hunt.
Dr. Nathan Riggs, Grey, Shepherd ve Hunt.
Um, Dr. Nathan Riggs, this is Grey, Shepherd, this is Hunt.
Hunt!
- Hey.
Biz Dr. Hunt'la önceden tanışıyoruz.
Yeah, we, um... Dr. Hunt and I go back a bit.
- Hunt.
- Hunt.
Ben Owen Hunt'ın arkadaşıyım.
I'm a friend of Owen Hunt's.
Mirasın için bize görevler vererek rekabete sokmaya çalıştığın videolardan mı bu?
Oh, no - - Is this one of those video wills where you make us compete in a scavenger hunt for your inheritance?
Bu insanlar zombileri avlamam için beni zorluyor, yoksa kız arkadaşımı öldürecekler.
There are these people, they're forcing me to hunt zombies or they'll kill my girlfriend.
Bu gizemli yaratığı ele geçirebilirsek sıralamada tavana vururuz.
If we can hunt down this mysterious being we'll go straight to the top of the rankings.
Kusursuz gizlilikte bir hamleydi ama emeği boşa gitti.
It's been the perfect stealth hunt and she's nothing to show for it.
Peki avlanmak için nehirle nasıl başa çıkacak?
So how does it get over the river to hunt?
En son avlandığından bu yana bir yıl geçti ve antrenmansız kalmış.
It's been a whole year since his last hunt and he's out of practice.
Ve yavruları avlamak niyetindeler.
And they're on the hunt for calves.
"Av" ekibi için Nil timsahının bir antilobu yakalayışını çekmek beş metrelik sürüngenle aynı yetenek, sabır ve tepkilere sahip olmayı gerektiriyordu.
For The Hunt team, filming a Nile crocodile capturing a wildebeest would require the same skill, patience and reactions as the five-metre reptile.
Bu timsahlar gizlice avlanırlar ve bu karanlık, çamurlu sularda kıyının kenarına kadar gizlice yaklaşabilirler.
These crocs hunt by stealth and they can sneak up in this dark, murky water right to the edge of the bank.
Gelecek bölüm, av buz tutmuş kuzeyde, Kuzey Kutbu'nda devam edecek.
Next time, the hunt is on in the frozen north, the High Arctic.
Ama ormanlar avlanmak için karmaşık yerlerdir.
But forests are complex places in which to hunt.
Av, saklambaçtan kovalamacaya dönüşmek zorunda.
The hunt must change from hide and seek to open chase.
Ama vızıldayan alakargalar tüyleri yeni çıkan kuşlara yaprak örtüsü olmayan bir yerde nasıl avlanılacağını öğrenmelerine yardım ediyor.
But buzzing jays helps the fledglings learn how to hunt in a place where there is no leaf cover.
Dişiler haftada yalnız bir av ile yetinebilirken erkekler, daha küçük avlarla sınırlı olduklarından çoğunlukla takriben iki kez avlanmak zorunda.
Whereas they can last for a week on just one kill, the male, limited to smaller meals, must hunt almost twice as frequently.
Yalnız yumurta kesesi olan dişileri avlıyor.
Only hunt a female with an egg sac.
Ama avlanırken av da olurlar.
But while they hunt, they too are hunted.
Çoğu orman avcısı yalnız avlanırken bazısı da ekip halinde çalışır.
While most forest predators hunt alone, some work as a team.
Şempanzeler maymunları avlamak için en karmaşık ve zekice pusu taktiğini kullanırlar.
Chimpanzees hunt monkeys by using the most complex and intelligent ambush of all.
Avda rol üstlenmeyen erkekler haksızlığa uğradıklarını düşünüyorlar ve sinirlenip somurtuyorlar.
( CHATTERING ) Males who played no part in the hunt feel hard done by, and become frustrated and sulky.
Oysa, orman avında her seferinde başarılı olacak kadar uzmanlaşan tek bir hayvan var.
In fact, there's only one animal that has mastered the forest hunt enough to win every time.
Bu, Dünya'daki en küçük avcılar tarafından gerçekleştirilen Dünya'nın en büyük avı.
It's the largest hunt on Earth, executed by one of its smallest hunters.
- Dr. Hunt?
- Dr. Hunt?
- Riggs.
- Hunt!