English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İngilizce / [ I ] / Instrument

Instrument Çeviri İngilizce

2,042 parallel translation
Bir alet gerekince tarif edeceğim. Bana sapından uzatacaksın. Tamam mı?
When I need an instrument I'll describe it and you give it to me handle first, okay?
Belki pek önemi yok ama sizin yaşınızda birinin enstrüman çalmayı öğrenmesi zordur. Özellikle de doğuştan gelen bir yeteneğe sahip değilseniz.
Well, for what it's worth, learning an instrument at your age is difficult, especially if you don't possess a natural gift for it.
Bedenini yanlış yerde kullandın.
You have used your body as an instrument of abuse.
Bir enstrüman çalmalı ya da resim falan yapmalısın.
You should play an instrument or... paint something.
Tamam bu... Dur. Hangi enstrümanı çalıyor?
All right, that's just... wait-what instrument does he play?
Çok keskin bir aletle deneyimsiz bir el.
An untrained hand but a very sharp instrument.
Bay Bancroft, şah damarına keskin bir nesne batırılmasıyla öldürülmüş.
Mr. Bancroft died when a sharp instrument was thrust into his jugular.
Tek sipsili üflemeli bir çalgı...
It's a single reed woodwind instrument...'
Öyle bir aletle, cesedin her yeri kan olur. Katilin de üstüne bulaşmış olabilir.
Instrument like that, blood all over the body, means the killer could have blood on them, too.
Notaları biliyorsak, onun tonunu saptayabiliriz başka bir enstrümanla çalınmış olsa bile.
If we know the notes, then we can identify his tune even if it's being played on another instrument.
Becca Mayford haricindekilerin... ölüm nedeni, boyundaki keskin uçlu bir aletle yapılan... kesilere bağlı kan kaybı.
Except for becca mayford, cod was exsanguination through incised wounds to the neck with a sharp-edged instrument.
- "Soyun o zaman." - "Hangi aleti üfleyeceğim?"
- Get undressed. - What instrument should I blow?
Ama hazırsan ve aletin iyi durumdaysa ne yanlış gidebilir ki?
But if you've prepared and taken care of your instrument, what can go wrong?
Bugün bildiğim beynimi yıkayıp suç masasına döndürdüklerinde öldürmeye sadece maharetim değil iştahım da vardı.
What I have to live with today is the knowledge that when my abductors coaxed or rather, brainwashed me into an instrument of violence I was left with not just the ability, but the appetite to kill.
KullanıIan alet, oldukça keskinmiş.
The instrument was sharp.
- Poligraf kör bir alet.
Polygraph is a blunt instrument.
Xo'nun sadece emirlerini uygulayan bir araç olmadığını unutma.
Juste remember that an XO is not a blunt instrument.
Bu oyunu oynarken harcadıkları zamanın yarısını gerçek bir enstrüman çalmayı öğrenmek için geçirseler kim bilir neler yaparlardı.
If they spent half the time learning a real instrument as they do playing that game, who knows what they could accomplish.
Çünkü bu bebek, iğrenç oyununa alet edebileceğin bir şey değil.
Because this baby is not just some instrument for whatever wicked game it is that you're playing.
Babasının kaba küçük oyuncağı.
Daddy's blunt little instrument.
Ölüm nedeni karnından göğsüne doğru uzanan yara 14 santim derinliğinde.
Cause of death : 6 incisions with a sharp instrument on the lower abdomen and torax 6 inches deep.
Enstrüman çalıyor, mutlu görünüyor, dişleri var.
He plays an instrument. He's got a happy face. He's got teeth.
Müzik aleti dükkanı var.
He owns an instrument store.
Onun amacı için bir aracım.
I am an instrument of his will.
Harika bir enstrüman.
This is a wonderful instrument.
O aletin adına ne deniyordu?
What is that instrument called?
Tokyo'da çello diye bir alet çalıyor.
He plays an instrument called cello in Tokyo!
Annem bu enstrümanla içeri girmiş.
She came in with this instrument.
Kahramanımız hangi enstrümanı çalmalı?
