English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İngilizce / [ J ] / Jelatin

Jelatin Çeviri İngilizce

87 parallel translation
Jelatin de sıkışmış.
The cellophane gets stuck in there too.
Onlarda mı? Patlayıcı jelatin.
Well, them, that's blasting gelatin, miss.
Jelatin ve pastırmadan yapılmış.
Built on gelatine and bacon.
Jelatin ilave etmek.
Adding gelatin.
İçine jelatin koyuyorum.
I put gelatin in.
O jelatin dökmüş.
He poured gelatin.
O 40. içine jelatin dökmüş.
He poured gelatin into 40.
- Çiğ yumurta, jelatin, otlar.
- A raw egg, gelatin, herbs.
# Jell-O marka jelatin #
# Jell-O brand gelatin #
Rudy Vallee, Kraliyet Jelatin Saati için dikkatinizi buraya vermenizi istiyor.
Rudy Vallee requests your attention for the Royal Gelatin Hour.
İlk önce Moskovalılar vardı, daha sonra Bavreyalılar dövülmüş kremalar, parfeler, soğuk sufleler, bombalar Amerikalılar şerbetten yapılmış kremalarıyla gelip ki bazen içine mısır unu ve jelatin eklenirdi, dondurmayı icat edene kadar.
Then there were the "muscovites", calledbavarois then, mousses, parfaits, coldsoufflés, bombes... Until the Americans came with sorbets made of cream, sometimes with corn flour and gelatin added, and invented ice-cream and today it's popular everywhere.
Kuru jelatin negatif yeni bulunmuştu ve fotoğrafçılara daha önce mümkün olmayan alanlarda bile çalışma imkanı veriyordu.
The dry gelatin negative had just been invented and this enabled photographers to work in previously inaccessible places
Jelatin gibi bir şeydi.
Anyway, it's like clingfilm.
- Jelatin mi?
- Clingfilm?
Odo, rahatsızlık yaşamadığı sürece bu değişken son derece rahat olacak ve jelatin halinde kalacaktır.
Odo, without discomfort the changeling will be perfectly comfortable to remain in its gelatinous state.
Jelatin bir hidrojen difioksit.
It's a gelatinous hydrogen diphyoxide.
Kaos Projesi'nin Patlatıcı Ekibi bir düzine binanın taşıyıcı kolonlarına jelatin patlayıcı döşedi.
The Demolitions Committee of Project Mayhem wrapped the foundation columns of a dozen buildings with blasting gelatin.
Jelatin bir tarayıcı plaka parmak izini alıyor.
A gelatin scanning plate takes exact fingerprints.
- Evet, jelatin standından önce.
- Yeah, before the gelato stand.
Şeker, mısır şurubu ve jelatin
Sugar corn quacks.
Jelatin film ve gazlı tampon.
Okay, gel foam, Penrose.
İnsan dokusunu temsil eden jelatin bloğu üzerinde yaptığım saplanma derinliği testine göre atış 890 metreden yapılmış.
Based on the penetration test - - I used a gelatin block to reconstruct the human tissue - - the shooter was 975 yards away.
Jelatin de atların paçasından çıkar.
gelatin comes from horses'hooves.
Bu yumuşak, jelatin inek gözlerden bak ve düşmanını gör.
Look through the soft gelatin of these dull cow eyes and see your enemy.
Birkaç turuncu jelatin istiyorum.
I'm gonna need a couple of orange gels, please, mate.
Tüfeğin gerilme gücü az olduğu için zıpkın, jelatin bloğuna saplanmadı.
It's this speargun that lacks tension. It doesn't have enough to make it through the gel block.
Epey tepiyormuş. Ama jelatin bloğuma bir bak.
That gun had a little bit of a kick to it.
Jelatin tam olarak nedir?
What exactly is aspic?
Renkli jelatin önerisinin onun durumuma sempati göstermesi işareti olduğunu düşünüyorum.
I believe his offer of coloured gelatin was his attempt to sympathise.
Dikilmiş bakire, jelatin bir kapsülü kan ile doldurur. Cinsel birleşmeden önce rahmine yerleştirir.
The restored virgin fills a gelatin capsule with blood and inserts it into her vagina just before intercourse.
Üzülmeyin, Mel'in jambonlarında genel olarak... jelatin ve yağ benzeri bir madde vardır.
Not to worry because Mel's hams are generally just filled... with a gelatin and a fat-like substance.
Ve orada, yemin ederim ki, Cora, orada kocaman, kara jelatin gibi,
And there, I swear, Cora. There's this big, black, gelatinous... something.
- Bu yüden sigortaları değiştirip, Jip'i güç kaynağına bağladık, ayrıca bu jelatin adama da ampermetre bağladık.
So we replaced the fuses, we connected the Jeep to a power source, and we hooked up Gelatin Man here to a hand meter.
Adipik asit, disodyum fosfat, Sodyum Sitrat, Fumarik asit, 5 numara sarı gıda boyası, 1 numara mavi, BHA, epey bir jelatin, ve de şeker.
Adipic acid, disodium phosphate, sodium citrate, fumaric acid, yellow # 5, blue # 1, bha, a whole lot of gelatin, and sugar.
Jelatin, Sturmbannführer'im.
It's the Copper plate, Sir.
"... jelatin. " Jelatin mi? Süper.
Swell.
Jelatin sünger kullanmaya ne dersin?
What about using a gelatin sponge?
Sihirli jelatin dökülmüş
A drum of magic gelatine
Jelibon, adına jelatin denen kıvamlı bir maddeden yapılır.
Every gumdrop is made of a succulent substance called gelatin.
Jelatin, sadece hasta atların derisinden, kemiklerinden toynaklarından elde edilir.
Gelatin comes from the skin, bones and hooves of only the sickest horses.
Kimse jelatin ambalajdan şüphelenmiyor.
Nobody questions shrink wrap.
Jelatin paketi icat eden adama dava açacağım.
I'm suing the guy that invented shrink wrap.
İnsan kıvranır, derisi koyulaşır, transparan jelatin gibi uzaklaşan yeşil sis....
The man wriggles. His flesh turns to viscid, transparent jelly... that drips away in green mist "...
Jelatin keçeli ve dünya barışı için tanıtılıyor.
It has a gel insole and promotes world peace.
Jelatin pasta.
It's a gelatin cake.
"Jelatin" gibi söyleniyor.
My name is jairo, like "gyrate."
Jelatin patlatma taş ocaklarında kullanılırdı.
Blasting gelatin used in quarries for mining.
Şu paketin üzerindeki... jelatin kaplamayı görüyor musun?
See this... plastic cover?
Ama jelatin kaplama yoksa yağmurla ıslanan sigarayı çakmakla bile yakamazsın.
You know something... if there's no cover and it rains... the cigarette won't even light up.
- Renkli jelatin.
Coloured gelatine.
200 ton jelatin dinamiti yerleştirdim.
Well, I'm ready for you.

© 2017 - 2024 Translate.vc | translate.vc.com@gmail.com