Içim rahatladı Çeviri İngilizce
261 parallel translation
Cha Hee Joo olayı tamamen çözüldüğüne göre içim rahatladı.
I feel so much better now that I was able to resolve Cha Hee Joo's case before I leave.
Şimdi içim rahatladı Harry.
I feel better now, Harry.
Tanrım, içim rahatladı!
My God, what a relief!
Böylece içim rahatladı.
Now I'm fine.
Şimdi içim rahatladı.
I'm so relieved.
Açıkçası içim rahatladı.
To be honest, I was relieved.
O filmi izleyince gerçekten içim rahatladı.
It was a real relief seeing that moving picture.
Seni sağsalim görünce içim rahatladı!
And so relieved you're safe!
Başka bir katil bulmalarını söylersiniz artık. Söylemem lazım, içim rahatladı.
I guess you'll tell them to find another killer. I'm relieved, actually.
Neyse, içim rahatladı.
Well, that's a relief.
Biraz içim rahatladı.
At least I had some breathing room
Gerçekleri öğrenmem gerekiyordu. Ben de yanından ayrıldım ve şu an içim rahatladı.
So I left and now I feel relieved.
Bunu söylediğim için beni affet, Sven, dürüst olmam gerekirse öldüğünü duyduğumda içim rahatladı.
Excuse me for saying so, Sven, I'm only being honest with you but I was relieved when I heard you were dead.
Şimdi içim rahatladı.
Great comfort, that.
İşin gerçeği, içim rahatladı.
Truth is, I'm relieved.
Aman içim rahatladı.
What a relief.
İçim rahatladı.
Well, that relieves my mind.
İçim rahatladı.
That's a relief.
Doktor Pierce'i dinledikten sonra, içim büsbütün rahatladı.
Dr. Pierce makes me feel perfectly confident.
İçim rahatladı.
I'm so relieved.
- İçim rahatladı!
Wonderful, so good.
İçim rahatladı.
It's you. What a relief.
İçim rahatladı.
I can relax now
- Ah, içim çok rahatladı.
- Oh, I'm so relieved.
Evet, çok doğru. İçim rahatladı.
- Lord Flashheart?
İçim rahatladı doğrusu.
Well, that takes a load off my mind.
Neyse, içim biraz rahatladı.
Don't scare me like that!
İçim rahatladı.
Well, that's comforting.
İçim rahatladı.
Oh, that's a relief.
İçim çok rahatladı.
That's a comfort.
İçim rahatladı
What a relief.
- İçim rahatladı.
- What a comfort.
Kulaklarım çınlıyor zannettim. İçim rahatladı.
I thought it was a ringing in my ears!
İçim rahatladı doğrusu.
Don't worry. - Oh, yeah?
İçim rahatladı.
That's good.
- İçim pek rahatladı doktor.
Very comforting, doc.
İçim çok rahatladı.
I've very relieved.
İçim rahatladı.
Well, that's a relief.
- İçim rahatladı.
- That's a relief.
İyi. İçim rahatladı.
Well, that's a relief.
- İçim rahatladı.
Well, that's a relief.
İçim rahatladı doğrusu.
That is truly comforting.
- İçim rahatladı.
- What a relief.
- İçim rahatladı.
- Well, I'm relieved.
Neyse şimdi içim rahatladı bizi ektiğini falan düşünmüştük.
Maintenant, vous allez me dire ce que vous venez foutre ici parce que de mon côté, il n'y a pas de problème. - oh, what a relief, because you know, we thought maybe you'd skipped out on us. - Moi?
İçim rahatladı doğrusu.
That's comforting.
İçim rahatladı doğrusu.
That makes me feel so much better.
İçim rahatladı.
That's a big relief.
- İçim rahatladı.
- That's good to know.
Şimdi içim rahatladı.
That's comforting.
Sanırım buradan Luke ile senin dost olmadığını çıkarmalıyım. İçim rahatladı.
So I guess this means you and Luke are not friends, which I find oddly comforting.