Japon Çeviri İngilizce
5,848 parallel translation
Travis tırnağını kırdığında japon yapıştırıcısı kullandın ve ayak parmakları birbirine yapışıp kaldı.
When Travis lost a toenail, you super glued it back to his foot and stuck all of his toes together.
Sekiz gibi, Japon yemeği.
Nobu, eightish?
Allahım, Kieren, japon balığı olarak dönsen yine seni bütün kalbimle severim.
My God, Kieren, I'd love you with all my heart if you came back as a... goldfish!
"Zehirli Japon Balon Balığı" ndan yapılan bir detoks.
A new injectable derived from the deadly japanese blowfish?
Bayanlar ve baylar, Japon Havayolları 320 sefer sayılı uçuş için... yolcu alımı başlamıştır.
Ladies and gentlemen we would lik e to begin boarding Japan Airlines Flight 3 20.
Sokağın başında harika Japon - füzyon yemeği yapan bir yer var.
There's this great Japanese fusion place right up the street.
Bu bir "haiku" ( Geleneksel Japon edebiyatı )
It's a "haiku" ( traditional Japanese poetry )
Ama bir tanesinde uzaylı DNA'sı izi vardı. İplikleri insan DNA'sıyla birbirine geçiyor. Kuzeybatı yağmur ormanlarındaki japon sarmaşığı gibi.
But one showed signs of alien DNA, the strands intertwining with human DNA like kudzu in a Northwestern rainforest.
Jason, bara insanoğlunca bilinen en eski Japon viskisini eklettiğimi bilmekten memnun olursun diye düşünüyorum.
Jason, you'll be pleased to know that I had the bar stocked with the oldest Japanese whiskey known to mankind.
Bir süre Koko'yla takılmıştın. Japon dansçı.
And you hooked up with Koko for a while.
Hayır, hayır! Güney yönüne olmaz sonra Japon balıkları çok ısınır.
No, no, not south-facing, the goldfish will overheat.
Japon balığı! Japon balığını kazan!
Goldfish, win your goldfish.
Turuncu Japon balığı.
An orange goldfish.
karnavala gittim, bu japon balığını kazandım.
Went to the carnival, won that goldfish.
Japon balığı istemiyordum, ama çıktığım kişi onu uygun bir yere koymamı söyledi, Buda demek oluyor ki plastik poşetten başka onu koyacak daha iyi bir yer yoktu.
I didn't even want the goldfish, but my date insisted I give it a proper home, which meant something nicer than the plastic bag that it came in.
Küçük balıklar büyük balıklar tarafından yenilmeye meyilli olurlar, bu yüzden... ve sen de anladığım kadarıyla japon balığısın?
Small fish tend to be eaten by the bigger ones, so... And you're the goldfish, I take it?
Japon balığı Deeks, hayır.
Goldfish Deeks, no.
O japon balığı, bana ait olduğunu düşünmüyorum.
It's a goldfish, and I just... I don't think it's me.
Japon turpu?
Daikon?
Cam, Japon balıkları geriye doğru mu yüzer böyle?
Hey, Cam, are fish of gold supposed to swim backwards like that?
Japon meteoroloji enstitüsü, yağmur sezonunun bu sabah Kyushu'da başladığını bildirdi. Mevsim normallerinden beş gün daha erken başladı.
This morning, the JMA has declared the start of the rainy season in Kyushu, five days earlier than average.
"Japon Bahçeleri" burası, değil mi?
This is the Japanese gardens, right?
Endonezyalı mı? Millet onu Japon zanneder,..
Then you think of Japan, and China, and business.
"Wipeout" var, "Jackass" var, ve bir de en yakın arkadaşının kedisini köpeklerle dolu bir odada sırtında taşıdığın bir Japon programı var.
We have "Wipeout," "Jackass," and a Japanese game show where you carry your best friend's cat through a room full of dogs.
Nesin sen, Japon ergeni mi?
What are you, a Japanese teenager?
Labradoodle cinsi bir köpek bir Japon balığına beşlik çakıyor.
It's a labradoodle high-fiving a koi fish.
Hayır, Japon işgalinden önce almıştım, bir gün iyi bir hediye olabileceğini düşünmüştüm, öyle de oldu.
No, I, um... I bought it before the Japanese invaded, and I thought it might make a good present one day, and indeed it has.
-... Japon yapıştırıcısına boğdum.
I poured super glue all over your girlfriend's computer keyboard.
Japon, Müslüman, Yahudi bu garip ülkelerden hiçbirine.
Japanese, Muslim, Jewish, none of those weird countries.
Japon balığı yutma kısmına kadar her şeyi yapmıştım.
I made it all the way to when I had to swallow the goldfish.
Kuzeybatıdan gelip Alaska'ya doğru geçen 747 bir Japon yolcu uçağı gelmekteydi.
A Japanese airline 747 was coming from the northwest, going across the Alaskan territory.
Oh, bizde sadece Japon balçık şekeri var... ve, um, Bulgar buğday köftesi.
Oh, we only have Japanese slime candy and, um, Bulgarian wheat balls.
Sosisli yeme rekorunu kıran o Japon herife ne dersiniz?
How about asking that Japanese guy who set the world record for eating hot dogs?
Japon bir kızı becerdim!
I fucked a Japanese girl!
Viggo'da Japon kız?
A Japanese girl in Viggo's?
Japon balığı.
Goldfish.
Japon balıklarının?
Goldfish?
Japon şakayıklarının törene yetişmeyeceğini öğrendiğimde geçirdiğim sinir krizini de hatırlamaz umarım.
I hope to God she won't remember the temper tantrum I threw when I found out the Japanese peonies would not arrive in time for the ceremony.
Japon kültürünü ne kadar çok sevsem de hayatımın geri kalanını tekrar "Chiizu" kelimesini duymadan geçirebilirim.
As fond as I am of the Japanese culture, I could go the rest of my life without hearing "Chiizu" again.
Yani Japon pornosu.
Meaning that's tentacle porn.
"İki tane Japon Pornosu"
"The Re-Tentacling."
Japon yapıştırıcımı kullanabilirsin.
You can share my Krazy Glue.
Ver şu Japon yapıştırıcıyı bana, Carley.
Give me the damn Krazy Glue, Carley.
Ve Dwight Japon iş usullerini burada hayata geçirdi, gerekçesini de bize Japonca açıkladı.
And Dwight is imitating Japanese business practices for reasons he explained to us in Japanese.
Japon.
It's a Japanese person.
Japon da değil ya gerçi.
Well, it's not a Japanese person.
Japon rolünü oynayan bir İngiliz.
It's an English person playing a Japanese person.
Hayır durdum birkaç Japon turist fotoğraf çektiler.
Oh, I mean, I stopped, you know, let a few Japanese tourists take some pictures.
Japon mu?
is it Japanese?
Bu kira kontratının hiçbir yerinde japon balığı beslenemez yazmıyor!
Nowhere on this lease does it say your tenant cannot have a pet goldfish!
Japon balığı hakkında konuşuyorlar.
They're talking about goldfish.