Izz Çeviri İngilizce
65 parallel translation
Konuş bakalım.
You're a fine one to talk, Izz.
Çok ayıp.
Shame on you, Izz.
Ya sen Izz? İyi misin?
And you, Izz, are you well?
Hoşça kal!
Goodbye, Izz.
- Nasılsın, Izz?
- What's up, Izz?
Izz, biraz ister misin?
Izz, you want some?
Bana Izz demek zorunda değilsin.
You don't have to call me Izz.
- Hey, Izz.
- Hey, Izz.
Bak Izz...
Now, Izz...
- Merhaba, Izz.
- Hi, Izz.
Izz, bunu neden yapıyorsun?
Izz, why are you doing this?
Izz.
Izz.
Ben, şehit veren, lzz a-Din al-Qassam oğlu, Jihad Nasser El-Din...
I, the living martyr Jihad Nasser El-Din son of Izz a-Din al-Qassam...
Ala üd dünya v'ed-din mu'izz ülislam vel müslimin...
Above all else : Defender of the Muslim Faith!
- Selam, Izz.
- Hey, iz.
- Izzıe, bak- - - Gitmeni istemiyorum.
- Izzie, look- - - look, I don't want you to go.
İzz El Din.
Izz Al Din.
Neden havalandırmanın orada bir Ken var?
Izz, why is there a Ken doll in the heat vent?
Ben dışarı çıkıyorum, arayan olursa cepten bulur beni.
All right, well I'm going to go get Izz, if anyone needs me I'm on my cell.
Sadece sessiz bir şeyler yap, böylece lzzie ödevini bitirebilsin.
Just do something quiet so Izz can finish her homework.
Iz, hala şampuanın var. Ama bu daha yumuşak.
Izz, you still have shampoo.
Izzie, bunlarla işinin bittiğine emin misin canım? - Evet.
Izz are you sure you're done with these guys?
Iz, ne zaman o kısmı söylesen, sesini yükseltmen gerekiyor.
It's insane! Izz, when ever you sing that part in the car you really belt it out.
Izzie'yle aranız nasıl?
So... What's going on with izz?
Gülmene gerek yok, Izz.
You needn't laugh, Izz.
Masıl teknesinin yanında duruyordu ve yüzünün gölgesi arkadaki duvara vurdu, tam Izz'in yanına ve o da dudaklarını duvara dayadı ve onun dudaklarının gölgesini öptü.
He was standing over the whey tub and the shadow of his face came upon the wall behind, close to Izz, and she put her lips against the wall and kissed the shadow of his mouth!
- Oh, Izz Huett!
Oh, Izz Huett!
- Çok güzelsin, Izz. İşte gidiyorum.
Here I go.
- Oh, Izz.
- Oh, Izz.
Izz, Marian, hoş çakalın.
Izz, Marian, farewell.
Izz, ben Brezilya'ya gidiyorum, tek başıma.
Izz, I'm going to Brazil, alone.
Affet beni, Izz, Sanırım delirmeye başladım.
Forgive me, Izz, I think I've been going quite mad.
- Güle güle, Izz.
- Goodbye, Izz.
Izz Huett!
Izz Huett!
Ol iz vel. ( * herşey yolunda )
Aal izz well - What's that?
Ol iz vel.
Aal izz Well
Al elini ve kalbine koy, ve de ki,'Ol iz vel.'
Take your hand, put it over your heart, and say,'Aal izz well
- Ol iz vel.
- Aal izz well
Gece devriyelerinde bağırırdı : 'Ol iz vel.'* Herşey yolunda.
On night patrol, he'd call out,'Aal izz well
O,'Ol iz vel.'derdi, biz de güvende hissederdik kendimizi.
He'd just yell'Aal izz well', and we felt secure
Ol iz vel.
Aal izz well
Izz, Jimmy aynı fikirde değil.
Izz, look, Jimmy doesn't think so.
Izz, bu önceden benimle paylaşmayı dileyeceğin tarzda bir şey.
Izz, you know, this is something that you might have wanted to share with me.
Bu iyi çünkü bu bin dolarlık şampanyayı içmeye devam edebilirim.
Well, that's good,'cause I can keep drinking this thousand-dollar champ-izz-ane.
Masamı kaldırıp kapatayım. Çünkü Miami'ye gidiyoruz.
Well, I say put my tray table izz-up in the upright, locked position, because...
İzz El Din. El Rahmah'a saldıran adam onun yaşında.
The man who made war on Al Rahmah is someone his age.
Hey, bak ne buldum?
I'm just not talented. Izz, look what I found.
- Kendi adına konuş, Izz Huett.
Speak for yourself, Izz Huett.
- Söylesene, Tess.
Tell me, Tess? Very pretty, Izz.
Izz...
I know it. Izz...
'Ol iz vel.'
'Aal izz well