Ilaçlar Çeviri İngilizce
9,995 parallel translation
ilaçların işe yaradığını böyle anlıyorum.
That's how he knows it's working. So...
- En iyi doktorlar, kuvvetli ilaçlar var.
He's got the best doctors, cutting-edge treatment.
Klinik denemeleri var. Deneysel ilaçlar var.
There are clinical trials, experimental drugs.
Kimileri ilaçların yan etkisi der.
Some say the drug effect wore off.
Yani ilaçların hastanın anüsüne sokularak verilmesi gerekiyor.
It means they have to be inserted into the patient's anus.
Bay Griffin, ilaçlar konusunda da doktorluğum konusunda da çok ciddiyim.
Mr. Griffin, I'm not joking- - or a doctor.
Yıllardır ilaçlarımı kullanıyorum.
I haven't gone off my meds in years.
Tarım ilaçlarının çok kötü yapmasının sebebi bu mu?
! Is that why the pill farms are doing so badly?
Anestezik ilaçlar tansiyonu düşürür.
Have anesthesia turn that down.
Ben şu yeni ilaçları alıyorum ve anneminde söylediği gibi bunlar beni biraz asabi yapıyor
I'm on these new meds, and they make me sort of irritable, as my mother would say.
Tamam ama yatak dokuz iğneleri sevmiyor ve yatak dokuz ilaçlarından biraz uzakta.
Okay, but bed nine doesn't like needles, and bed nine is way off his meds.
Biz yemek yerken Stephaine etrafında boş ilaç kutularıyla havuzun dibinde boylu boyunca yatıyordu. İçtiği ilaçların arasında Henson'ın yazdığı tehlikeli antidepresanlar da vardı.
W-when we were eating dinner, uh, Stephanie was lying on the floor in the pool house, all those empty pill bottles around her, including those dangerous antidepressants that Henson prescribed.
Verdiği ilaçlar kızımı intihara meyilli hâle getirdi.
That medication made her suicidal.
Uzun zaman önce karımda epilepsi hastalığı vardı. Ama doktor ilaçları kesmesinin sorun olmayacağını söylemişti.
A long time ago, she had a seizure disorder, but the doctor told her that it was okay to go off her meds.
Kesinlikle, saklamaya çalışıyor, ama aldığı ilaçları gördüm.
Exactly, he tries to hide it, but I've seen his medicine cabinet.
Kargo, Reiden haşere ilaçları kullanan bir çiftlikten tahıl taşıyordu.
Among the cargo was grain from a farm that uses Reiden pesticides.
Son derece başarılı 7 sene süren seanslarınız... beni sizin ilaçlarınızın... kızımı iyileştireceğine.. ikna etti.
Seven years of wildly successful trials is enough to convince me that your drug will cure her.
Verdiğin ilaçlar işe yarıyor.
The meds you gave me are working.
Ben de paranoya yaptığını düşünerek ilaçlarını değiştirdim.
I thought he was just being paranoid, so I adjusted his meds.
Bu ilaçlar seni tedavi edecek.
These remedies will relieve you.
Eğer ilaçlarını alıp daha iyi olursan, onlara kendinin ve çocuğunun sorumluluğunu alabileceğini göstermiş olursun.
If you take your medication and get well, you're showing that you can be responsible for yourself and for a child.
Başkalarıda mı ilaçlarını almıyor?
Someone else skipping their meds?
Tamam ama bana yoksunluk ilaçlarını alana kadar fazla kullanmayacağına dair söz ver, tamam mı?
Fine, but you have to promise me you won't do a lot until I get your withdrawal meds, okay?
Senin ilaçlarından istediğimi söyledim. O geldi.
Um, I told him I needed your pills.
Çünkü ilaçları Clem'e götürmem gerek.
'Cause I got to get these meds to Clem.
FBI olsun ya da olmasın ilaçları ona götürüyorum.
And FBI or not, I'm bringing'em to her.
Abe, Mitch'i arabaya al, ve ilaçları Clementine'a ulaştırın.
Abe, take Mitch in the car and go get those meds to Clementine.
- Bu ilaçları nasıl aldın?
- How did you get these drugs?
Ve ilaçlar etkisini göstermeden önce.
And before it could take effect,
Hanımefendi, .. doktor ilaçlarıda..
Ma'am, the doctor also said the meds...
Aldığın ilaçların hepsini ödedi.
ER, the ward imported meds - he paid it all.
Batının ilaçları insanlara sanki bir parçaymışsın gibi davranıyor.
Western medicine just treats people like parts.
Daha dikkatli olacağım, ilaçlarımı al.
I'll be more careful, take my medicine.
Bazen o ilaçları almaz.
Sometimes he doesn't take them.
Biz çiftçiliğe bağlı insanlarız, Eğer yağmur yağmazsa Tarla ilaçlarını mı yiyeceğiz?
We have to depend on agriculture, and will have to drink pesticides if there are no rains.
Ne zaman meşru duygularım olsa hemen ilaçlarımı bırakmış olurum zaten.
Whenever I have any legitimate feelings, I must be off my meds.
Zaten zor biri, birde ilaçlarını almayınca...,... daha paranoyak ve mantıksız oluyor.
She's already difficult, but when she's off her medication, she's even more paranoid and irrational.
Tıbbi ilaçların nasıl çalıştığını biliyorum.
A cure? I know how pharmaceuticals work.
Orada ilaçlar var.
I can go to Minneapolis.
Tamam, peki, annemiz gibi konuşuyorum, seni bulmak için beni dört kez aradı, uyuyup uyumadığını ve ilaçlarını alıp almadığını bilmek istiyor.
Okay, well, speaking of our mother, she's called me four times looking for you, wanting to know if you've gotten your sleep and if you've taken your meds.
İlaçlarımı boş mideye alamam ya.
I can't take my meds on an empty stomach.
- İlaçlarımı bir sebepten bıraktım.
- I went off my meds for a reason.
Bir tür ilaç alıyor. Amfetamin. İlaçlar da onu paranoyak yapıyor.
He's been taking some kind of pills, amphetamines, which are only making him paranoid.
İlaçlar beni birazdan uyutur.
These things are gonna have me knocked out for a while.
İlaçlarını alman gerekiyor.
You need to take your medication.
İlaçlarını alıp, yağlı yiyceklerden uzak durduğundan ve az içeceğinden emin olun.
Make sure he takes his meds, avoid greasy foods, drink less.
İlaçlarını arabada bırakmıştım, tamam mı?
I left your meds in the car, okay?
İlaçlarıma devam etmeliydim.
I should have stayed on the meds.
Oldukça güçlü ilaçlar kullanıyorsun.
Well, pretty strong meds you got here.
Sanki ilaçların etkisi geçiyor.
I feel like his meds are wearing off.
İlaçlarını kullanmıyor musun sen?
Are you off your medication?