English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İngilizce / [ H ] / Hırsızlık

Hırsızlık Çeviri İngilizce

5,073 parallel translation
Hırsızlık, Vandalizm, sarhoşken düzen bozma, ama hiçbir zaman hakkında işlem yapılmamış.
theft, vandalism, drunken disorderly, but he's never been processed.
Dinle, şef Gregson'ın sizi çağırdığı şey üstünde çalıştığınızı biliyorum. Ama West Village'da bir dizi hırsızlık yaşandığını öğrendim.
Listen, I know you guys work the stuff that Captain Gregson calls you in on, but I caught this string of robberies in the West Village.
Bu şu anlama gelir hırsızlık inanılmaz başarılıydı.
Which could mean that the robbery was a phenomenal success.
Hırsızlık iki cinayetten altı ay sonra oldu.
The robbery happened six months before the first murders.
Son zamanlarda hırsızlık veya eksik patlayıcı olup olmadığını kontrol edin. - Tamam, ederim.
Check for any recent thefts of missing explosives from any of them.
Hırsızlık yaptın mı hiç?
You ever steal anything?
Hırsızlık girişimi gibi görünüyor.
Looks like an attempted robbery.
Kesinlikle birisi hırsızlık ve cinayet için maddi bir neden vermiş.
Certainly give someone a financial motive for theft and murder.
Saldırıdan tutuklanma, uyuşturucu suçlaması, büyük çapta hırsızlık, adam yıllardır içerde ve dışarda sorun yaşıyormuş.
Pinches for assault, drug charges, grand larceny, guy's been in and out of trouble for years.
Summerlin'de birden çok hırsızlık olayında karıştığı için sorgulandığını öğrendim. Bu soygunlar sırasında yanında bizim morgdaki kurbanımız Gwen Onetta varmış.
Turns out, she was questioned in a string of burglaries in Summerlin, along with her roommates, our girl in the morgue, Gwen Onetta.
Fenerler, hırsızlık olayları falan belki de bu kızlar....... Jack Witten'ın evine davet edilmemişlerdir.
Flashlights, burglaries... maybe these girls weren't invited to Witten's house.
1 ay önce o, Delgado'nun evine hırsızlık yapmak için girmiş.
Turns out, a month ago, Delgado walked in on a robbery at his house.
Sen hırsızlık mahkum edilmiştir.
You've been convicted of burglary.
Arabayı nereye yuvarladığını, çevrede başka... araba çalma vakası olup olmadığını, hırsızlık raporlarını, ve ne yöne gittiğini bilmek istiyorum.
I want to know where she dumped the car, were there any recent GTAs in the area, carjack reports, and what direction she was going.
Hırsızlık yaparken onu yakalyan Şerif'ti.
Corbin's the one that caught her shoplifting.
Yoğun güvenliğe rağmen her hırsızlık gerçekleşti.
Each theft occurred despite heavy security.
- Kötü sonla biten bir hırsızlık, Duck.
Robbery gone bad, Duck.
- Çünkü buna hırsızlık deniyor.
- Well, it's called stealing. "
Başarısız bir hırsızlık denemesi olabilir.
Maybe a robbery gone wrong.
- Hırsızlık amaçlı gözetliyorlar.
Casing the joint.
Chicago'daki soygunundan oldukça fazla parası var ama dikkat çekmemeyi sürdürecektir yani bazı yerlerde hırsızlık yeteneklerine başvurabilir.
He's flush with cash from his robbery in Chicago, but he'll try to maintain a low profile, so he may resort to his robbery skills at some point.
Hırsızlık yaptığını mı söylüyorsunuz?
Are you saying she stole it?
Hırsızlık masasındaki ve FBI'daki çocuklarla konuştum.
I spoke to the boys in Robbery and at the FBI.
Sana hırsızlık yaptığından değil, yakalandığından kızgınım!
I'm angry that you got caught!
Bundan sonra benim oğlum, yakayı ele vermeden nasıl hırsızlık yapılacağını öğrenecek.
