Hy Çeviri İngilizce
136 parallel translation
"Niçin, işte geliyor benim sıcak içkim"
♪ W hy, here comes my hot toddy ♪
Biz niye olmayalım
♪ W hy can't we ♪
Hyır, doktor olmaz.
No... No doctor.
Kendileri yapmayacak kadar zekiler.
They know better than to hy it.
Nedenini sorabilir miyim?
May I askw hy?
Hyır, benim yaşamımı kurtarmak için bile olsa.
No, not even to save my life.
Hyır, hayır.
No, no.
Neden bir papaz gibi giyindin?
'W hy are you dressed like a monk?
Niye böyle acayip davranıyorsun?
W hy do you behave so outrageously?
Tiksindirecek kadar sağlıklı.
hy. How disgustingly healt
Evet mi, hyır mı?
Will you marry me or not?
Hyır bayım.
No, sir.
Hyır, baba, iyi bir ortak iş hukuku avukatının kızıyım.
No, Dad, I'm the daughter of a fine corporate lawyer.
Uzaklarda, Batı Okyanusu'nun ortalarında bir ülke var, insanlar ona Hy-Brasil diyor.
Far out in the midst of the Western Ocean there is a land, men call it Hy-Brasil.
Belki Hy-Brasil'e ulaşamayacağız!
Maybe we won't get to Hy-Brasil!
Şey, burada, Hy-Brasil'de herkes dosttur.
Well, everyone is friends here on Hy-Brasil.
Hy-Brasil mi?
Hy-Brasil?
Burası Hy-Brasil mi?
ls this Hy-Brasil?
Burada, Hy-Brasil'de, altında yaşadığımız büyük kutsama!
Well, the wonderful blessing under which we live here on Hy-Brasil!
Tanrılar buyurdular ki bu sahillere kılıçla insan kanı akıtılırsa Hy-Brasil'in tamamı dalgalar altına gömülecek.
The Gods decreed that if ever sword spills human blood upon these shores, the whole of Hy-Brasil would sink beneath the waves.
O burada, Hy-Brasil'de mi?
Is it here on Hy-Brasil?
Toptan yok olma tehdidi burada Hy-Brasil'de bin yıldır barışı sağladı.
The threat of total destruction has kept the peace here in Hy-Brasil for one thousand years.
Her ne oluyorsa, emin olabilirsiniz ki Hy-Brasil batmıyor.
So whatever else is happening, you can rest assured, Hy-Brasil is not sinking.
Hy-Brasil batıyor.
Hy-Brasil is sinking.
Hy-Brasil batıyor!
Hy-Brasil is sinking!
Hy-Brasil'in batmasına sebep oldu!
He caused the land of Hy-Brasil to sink!
Hyır, tabiki başka biriyle görüşmeni istemem, ama yapıyorsan yapıyorsundur.
No, of course I don't want you to meet somebody, but if you do, you do.
Oh, hyır. hayır, yapamam. sen yap.
Oh, no. No, I can't do it. You do it.
Ah Hy, şu yaptığına bak.
Oh, Hy, look what you did.
- Merhaba, sen misin?
Hy, is that you?
Büyükannen Hy ve teyzen Glady Joe ile ilk defa orada karşılaştım.
And it was there that I first met your Grandma Hy, and your Aunt Glady Joe.
Hy, Glady Joe kilise bize başka bir kız gönderiyor.
Hy, Glady Joe the church has sent us over another girl.
Hy piyano çalıyor, ama ben henüz kendimi ifade edecek bir sanat dalı bulamadım.
Hy plays the piano, but I haven't, as yet, found an outlet for my artistic expression.
Oh, hyır, bir problem var.
Oh, no, there's a problem.
Hayat Otel'in havuz başına bayılıyorum.
I love the pool o f Hy att Regency.
Neden geri dönmeme izin vermiyorsunuz?
hy will you not let me return?
- Gidiyoruz buradan!
- We're outta here! Hy-aah!
- Hyır.
- No.
Neden mi?
Wuh-hy?
- Hy bunu nasıl gördün?
- Wait, how'd you see that?
- Düşün, kararını ver.
Um- - think, think! Hy can't i think?
- Hyır, hiç belli olmuyor.
- No, you can hardly tell.
Paul Hardcastle, "19" adlı şarkısında, Vietnam savaşında askerlerin yaş ortalamasının 19 olduğunu söyler.
in the song'19'hy Paul Hardcastle, he told us that the average age of a soldier in the Vietnam war was 19.
Neden buradayız biliyorsunuz.
You know w hy we're here.
- Hymen'ın selamını getirdim.
- Hymen's greetings. - Hy... what?
- Hy ne? Hymen. Evlilik tanrısının.
Hymen, the god of matrimony.
- Doğru seni kabul edilemez...
- It is, you disagreeable hy...
- Sen yapmadın mı?
Hy don't you?
- Aşırı öfke.
Hy-hyperrage.
Hyır efendim.
No sir.
- Gidiyoruz buradan!
Hy-aah!