Jax Çeviri İngilizce
1,279 parallel translation
Ama Jax'in zaten oğlu kayıp.
But Jax's son is already missing.
Sorun Salazar. Jax'in sevgilisini ve bir iş arkadaşını kaçırdı.
Salazar, man... he's kidnapped Jax's old lady and a woman she works with.
Jax Teller'la konuştuğunu biliyorum.
I know you've been talking to Jax Teller.
Bana Jimmy O'Phelan'ı teslim etmesi karşılığında Jax Teller'la bir anlaşma yaptım.
I made a deal with Jax Teller to deliver Jimmy O'Phelan.
Jax Teller biliyor mu?
Does Jax Teller know?
Jax'in Jimmy'e odaklanması gerekiyor.
You know what, I need Jax to focus on Jimmy O.
Jax.
Jax.
Jax Teller ile görüştüğünü biliyorum.
I know you've been talking to Jax Teller.
Jax Teller'ın sevgilisisin, değil mi?
You're Jax Teller's girl, right?
Tamam, duygusal manada bozguna uğradığını biliyorum, Jax bunun için üzgünüm de ama burada ikimiz de kazığın ucundayız.
Yeah, I know that you're taking a bit of an emotional beating here, Jax, and I'm sorry about that, but you and I have a lot at stake here.
Jax'in başı dertte.
Jax is in trouble.
- Jax ile ne işler çeviriyorsunuz?
- What are you doing with Jax?
Jax, onlar ne yaptığını bilir.
Jax, they know what they're doing.
Jax'i yolluyorlar.
They're sending in Jax.
Jax ve Piney, evet dediler.
Jax and Piney's proxies, yea.
Bak, başladığımız işi bitirmemiz gerekiyor, Jax.
Look, you and I need to finish what we started here, Jax.
Jax'in sana ne verdiğini gördüm.
I saw what Jax has given you.
Jax kulübüne yalan söylüyor.
Jax is lying to his club.
Jax'e, John'a baktığımız şekilde bakamayız.
We can't look at Jax in the same light as John.
Jax, sana çok mühim bir şey gösterebilir miyim?
Jax, can I show you something real important?
Neler oluyor, Jax?
What's going on, Jax?
Jax, bak!
Jax, look!
Jax, bunu okumanı, sonra da yakmanı istedi.
Jax wanted you to read this, then burn it.
Jax'in evinde.
She's at Jax's.
- Jax'in ön ödemeli telefonlarının birinden.
- Using one of Jax's prepays.
Jax, Abel... Onları sakın elinden bırakma.
Jax, Abel... don't let go of them.
Üzgünüm, Jax.
Sorry, Jax.
Jax, Jax, Jax!
Jax, Jax, Jax!
Jax ne durumda?
How's, uh, Jax holding up?
Jax bana ödemek zorunda değil.
Jax doesn't have to pay me.
Jax bunu bilmemeli.
Jax can't know about this.
Jax'in öğrenmesini istemiyorsan, icabına bakmalıyız.
You don't want Jax to find out about this, we gotta handle it.
Jax, Clay... Bunu görmelisiniz.
Jax, Clay, you got to see this.
Bebeği Jax Teller'a teslim ettiğimde, bu iş bitecek.
When I return the baby to Jax Teller, it's finished.
Jax, ben Liam O'Neill.
Jax, Liam O'Neill.
"Jax'e bundan bahsedemeyiz" e ne oldu?
What happened to, "Oh, we can't tell Jax about anything"?
O kilise saldırısı yüzünden Jax uzaklara giderse, benim yerimi de Tanrı bilir ya birisinin Abel'a bakması gerekir.
If Jax goes away for that church assault, and I'm God knows where someone has to take care of Abel.
Jax nerede?
Where's Jax?
Jax, Belfast'e gidiyor. Her şey ortaya dökülecek.
Jax goes to Belfast, stones get unturned.
Jax'in söylediği gibi oldu.
It's what Jax said.
Jax'tendir diye düşünüyorum.
I'm assuming it's Jax's.
Cammy'nin, Jax Teller'ın oğlunu kaçırdığını biliyoruz.
You know, we know Cammy took Jax Teller's boy.
Aman Tanrım, Jax!
Jesus Christ, Jax!
Başka bir yol gözükmüyor, Jax.
I don't see any other way, Jax.
Adamlar tıp çalışanı, Jax.
They're medical professionals, Jax.
Jax, hemen koridorun sonunda.
Jax is right down the hall.
Bu da Jax.
This is Jax.
Jax Teller ve doktor sevgilisini Kellerman kliniğinde gördüm.
Saw Jax Teller and his doctor girlfriend at the Kellerman clinic.
Jax, Vancouver'da olduğunu söyledi diye hatırlıyorum.
I thought Jax said he was in Vancouver.
Jax'in başka bir bebek için hazır olduğunu sanmıyorum.
I don't think Jax's ready for another baby.
Jax, yapma!
Jax, no!