Häkan Çeviri İngilizce
283 parallel translation
Ey ulu hakan.
O Mighty Khan.
Tüm Moğolların Hakanı ve Bağdat Fatihi, Hülagü Han'ın Emriyle,
BY ORDER OF HULAGU KHAN, RULER OF ALL THE MONGOLS AND CONQUEROR OF BAGHDAD
Halifenin başı Hakanımıza getirilene kadar, her gün yüz vatandaş ölene kadar işkence görecektir.
A HUNDRED CITIZENS SHALL BE TORTURED TO DEATH EACH DAY UNTIL THE LEAD OF THE CALIPH IS BROUGHT BEFORE THE KHAN
Eğer izin verirseniz Halifem, Hakan'la aranızda bir toplantı ayarlayabilirim.
If you will say the word, Caliph, I will arrange a meeting between you and the Khan.
Eğer başaramazsak insanlarımız Hakan'ın topukları altında ölecekler.
If we fail, our people will die under the heel of the Khan.
Ulu Hakan seni mükemmel bir şekilde ödüllendirecek.
Mighty Khan will reward you greatly.
Ali Baba'nın başı ve haramilerin yok edilmesi için on bin altın. Moğol Hakanı ve Bağdat Hükümdarı Hülagü'nün emriyle.
10.000 PIECES OF GOLD FOR THE BODY OF ALI BABA
Ulu Hakan'nın nişanlısı!
The betrothed of the Mighty Khan!
- Hakan'ın nişanlısını, katillerinin koruması olmadan kılıçlarımızın altına atacağına inanıyor musunuz?
Think you the Khan would bring his betrothed under the shadow of our swords without his butchers guarding her?
- Büyük Hakan şimdiden sizi kıskançlıkla koruyor, Leydi Amara.
Already the great Khan guards you jealously, Lady Amara.
Söyle bana Hakan neye benziyor?
Tell me, what is the Khan really like?
Eğer sözlerin ulu Hakan'ın kulağına gidecek olursa fena halde kırbaçlanırsın!
Slave, you would be flogged if your words reached the ears of the great Khan.
- Ama Hakan'nın emri!
But the order of the Khan!
Hakan'la evlenecek olan, nasıl bir kadın?
What manner of woman is she who marries the Khan?
Ulu Hakan'ın nişanlısını kaçırmaya kim cüret edebilir?
Who would dare rob the betrothed of the great Khan?
Hakan'a karşı gelenlere ne olduğunu herkes görecek!
The people shall see what happens to those who defy the Khan.
Ulu Hakan!
O Mighty Khan,
Bilin ki, Ulu Hakan'ın, asil ailemin kanı Moğollarınkiyle karıştığında, Bağdat'a bir kez daha barış ve mutluluk gelecek.
Know, O Mighty Khan, that peace and happiness will come once more to Baghdad when the blood of my noble family blends with that of the Mongols.
Hakan'a karşı gelenlerin işkence görmüş vücutlarına bakarsan isyan etmenin ne olduğunu anlarsın.
When you look on the tortured bodies of those who stood against the Khan, you'll know what it means to rebel.
Amara, iyiliğin için Hakan'ın kaprislerinin kölesi oldum.
Amara... For your sake I have been a slave to the whims of the Khan.
Hakan sizi çağırıyor, Prens Kazım.
The Khan calls for you, Prince Cassim.
Ama seni Hakan'ın göndermediğini nereden bilebilirim?
But how do I know you've not come from the Khan?
O zaman mesajımı Ulu Hakan'a ileteceksin. - Hakan?
Then you'll deliver my message to the Khan.
Hakan Kazım'ı kendi dere boyuna getirmeli.
The Khan must deliver Cassim to his own riverbank estate.
Seni canlı tuttuğumuz sürece Hakan bizi dinlemek zorunda.
While we hold you alive, the Khan must hear our demands.
Savaşın garip talihi, bir hırsızı Hakan'ın sevgilisiyle yan yana oturtuyor.
Strange are the fortunes of war which place the thief beside the Khan's beloved.
Bu kadar güzel, bu kadar genç birinin acımasız Hakan'la neden evlenmek isteyeceğini çok merak ediyorum.
I'm curious to know why one so beautiful, so young, should marry the ruthless Khan.
Eğer beni öldürürseniz Ulu Hakan sizi öldürmeleri için... -... askerlerini yollar.
If you kill me, the great Khan will send soldiers to take you.
- Ulu Hakan yıllardır askerlerini yolluyor ama henüz bizi öldüremedi.
For years the great Khan sent soldiers, and he hasn't taken us yet.
Onu Hakan'a geri götürün... canlı olarak.
Take her back to the Khan alive.
- Hakan... sözünü tutmadı.
Our pledge.
- Ulu Hakan yıllardır size hizmet ettim. Onurumu feda ettim.
Great Khan, for years I have served you.
Acıyın, Ulu Hakan!
Have mercy, Mighty Khan!
Ulu Hakan!
Oh Mighty Khan!
Ancak henüz dış kapılara ulaşmamıştır. Gördünüz mü Ulu Hakan?
But he has not had time to reach the outer gates.
Ulu Hakan, hain köleyi getirmeleri için askerleri yollayacağım. Onu durdurmayın.
I will send soldiers to bring the treacherous slave before you.
Öyleyse neden Hakan'la evlenecek?
Then why does she marry the Khan?
Ulu Hakan, birçok misafir sizin takdirinizi kazanmak için... -... şehre pahalı hediyelerle giriyor.
Many guests enter the city bringing rich gifts to win your favor.
Ulu Hakan için hediyeler.
Gifts for the Mighty Khan.
Hakan için yağ.
Oil. Oil for the Khan.
Ulu Hakan, Haydar, El Samrah Prensi!
O Mighty Khan, Haidar, Prince of El Samrah!
Hayır, bekleyin Ulu Hakan.
No, wait, Mighty Khan.
ÜÇ SALAKŞÖRLER ( TONGUÇ-EMİR-HAKAN )
transcript : O'cairn Text edit-Synchro :
Hakanın birliklerinin yardımlarıyla.
With the forces of Wang Khan.
Hakan ve babam, ikimiz gibi kan kardeş değil miydi?
Were not my father and Wang Khan blood brothers as you and I?
Çünkü genç Timuçin yemin etmişti. Hakanın kendisi için parmak oynatmasını istemeyecekti.
Because the young Temüjin had pride, and knew that Wang Khan would not lift a finger, save in his own interest.
Duyduğuma göre Kumlek hakanın şehri Urga'ya saldıracakmış.
Kumlek, I learn, is preparing to attack Wang's city of Urga.
İşe yarayabilir. Ama hakan şamanı dinlemezse...
It could succeed... if Wang does not take counsel of his Shaman.
Hakan oynunu fark ederse asla birlik göndermez.
If Wang discovers your deceit, we'll never leave the city.
Timuçin seni selamlar, ey hakan.
Temüjin salutes you, O Khan!
Gördüğün kadını babamın öcünü almak için Tatarlar'dan aldım, sayın hakan.
Is a daughter a fair exchange... for a father?