And which instrument shall our new heroine play?
Bir enstrüman çaldığım için mi gözlerini korkutuyorum?
Am I intimidating because I play an instrument?
- Sen bir enstrüman mı çalıyorsun?
- You play an instrument?
- Gayet tabii. Zehrin modası geçti. Ateşli silahlar çok kaba.
Poison is so passe... and anything with firearms is positively vulgar... but smashing in someone's noggin with a blunt instrument now...
Alet, görülebilir ve kızılötesi ışık kullanarak Valles Marineris adlı devasa kanyondaki eski sıvı haldeki su izlerini arayacak. Burası Olympus Mons volkanı tarafından yüzeyin yarılmasıyla oluşmuş.
Using visible and infrared light... the instrument has been scanning for evidence of ancient liquid water... in Valles Marineris, a massive canyon system... ripped into the surface by the volcano Olympus Mons.
Bir peri kızı dövmesi, gecelikle dolaşan hoş bir kız, kanca gibi bir şeyle öldürülmesi...
A fairy, Wendy in a nightgown, killed by a sharp curved instrument.
Klarnet nasıl da güzel bir çalgıdır.
The clarinet is a lovely instrument.
Dar bir alet- - 2.5 santimden az- - yaralara sebep oluyor.
A narrow instrument, less than an inch, caused the injuries.
Ama ben paramı cerrahi alet olması üzerine yatırırım.
But for my money, it's got to be a surgical instrument.
Biraz açıp da kapanan gözlerini bir iki ses çıkarabilir misin çalgından?
Canst thou hold up thy heavy eyes awhile, And touch thy instrument a strain or two?
Biraz açıp da kapanan gözlerini bir iki ses çıkarabilir misin çalgından?
Canst thou hold up thy heavy eyes awhile and touch thy instrument a strain or two?
Önce aletini tükürükleyerek nemlendirdi. Ayırt edebildiğim kadarıyla onu işaret edip tanıştırdı. Sadece onun yönü ve görüş açımın kaybolmasından değil burulması, kıvrılması ve genç kurbanın yumuşak,
First, then, moistening well with spittle his instrument, he pointed, he introduced it, as I could plainly discern, not only from its direction and my losing sight of it, but by the writhing, twisting, and soft, murmured complaints of the young sufferer.
Bu basit görevde başarısızlığa uğrarsan bu zorbalık aracın anında yok edilecek.
Fail in your simple task in this case and your instrument of tyranny will be strangled at birth.
Senin kendi değerli yaratıklarını araç olarak kullanmak...
using one of your own... precious creatures as the blunt instrument... some of my best work, i think.
Senin değerli kendi yaratıklarından birini araç olarak kullanmak... Sanırım yaptığım en iyi işlerden biriydi.
Using one of your own... precious creatures as the blunt instrument... some of my best work, I think.
Senin değerli kendi yaratıklarından birini araç olarak kullanmak...
Using one of your precious creatures as the blunt instrument.
Kullanılıp atılmış... yıpranmış bir alet.
A blunt instrument To be manipulated and then discarded.
Gitarı kör bir alet gibi tutuyorsun.
You handle a guitar like a... a blunt instrument.
Şarkı sözü yazmaya çalıştığım her seferde- - İngilizce'yi kör bir alet gibi mi tutuyorsun?
I mean, every time I try to write my own, I kind of just... handle the english language like a blunt instrument?
- Evet. Cinayetler dar kesici bir aletle işlenmişti.
- Yes, it was a narrow blunt instrument.
Gezmek, lisan öğrenmek, örgü örmek, hokkabazlık yapmak biatlon eğitimi almak *, lama yetiştirmek, nefes kontrolünde ustalaşmak, böylece nefesli çalgıları çalmayı öğrenebilirim.
Traveling, learning languages, knitting, juggling, training f bor aiathlon, raising llamas, mastering... breath control so that I can learn how to play a wind instrument.
Ya da onun gibi bir şeyle.
Or a hook-like instrument.
Bu çalgı aleti 10.000 dolar değerinde.
This is a $ 10,000 instrument.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]