Işimi Çeviri İngilizce
12,432 parallel translation
Bilirsin, başımı eğeceğim sadece. Her zaman işimi yaptığım gibi.
You know, I'm just gonna keep my head down.
Ama gösteremiyorum çünkü işimi bitirdiler çoktan!
But I couldn't show them off they killed me off first!
Bebek çıkıp işimi elimden almayacaksa beklemek zorunda.
Well, unless that baby's about to fall out or take my job, she'll have to wait a minute.
Şu anda, benim sorumluluğumda olmayıp da bu sistem tarafından çiğnenip tükürülen başka insanlar da olabileceğini düşünürken işimi hakkıyla yapabileceğimden emin değilim.
You know, I'm not sure that I'm... doing fully what I should be doing when I'm worrying about... whether other people who are not in my charge are... um... being ground up and spit out by this system.
- Ve işimi seviyorum.
- And I love my job.
- Vic, bu gece işimi kaybettim.
- Vic, I lost my job tonight.
Bırakın işimi yapayım.
Let him be my job.
Ben ise 10 dakikada işimi bitirip sonra da güzel bir kestiririm.
All I need is just a quick 10 minutes, and then a really long nap.
Dinle, bu günden 3 hafta sonra yani bu gariplikler sona erdiğinde ben gerçekliğe geri dönüp işimi yapardım.
Listen, in three weeks from now, I think the novelty of this whole thing will have worn off and I think, the reality will set in, which is that I work all the time and I probably would never see you, and I'd probably have to cancel all of our dates.
Galiba işimi kaybettim.
I think I just lost my job.
Bir hafta içinde iki işimi 30'lu yaşlardaki insanlara kaptırdım Cammy sağ olsun on yaş genç görünmem için yardımcı oldu.
Well, I lost two jobs in a week to people in their 30s. So Cammy volunteered to make me look ten years younger.
Hep böyleydi, işimi seviyorum.
It just has. I love it.
Ben, Bridget Jones, gönül işleriyle işimi bitirdim ve artık ömrümün sonbaharını hedonizmin peşinde geçirmeye adayacağım.
I, Bridget Jones am done with affairs of the heart... and dedicating my autumn years to the pursuit of hedonism.
Fakat geri çekilmelisin ve işimi yapmama izin verin.
But you need to back off, and let me do my job.
Ben sadece işimi yapıyorum.
Just doing my job.
Üzgünüm, sadece işimi yapıyorum hanımefendi.
Sorry, I'm just doing my job, ma'am.
Sadece işimi yapıyorum.
Oh, I'm just doing my job.
Kafan götüme girmişken birden çekince işimi yapmam zorlaşıyor.
It's hard when your head's up my ass and you're yanking on the scrot.
Şimdi sırtımdan in de işimi yapayım.
Now, get off my back and let me do my job.
- Yani..... nişanlımdan yeni ayrıldım, işimi de kaybettim.
- I mean... I just broke up with my fiancee, lost my job.
Yani herhangi biriniz işimi mahvedecek bir şey yaparsa...
I mean, anyone does anything to ruin it for me...
Burada kendi işimi yapmaya çalışıyorum.
You know I'm trying to do my own thing here.
İnsanların işimi nasıl yapacağımı söylemesini çok severim.
Love it when people tell me how to do my job.
Sence benim işimi sarhoş ediyorum galiba?
You think I do my job drunk?
Sadece işimi yapmaya çalışıyorum.
I'm just trying to do my job.
Ben... işimi yapıyordum.
I was just... I was just doin'my job.
Senin yüzünden işimi kaybedebilirim.
I could lose my job because of you.
Söyleyeceklerin bitti mi Ramone? O gülümseye hiçbir şeyin gölge düşürmemesi için işimi yapıyorum sadece.
And I know that my grown up brain now says good enough, but I will never forget that.
Plana bağlı kalalım, işimi yapmama izin ver iş bitince geldiğimiz gibi çekip gideriz.
Just stick to the story, let me do my job and we can leave this place, just as easy as we came in.
Muhtemelen kendi işimi kurardım.
Probably start my own business, you know?
Işimi daha iyi halledeceğimi düşünüyorum Sizi gençleri eve getirebiliriz.
I figure the better I do my job, the quicker we can bring you youngsters home.
- Ben de kendi işimi yapıyorum.
I'm just doing mine. Yeah.
Ben işimi elimden geldiğince iyi yapmaya çalışıyorum.
I'm just trying to do my job as best I can.
Benim için benim işimi yapmayı teklif ettin.
And offered to do my job for me.
İşimi çok kolaylaştırıyorsun.
Oh, God, you're making this so much easier.
- İşimi sağlama almam lazım.
Well, we need to do our due diligence here.
- İşimi yapıyorum.
- I'm doing my job.
- İşimi yapmaya çalışıyorum.
- I'm just trying to do my job.
İşimi, tanıdığım herkesten daha çok önemsiyorum...
Do you know, work has always been more important to me than anyone else I know?
İşimi aynı Ben ve Jerry'nin kullandığı yöntemle yapılandırdım.
Well, I structured my business around the same eco-friendly model as Ben and Jerry's.
İşimi mi?
My thing?
İşimi mi yapayım?
Do my thing?
- İşimi yapacağım, başka kıyak yok.
I'm doing what I do, so no more favors.
İşimi mi soruyorsun, Dottie burada Nissan fabrikasının üretim hattını kapatma kararı yüzünden her dakika 90 bin dolar kaybediyorum. Çünkü kalite departmanınız konteynır trenlerinin enjeksiyon sistemlerini bok kullanarak çalıştırabileceğini düşünüyor!
I'm down here at the Nissan plant with a shut-down line costing me ninety grand a minute because your Quality Department thinks they can run a freightliner full of injection molded crap down my goddamn throat!
İşimi kaybettim, Ed beni kovdu.
I lost my job. Ed fired me.
İşimi iyice zorlaştırıyorsun.
You're making this very difficult.
Ne iş, Sally? İşimi mi baltalıyorsun?
Damn, Sally, what, you been holding out on me now, huh?
- İşimi yapmaya çalışıyorum sadece.
- I'm just trying to do my job.
İşimi nasıl yapacağımı biliyorum.
I know how to do my job.
İşimi geri aldım, hafta sonları ve okuldan sonra orada çalışacağım, demişti bana.
Tellin'me he got his job back, tellin'me he working'weekend, tellin'me he working'after school.
İşimi yapmadığım için bana kızıyor sandım.
Now, I think he's mad'cause I ain't done my work.