English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İngilizce / [ I ] / Ieş

Ieş Çeviri İngilizce

39 parallel translation
Evimi IeŞ gibi ayak kokusu sardı!
Got my house smelling like stale feet!
Her zaman bu kadar sinek var mıdır?
Are there always flies like this?
Sinekler gibi buraya üşüşür, iyilik dilenirler.
They're around here like flies, begging for favours.
Esmer, 40'larında, gözlüklü, bıyıklı...
He's dark, in his 40 : ies, glasses, moustache...
Bayanlar tuvaleti soldan ikinci kapı hanımefendi.
The lad. Ies'cloakroom is the second. D. Oor to the left, mad.
Artık sana borcum yok.
No more owes-ies.
Ben bu ies karismam.
I'll have no part of it.
- Nıies'ınkinden alayım.
- I'll have what he's having.
Fırınlar yüksek ısıdan çatladı!
Ies furnaces burst by overheating!
"evlerini, kaybettirdiler."
"houses, Ies asylums of charity and of the prayer."
Sizin savaşı durdurmak, ve yayılmasını engellemek için sarf ettiğiniz çabanın değerini bilemez.
Ies constant efforts of Your Holiness to prevent the war and to limit its contagion.
Zyklon gazının teslim kağıtları.
Ies delivery orders of gas Zyklon.
- Dergi satışlarında başarılı olan iki centilmen için geldim.
- I think a man on the cover... of Life magazine qualif'ies as a celebrity.
Bunlar bulutları, dağları, kelebekleri, kaplanları çiçekleri ve bizleri oluşturacak olan atomlardır.
The atoms that would form clouds and mountains butter? ies and tigers ?
Onlara gri denmiyor.
I mean, they're not called "gray-ies".
Her hangi bir geceyi aniden Yoo-hoo seslenmeleri ve iç çamaşırları kapsayabilir. - Birşey olacağı yok, Seth.
Have there been any midnight run-ins involving, say, Yoo-hoo and underthing-ies?
Zümrüt kesiminin parmaklarıma yakıştığını sanmıyorum.
I don't think an emerald cut flatters my little ten-ies.
Makineyi çalıştırmak için bu altın toplara ihtiyacınız yok.
No golden ball ies in the wheely!
Doğru adımlarla ilerleyip hayatımdaki yanlışları düzeltmemi sen söyledin.
You told me I could right the wrongs of my life by stepping on the right butterflies.
Ateşböceği demek istedin herhalde.
You mean fire? ies.
Dur biraz, tek vücut olsaydı sonu "lar" la bitmezdi, değil mi?
Take a break, have a look at it ; if it's one body, is this a "body" without the "S"? And if it's plural, you put "ies" in there, now that makes "the bodies" ;
1950'lere kadar hastaları burada tutmuşlar.
You knew there were patients kept down here until 1950-ies?
Beyaz beyzbol sinekleri...
The white baseball flies... overtake it.
İeş almak için bir avukat aradığınızı duydum.
FRANKLIN : I heard you're looking to hire an attorney.
Ateşböcekleri onlar mı?
Are those the fireflies?
Ba-yan-lar ve bay-lar, bir du-yu-rum var.
Lad-ies and gen-tle-men, I have an an-nounce-ment- -
Note - ler.
Note-ies.
Ölümsüz... ler?
Undead... ies?
Her şey tamam, fırlatmaya hazırız...
Okeydokey, lee ia-coke-ies.
Bir ışık demeti atıyor... ve sonra geldiği gibi uçup gidiyordu.
Fires another beam of light. And then flies out the way it came in.
Sinek gibi kendine çekiyorsun.
You draw them like flies.
Boka gelen sinekler gibi.
Kind of like flies on shit.
"Boka gelen sinekler" den daha iyi.
It does sound better than "flies on shit."
- Çünkü "boka gelen sinekler" deyince...
Because "flies on shit" would
... Seninle birleştiğimizde zaman bir kuş gibi uçar senin için bir adam varsa ve nazikse ve hayatlarınızı parlatmayı biliyorsa bir İtalyan kadar mutlusundur.
When I'm with you time flies like a dove. For you are a man and you are kind. And you know how to make our lives shine.
... Seninle birleştiğimizde, zaman bir kuş gibi uçar senin için bir adam varsa ve nazikse ve hayatlarınızı parlatmayı biliyorsa bir İtalyan kadar mutlusundur.
When I'm with you time flies like a dove. For you are a man and you are kind. You know how to make our lives shine.
Tarihin karşısında uçup gidiyor.
Well, it flies in the face of history.
Pekala Max, Joe geldiğinde ona reşit olmayan bir ergene yaptığım menerjerlikle idare edeceğim pahalı tatlılar satan restoranın bir alakası olmadığını söyleyeceğim.
Okay, Max, when Joe gets here, I'm just gonna tell her that me managing an underage twink has nothing to do with me managing her restaurant which sells overpriced twink... ies.
... Yalan... hep yalan yatıyor.
Lies... | ies... a | |

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]