English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İngilizce / [ I ] / Illusions

Illusions Çeviri İngilizce

629 parallel translation
Birinin kalbindeki şüpheye ışık tutarak, sadece illüzyon yoluyla, kişiyi tercihine yöneltmek.
To shine a light on the doubts in one's heart and, through mere illusions, to lead one to one's choice.
Senin kafandaki hayalleri tekmeleyeceğim!
Knock your illusions out of your head!
Hayallerini de al ve sınırı geç.
Run for the border and take your illusions with you.
Yanıldığım başka bir şey daha.
There goes another one of my illusions.
Bildiğimiz işte elimizden gelen en iyi işi yapabileceğimiz yerde küçük basit bir plan... ihtişam illüzyonları olmaksızın.
A simple little layout where we could do our best at the work we know... without having any illusions of glory.
- Ağabeyim hakkımda çok gerçekçidir.
- Brother has no illusions about me.
Yanıldığım herhangi bir şey yok.
I have no illusions.
Kalbimi parçalıyor, ama çocukluk hayallerini bozmak durumundayım.
It breaks my heart, but I'll have to shatter your childhood illusions.
- Kendim hakkında yanılgılarım olmadı.
- I have no illusions about myself.
"İllüzyon Sarayı" ya da "Ay Sevdalıları"
"The Palace of Illusions" or "Lovers of the Moon."
Düşler ülkesinde yaşıyordum.
I have been living in a land of illusions.
Mürekkep lekesi testinde insanların yüzde 80'i aynı figürleri, göz aldanmalarını ve hayalleri görür.
In the ink blot test about 80 % of the people who study the blots... will see generally the same figures, the same illusions and visions.
Sanıyorum hiçbirimizin onun karakteriyle ilgili şüphesi yoktur.
I don't think any of us have any illusions about her character.
Bay Nugent, bu olayda varsayımlar yok.
Mr. Nugent, don't have any illusions about this matter.
Göz yanılması bilinen yanıyla..
Optical illusions have been known to....
Davranışımın farkındayım.
I have no illusions about my conduct.
# Az kullanılmış hayaller, satın almak ister misin?
Want to buy some illusions slightly used?
# Çok hoş hayallerdi bunlar, yüksekten uçan.
They were lovely illusions, reaching high
# Tıpkı şu yeni... #... romantik hayaller gibi.
Just like new Such romantic illusions
# Bu güzel hayallerimi kaçırmayın.
Take my lovely illusions
Aynı zamanda da uykuya dalmış bir çiftin yanılsamalarından uyanmasına yardım et.
Help yet another sleepwalking couple wake up from their illusions.
- Yanılsamalarınızı yok etmek isterdim.
- I'd like to shatter your illusions.
Kendimi aldatamam.
Ahhh, I have no more illusions.
Bir araya gelince hepsi, vicdana ağır basmaz ama, içinde bir sıkıntı yaratır.
When a man wins everything in this world, when he succeeds too much, he feels, somehow, a thousand small displeasures with himself, whose whole sum is not quite remorse but rather a sort of vague disgust, dry illusions, pained regrets.
Ben, kadınların bağlılık konusunda hayal kurmak ya da bu eksiklikten dolayı rahatsızlık duymak için çok yaşlı bir adamım ama senin entrikalarının, benim planlarımla karışmaya başladığında bu farklı bir şeydir.
I'm too old a man to have any illusions about the constancy of women, or to be seriously disturbed by the lack of it but when your intrigues start interfering with my plans that's something else again.
İllüzyonlar olmadan.
Without illusions.
Burada insanlar hayalleriyle yaşarlar.
Here people live in illusions.
Romalılar hakkındaki hayallerimden kurtulalı çok oldu.
I lost my illusions about Romans long ago.
Olmak istediği birşey yok.
No illusions about anything.
Sen de, kendi aptallığını ve hayallerinin saçmalığını anladığında bunu yapacaksın.
You will too, when you see your own folly, and the triviality of your illusions.
İpnotik illüzyonlar insanları parçalamaz.
Hypnotic illusions don't tear people apart.
Güzel olduğumu hiç düşünmüyorum.
I have no illusions about my looks.
Üzerimdeki büyünü bozma.
Don't spoil my illusions of you.
Seni neyim büyülüyor?
What are your illusions of me?
Bütün arkadaşlarımı, resimlerimin hikayesini hayatımı ezbere biliyor.
She knows all my friends, the story of my paintings and my life by heart. See, she has no illusions.
Benim hayallerim yoktu.
I had no illusions.
Dolaysız olarak yaşananlar, donmuş bir halde bir devrin... zevk ve yanıIsamalarında tekrar uzakta belirir ve onunla birlikte gider.
What was directly lived... reappears frozen in the distance, engraved in the tastes and illusions of an era... and carried off with it.
- Kayıp Hayaller.
Les Illusions Perdues.
Hayal gören tiplerden olmadığını biliyorum ama hayaletlere inanmam, yani...
I know you're not the seeing-illusions type, but no woman was there and I don't believe in ghosts,
Belki de hayal gören bir tipimdir.
- Maybe I am the seeing-illusions type.
Hayallere kapılmıyorum.
I have no illusions.
Buraya büyük hayallerle gelmişti.
He had many illusions.
ya da "Görüntüler Mezarı".
Or "The Tomb of Illusions".
Hayaller çok güçlü olabilir.
Illusions can be very powerful.
Blanche ın bu tür hayalleri yok.
Blanche doesn't have any illusions like that.
İlüzyon mu, gerçekten mi?
Illusions, indeed?
Ve dahası, tamamen hayal yoksunuyum.
And what is more, I am utterly without illusions.
Hayallere gelince benden daha çok hayali olduğunu sanmıyorum ama ihtiyaç duyulduğunda yaratabilecek kadar zeki.
As for illusions... I don't think he has any more than I, but he's clever enough to create them when needed.
Her şeyin bir yanılsama, hayal ve yalanlar olmayacağına dair
That everything wouldn't turn out to be illusions, dreams, and lies.
"Yaşamı yöneten bilimsel yasaları tam olarak anlayabildiğimizde hayalperest birinden daha fazla kuruntuları olan tek insanın eylem insanı olduğunu keşfedecekler."
When we have fully understood the scientific laws which govern life we will find that the only person with more illusions than the dreamer is the man of action.
Niye tüm hülyalarımı yıkmak zorundasın?
Why must you destroy all of my illusions?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]