Ill Çeviri İngilizce
8,885 parallel translation
Herkes 2 ve 3'ün berbat olduğunu biliyor.
Everybody knows II and Ill suck.
Ebeveynleri için önemli bir filmse izleyeceklerdir.
if it's an important movie to them, they'ill see it.
1, 2, 3, 4, 5, nereye kadar giderse yaparım.
- Oh, I'll do I, ll, Ill, Iv, V, whatever it...
Reçete ettiğin hiçbir şey engel olamaz ama kesinlikle beni hasta da edemez.
It can't interfere with anything you've prescribed. - But surely it can't do me ill.
Hasta mı diyorsunuz?
Ill, do you say?
Kadının akıl sağlığı yerinde!
She's not mentally ill.
Eğer sana dokunmaya kalkarsa, Onu öldürürüm!
If he dares to touch you, Ill kill him!
Hasta su an.
He's ill.
Hastasın sen.
You're ill.
Onlar da sürekli "Hayır, sigara içmekle sağlığınıza zarar vermek ya da hastalık kapmanız arasında bir bağlantı yok." demişlerdi.
"between smoking and, um, damage to your health, " or ill health effects. "
Eşim 50.evlilik yıldönümümüzü kutlamadan az önce ağır bir hastalığa yakalandı.
My wife took seriously ill just before we celebrated our 50th wedding anniversary.
Türk asıllı erkeğin doktor raporu olduğu ve psikiyatrik tedavi aldığı da belirtildi.
The man of Turkish origin was declared mentally ill... and he was interned in a psychiatric clinic
Ona babanın hasta olduğunu söyleyen benim.
I'm the one who told him about your father being ill.
Kötü bir dilek.
It's an ill wish.
O kötü dileği yatağının altına Jamie'nin de en az benim nefret ettiğim kadar senden nefret etmesi umuduyla koyan bendim.
I did put that ill wish'neath yer bed in the hope it would make Jamie hate ye as much as I do.
Kötü dileği bana satan oydu.
It was she who sold me the ill wish.
Yemin ediyorum Claire senin için olduğunu bilseydim Laoghaire'e o kötü dileği asla satmazdım.
I promise ye, Claire, if I'd known it was for ye, I would've never sold Laoghaire the ill wish.
Ama çok hasta ve yorgun görünüyordu.
But.. She looked very ill and tired.
Japonya'daki tehlikeyi ortadan kaldırmayı umuyoruz bunu başarır ve dünyanın geri kalanının Hitler ile Mussolini'nin hakimiyeti altında bulursak bu bizim zararımıza olur.
We expect to eliminate the danger from Japan, but it would serve us ill if we accomplished that and found that the rest of the world was dominated by Hitler and Mussolini.
Hastalandığında Marjory de aynı şeyi istemişti.
When Marjory was ill, she wanted the same thing.
Hasta olduğunu söyle.
Say that you're ill.
Devamında ise çok hasta olduğunu ve gitgide öldüğünü söyle.
And then, later on, say you're very ill. And then right at the end, then say that you're... you're dying.
Her işte bir hayır vardır.
It is an ill wind that blows no man good.
Yetersiz Danimarka ordusu, Avrupa'nın en güçlü ordusuna karşıdır.
The ill-equipped Danish army faces the strongest army in Europe.
Kocamın hastalığı sebebiyle 40'ında iptal edip ertelemek zorunda kaldık.
My husband was ill and our 40th was cancelled, so we had to rearrange.
Kendini pek iyi hissetmiyor. Onun yerine ben saygısını sunmaya geldim.
She could not come as she is a bit ill so sent her regards to you.
Nesi var, hasta mı?
Gosh, is she ill?
Kız kardeşim hasta ise... lütfen ona bitkisel ilaç yollayın majesteleri.
If sister is ill, please send her the herbal medicine, your majesty.
Eğer biri hastalanırsa, acil hattımıza ulaşmak için 1819'u arayın.
If anyone becomes ill, call 1819 to reach the health hotline.
Ona kötü hisler taşımıyorum ve sen de taşımamalısın.
I bear him no ill will and nor should you.
Aynı zamanda Kral'ın hasta olduğunu bildirmeliyiz. - Saraydaki yokluğunu açıklayacaktır.
Perhaps, in the meantime, we should let it be known the King is ill, to explain his absence from court.
Yaralılardan çok hastaları tahliye etmeye başladık.
We're starting to evacuate more ill than wounded.
Askerlerin sıkıntısı, hastalık, kötü şans ve şimdi kan donması.
Lack of men, sickness, ill luck and now stasis.
Cyril kendini hasta edeceksin.
Cyril, you'll make yourself ill.
O zaman da huysuzluk ediyordun ama herhalde 5 gün geçtikten sonra dikkatini çekmeyi başarmışımdır.
You were ill-disposed to acknowledge as much then, but five days later, I believe I have your attention.
- Annemin adını ağzınıza kolayca almayın.
Don't speak ill of my mother.
Çok hasta olduğundan eve en kısa sürede gitmek istiyor.
He's feeling so ill he wants to get home as fast as possible.
Mecdelli Meryem kötü şöhretli bir kadın değil miydi?
Wasn't Mary Magdalene a woman of ill repute?
Bu sabah ölmek üzereydi, şimdi de dizginlerini mi koparıyor?
This morning he was terminally ill, now he's ripping out of restraints?
- Burada yıllardır hastalık belirtisi olmadan kendi yetiştirdiklerimizi yiyoruz.
- We've been growing and eating our own food here for years with no ill effects.
* Ölümün karanlık yolunda hiçbir şeyden korkmuyorum *
♪ In death's dark vale I fear no ill
Hastaydı.
He was ill.
Paraya sıkışıktım, Bu yüzden kullandığım iç çamaşırımı satmak için talihsiz bir girişim yaptım.
I have been short on cash, so I made an ill-fated attempt to sell my used underwear.
Hastayım.
I am ill.
Yeniden Şişko-Paddy olma yolundan şu kadarcık uzaktayım.
I am one ill-timed binge away from being "Fatrick" again.
Tanrım, Barbie bebeğimin saçlarını kestikten sonraki zihinsel özürlü Barbie görüntüsüne benziyorsun.
Oh God, you look like a mentally ill Barbie doll, after I cut off my Barbie doll's hair.
Hasta mısın?
Are you ill?
Pek tabii ki benimle görüşmeyi reddetmekle akılsızca davranabilir.
She would certainly be ill-advised if she refused to meet me.
Kralımız, babam Ragnar Lothbrok seyahat etmek için çok zayıf ve hasta.
Our king, my father, Ragnar Lothbrok, is too weak and ill to travel.
Annem bir süredir hasta,...
My mom's just been ill yeah, um... My mom's just been ill
Evet, bunu yapmaktan nefret ediyorum ama benim gitmem gerek.
My mom's just been ill recently, and, um... Recently, and, um... Yeah, i- - i hate to do this,