And from now on, when my son steals, he's gonna know how to get away with it.
Bir daha hırsızlık yapmayacağınıza dair bana söz verin.
Promise me you two will never steal again. Okay, Dad.
cevap vermiştik i radyo çalıştır ve bir açıklama var bir erkek beyaz giyme T-shirt turuncu, hırsızlık suçundan aranıyor.
We were responding to a radio run and we got a description of a male white wearing an orange T-shirt, wanted for grand larceny.
Hırsızlık, saldırı, dolandırıcılık gibi çeşitli suçlara karışmış.
Various types of crimes too Larceny, assault, fraud
David, beni sahte hırsızlık yapmakla mı suçluyorsun ve sonrasında Reston'un kampanya merkezindeki bilgisayara yerleştirmekle?
David, are you accusing me of faking a burglary, and then planting that laptop in Reston's campaign headquarters?
bir durum özeti var dairemde son hırsızlık hakkında.
( Camera shutters clicking ) I have a brief statement about the recent break-in at my residence.
Hırsızlık mıydı?
Is this theft?
Ohau'daki 12 çözülmemiş hırsızlık vakasından geri dönüş oldu.
Hit came back to 12 unsolved break-ins here on Oahu.
Ne yani, buralar, Dobb'un hırsızlık için ilgilendiği ve gözetlediği yerler mi?
What, these are places, uh, Dobbs cased and was intending to rob?
Fakat bu adam üzerinde sağlam bir şeyler bulana kadar elimizde olanların hepsi, hırsızlık suçlaması.
But until we get something solid on this guy, all we got is a burglary charge.
Problem ise dün gece bir hırsızlık rapor edilmedi.
The problem is, there were no burglaries reported last night.
Hırsızlık yaptığın elini kaybedince bunun kanuni cezasını anlarsın.
You understand that as punishment by law, you are to lose the hand with which you stole?
Şimdi bırakırsan Simon kazanır. Masal da, eski sevgilisini görüp çıldıran ve pastaneden hırsızlık yapan birinin hikâyesi gibi anlaşılır.
If you quit now, then Simon wins, the tale comes to a stop at how you saw an ex, freaked out, and robbed a pastry shop.
Şartlarım bunlar, kabul etmezsen evine rezil, hırsızlık suçuyla lekelenmiş ve geleceğin mahvedilmiş bir şekilde dönersin.
Those are my terms. Reject them, And you'll be sent home disgraced, labeled a thief,
Ted, bu büyük bir hırsızlık.
Ted, that's grand larceny.
Sapasağlam görünüyor ama hırsızlık yapıyor demiştin.
You called him a crook, perfect for being a lawyer.
Nasıl hırsızlık yaptığınlamı ilgiliydi..?
Is... how to steal?
On yıl önce hırsızlık suçundan yakalanmış, ancak daha sonra serbest bırakılmış.
Ten years ago she was arrested on charges of theft, but later released.
Bu gördüğünüz Seongbook-Dong hırsızlık dosyasından sonra ortaya çıkan yeni bir vaka.Çalınan Beyaz Porselen. Yoon Jin Sook'un çaldığı eserlerden biri olabilir.
- Dong that occur after the theft of a white porcelain leaving a trail which refers to Jin Sook Yoon workings.
Oh, uğraşan almak lazım Bu hırsızlık keçi ile...
Oh, got to get on dealing with that thieving goat...
Sadece kibir, hırsızlık ve insanların birbirine kötü davranması var.
Just a lot of pride and thievery and people treating each other poorly.
Hırsızlık doğru değil ama hırsızlık yapanları öldürmüyoruz.
It's not right to steal, but we don't kill people for it.
Hırsızlık üstüne kurulu.
It's based on theft.
- Konumuz hırsızlık değil.
It's not about thievery.
Angelo'nun eşya çantası hırsızlık yapılacak bir sürü aletle dolu.
Get this.
- Hırsızlık mı?
A theft?
Emek hırsızlığı yapmak zorunda bile kalmadık
And we didn't even have to employ abused labor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]