Işçiler Çeviri İngilizce
1,480 parallel translation
İvanovo'da çalışacak işçiler arandığını duydum.
To lvanovo. I hear they need workers there.
- Şimdiki işçiler korunuyor... ... ama hastane LH'lerin yerine lisanssız teknisyenler koyabilecek.
- Current employees are protected but the hospital won rights to replace existing RNs with unlicensed technicians.
Ve The Hub'da başka işçiler ve muhabirler de var.
He was told he wouldn't see combat.
Bana verdiğin işçiler kendi kıçlarını, dün kazara açtıkları delikten ayırt edemiyorlar.
The workmen don't know their asses from the hole in the ground they accidentally blew.
Köylü işçiler, tuvaleti tütsü odasına çevirdiler.
Rustic workmen have turned the Sanijohn into a smokehouse.
... işçiler Erin, bu ülkede ulus olarak toplum olarak...
... workers, Erin, is the only way we as a people in this country, we as a people in this society, will move...
Sendikasız işçiler yüzünden.
THE NON-UNION WORKERS.
- Pekala işçiler. Unutmayın.
- Okay, workers, remember.
- Herkesin bir görevi vardır Bala. Sen, askerler, işçiler.
- Everyone has their place, Bala... you, the soldiers, the workers.
Bu, tüm tembel işçiler için.
This one goes out to all the lazy workers.
Kolonideki bütün işçiler burada.
Every worker in the colony is here.
- Hoşnut olmayan işçiler, konuşurlar.
- Disgruntled employees, they talk.
Valen Gri Konsey'i üç Klan'ın üyelerinden yarattı. Savaşçılar, işçiler ve ruhbanlar. Böylece hiçbir Klan'ın diğerinin üzerinde etkisi olmayacaktı.
Valen created the Grey Council from members of every caste... warrior, worker and religious... so that no one caste would have undue influence over the others.
Bu evler zamanında, işçiler için düşük ücretli yaşam alanı olarak tasarlanmış.
These apartments were actually planned In the last century as tenement housing For working class families.
- Peki ya işçiler?
- And the workers?
Haziran 1956'da Poznan'daki işçiler Roma Katolik Kilisesi için ekmek, bağımsızlık ve özgürlük talebinde bulundular. Hepsinden öte Polonya'da Sovyet hakimiyetinin sona ermesini istediler.
In June 1956, workers in Poznan demanded bread, liberty and freedom for the Roman Catholic Church - and above all, an end to the Soviet domination of Poland.
" Hükümeti, rejimi asıl şaşırtan şey, isyan edenlerin işçiler olmasıydı.
" What really shocked the government, the regime, was that it was the workers who rose.
Öğrenciler ve işçiler ifade özgürlüğü, gizli polisin lağvedilmesi ve Sovyet birliklerinin geri çekilmesini istediler.
Students and workers demanded free speech, the disbanding of the secret police and the withdrawal of Soviet troops.
Berlin'in tamamında işçiler, işsizlik ve zorluklarla karşılaştı.
Workers throughout the whole of Berlin faced unemployment and hardship.
Stalin'in Sovyetler Birliği'nin, işçiler cenneti değil polis devleti olduğu meydana çıktı.
Stalin's Soviet Union was revealed as a police state, not a workers'paradise.
Paris yakınında Reneault fabrikasında çalışan işçiler Greve gitti.
Workers at the Renault factory near Paris went on strike.
Resmi videolar, işçiler ve köylüler için bir cennet portresi çiziyordu.
Official films portrayed a paradise for workers and peasants.
Çatıdan işeyen işçiler yüzünden 50 bin dolar ceza ödemeliyiz.
And we got a $ 50,000 ticket for workers peeing off the roof.
Ee, kesinlikle işçiler onun lanet olduğuna inandılar.
Well, certainly the workmen believed it was the curse.
Yeni kazılar, Giza Piramitleri'ni inşa eden işçiler için yerleşimler ve imkanların destek sistemini açığa çıkarıyor.
New excavations are uncovering the support system of settlements and facilities for the workers who built the Giza pyramids.
SS'e katılmışlardı çünkü SA'de işçiler yer alıyordu ve birbirlerinden hoşlanmıyorlardı.
They joined the SS while only working people were in the SA, and they didn't like each other.
- Baba,..... kaçmalarının cezası madende çalışmak olacaktı..... yaşadıkları sürece..... diğer işçiler için bir örnek olarak.
- Father,..... you said their punishment for trying to escape would be to work in the mine..... without rest for as long as they live,..... as an example to the other workers.
İşe alınmış işçiler... orada olmayı seçmiş olanlar... çünkü ücreti adil... ve gösterilen muamelede.
Hired workers, who choose to be there because the wage is fair. And so is the way they're treated.
- Umurumda değil. - Yahudilerle işçiler arasındaki... farkı biliyor musun?
Do you know the difference between a worker and a Jew?
1913'te, Woolworth Binası inşa edilirken, işçiler zengin sanayici Talbot Soames'ın cesedini buldular.
In 1913, when the Woolworth Building was being built workmen found the body of a rich industrialist, Talbot Soames.
Kızgın işçiler postahane de birbirlerine ateş etmiş.
Fired workers are shooting each other at the post office.
İrlandalı işçiler çalıştıran bir adam var, aklıma geldi.
It's just occurred to me, I know a bloke who employs Irish labor.
- Yeni kitabın göçmen işçiler üzerine mi olacak?
Um, so the next one is on migrant workers?
- Aile? Hayır, bunlar umumi işçiler.
I'm Rygel the 16th, Dominar to over six hundred billion people.
Tüm bu işçiler, güzel arabalar.
All these employees, beautiful cars.
Hayır, bunlar umumi işçiler.
No, these are common labourers.
Merak etmeyin Bay Sidarsky, çocuk işçiler için gelmedik.
Don't worry, Mr. Sidarsky, we're not here on child labor violations.
Kıyafet fabrikası hep yeni işçiler arıyor.
The dress factory is always looking for new workers.
Hayır, iki kişi, ve ayrıca işçiler vardı.
No, they were two guys on a crew of, you know, laborers.
Enginar ve göçmen işçiler. İyi gözüküyor.
Artichokes and migrant workers.
Orada işkence gören insanlar, öğrenciler, işçiler, köylüler emirlere itaat etmiyorlar.
But those men, and those that are tortured here, students, workers, farmers, they don't obey.
Kaz, İşçiler gidebilir.
Goose, the labourers can go.
İşçiler bıraktı.
No money, no machine!
İşçiler.
Workers.
İşçiler üretim araçlarını kontrol ediyor.
It's the workers who control the means of production.
İşçiler neden köprüler yapmayı bırakıp savaş gemileri, silahlar ve cephane... yapmaya başladıklarını bilmek istiyorlar.
The workers need to know why they should stop building bridges... and start building ships, guns and weapons.
İşçiler Doğu Berlin sokaklarına döküldü.
Workers took to the streets of East Berlin.
İşçiler ona "Altın Kuş" diye hitap ediyorlardı ve Carter'a, ona iyi şans getirdiğini söylüyorlardı.
The workmen called it "The Golden Bird" and told Carter it would bring him good luck.
İşçiler Şoklu giyinmiş diyebilirsiniz.
You might say workers are dressed for "shockcess."
İşçiler hoşlanmadıkları bir şeye... hoçakal derler.
If a worker doesn't like something, he leaves without saying good-bye.
İşçiler kavga edeceklerine birlikte çalışıyorlar.
Workers who now cooperate with each other instead of compete.