English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İngilizce / [ J ] / Judgemental

Judgemental Çeviri İngilizce

55 parallel translation
İhtiyacı olan son şey, geçmişini yüzüne vurarak onu yargılayan senin gibi bir gerzek.
The last thing he needs is a judgemental asshole like you throwing his past up in his face.
- Ben mi yargılıyorum?
- Mel'm judgemental?
Oldukça cana yakın. Ama babam çok önyargılı.
- Dad's so judgemental.
İnsanlar konusunda bu kadar peşin hükümlü olmayacaktık.
About trying to be less judgemental of people? ...
Evet, tabii "hastalıklı" lafı biraz yargı da içeriyor.
Perhaps sick is a tad judgemental.
Sen ne kadar habis, yargılayıcı, koca ağızlı bir sürtüksün?
What kind of vicious, judgemental, name-calling, machete-mouthed bitch are you?
Destekleyici olmalıyız yargılayıcı değil.
We should be saportive, not judgemental.
Ben de herhangi bir yargıda bulunmayı reddeden Sally'i buldum.
So I found Sally, who refuses to be judgemental about it.
Bu akşam Bayan yargıç olup çıktık. Benimle böyle konuşmana nasıl izin verdim ki?
Oooh, we are being Missis Judgemental this evening.
Sizlerle her zaman gurur duydum çocuklar, ve ben sarhoş bir yargılayıcı ahmak olarak tasvir edilmeyeceğim.
I was always proud of you boys, and I will not be portrayed as some drunken, judgemental jackass.
İlk defa, o her şeye kusur bulan adam yüzünden keyfim kaçmayacak.
For once my performance won't be inhibited by that judgemental nitpicker.
Bu çok olgunca... Destekleyici olmalıyız yargılayıcı değil.
We should be saportive, not judgemental.
Beni yargılamadı veya olanları önemsemiyor gibi gözükmedi.
He wasn't in the slightest bit judgemental about me or what I'd done,
Onunla birlikte alırsam, herkes gibi onu yargılamadığımı ya da kınamadığımı anlar diye düşündüm.
I thought that if i did it with him, He would know that i'm not being judgemental Or... or... or disapproving, like everyone else.
- Merak etme, tatlım, sadece şakaydı. Otel işindeysen, insanlar hakkında tahminler yürütmeye başlıyorsun.
- Don't worry, love, only joshing, lt doesn't pay to be too judgemental in the hotel trade,
Bunu katı, kaba yada... acımasızca görebilirsin.
You can come off as brusque or judgemental or just as a big pain in the ass.
Ne kadar yargıçsal.
He's so judgemental.
Ne zaman böyle bağnaz, kibirli, peşin hükümlü bir pisliğe dönüştün?
When did you become this pious, sanctimonious, judgemental twit?
Ayrıca senin varlığın davamda aleyhime sonuç doğuracaktır.
Actually, you don't, and your presence could prove judgemental to my case.
Bana yargılayıcı ya da suçlayıcı şekilde, nasıI istersen bak ama dalga geçmiyorum.
You can look at me with those judgemental, incriminating eyes all you want, but I bullshit you not.
Bu kasabadakiler milleti yargılamaya bayılır.
It's a judgemental town, this.
Bu sana yakışmıyor, böyle hüküm vermek.
It's not like you to be so judgemental.
Neden hep yargılandığımı anlamıyorum.
I don't understand hy everybody's so judgemental.
Annemin neden beni yargıladığını anlıyorum.
I understand hy Mom's judgemental.
Tabii senin çocuğun yanında bu yüzden karşındakini yargılayabiliyorsun.
Of course, you have your child, so you can afford to be judgemental.
Ben yargılamıyorum, ama açıkçası, senin hakkında endişeliyim...
I'm not being judgemental, but frankly, I'm worried about you,
Tarafsız birine göstermeyi düşünürsen...
If you'd ever like to show them to somebody who's non-judgemental,
Günün 24 saati, yargılayıcı olmadığın için teşekkürler.
Thank you for not being judgemental 24 hours a day.
anlamış mıyım bakalım, bu çocuklar acımasız ve yargılayacı ilk etkiyi bırakma zamanı millet, ve bu size bağlı, iyi iş çıkarın.
Let me assure you, these guys are ruthless and judgemental
Kalıplaşmış eleştirel kibir.
An inflexible judgemental arrogance.
Cidden çok yargılayıcı olabiliyorsun, hatırlıyorum da Frankie ile beraberken sen de bir kıza bulaşmıştın
You know you can be really judgemental sometimes. I seem to remember you did the dirty on a girlfriend when you got together with Frankie.
Bana güvenmediğin ve basit bir yemekte bile şu eski kafalı önyargılarından vazgeçemediğin için hayal kırıklığına uğradım.
I'm just disappointed that you don't trust me, and that you can't put aside all your petty judgemental bullshit for the duration of one simple dinner.
Bu kadar yargılayıcı olma, Karen.
Don't be so fuckin'judgemental, Karen.
Sefil, ön yargılı bir şerefsizin tekiydi.
Guy was a miserable, judgemental prick.
yargılıyorsun...
judgemental...
Çok fazla yargılıyorsun... mental?
Yöu're so judgemental... mental?
Radha... özür dilerim Radha... bir sorum var... içeride film izliyordum... adam kadında sürekli'judgemental'diyor
Radha... sorry Radha... I had a doubt... I was watching this film... this man keeps calling this woman'judgemental'.
'judgemental'ne demek?
What does'judgemental'mean?
Judgemental'ın anlamı
'Judgemental'means...
sen özgür düşünen bir kadınsın ve ben buna... yargılama'judgemental'derim!
yöu're a free thinking woman then I would be called... 'judgemental'!
'judgemental'...
Judgemental...
Aile... aile asla... asla yargılayıcı olmamalı!
Family... family can never be... never be judgemental!
Bütün değer yargısı değişti, modayla ve her şeyle alakalı. İkimizin de sevdiği şeylerdi.
She got all judgemental about fashion and stuff, which we both really liked.
Büyük bir evde ve caddede yaşamayı, her odasında taze çiçekleri olmasını bekleyen peşin hükümlü kaltağın tekiyim.
I'm a judgemental bitch, who expects to live in the biggest house in the street and have fresh flowers in every room.
Ön yargılı... katı ve...
Thank you. Judgemental, he's rigid and.
Dediklerimi düşündüm de. Fazla ön yargılıydım galiba.
I've been rethinking what I said earlier, and I fear I was being too judgemental.
O, oldukça sabir fikirli ve eleştirisel bir bayan.
She's very, opinionated and judgemental.
Onun göz kırpmasında ve yargılayıcı bakışlarında bir göz dağı var. - Saçmalama.
I'm just intimidated by her blank, judgemental face.
- Değilim. Bu gece yargılamadan seks yapacağım.
Tonight, I'm going to have non-judgemental sex.
- Çünkü ön yargılısın. - Sen de temizlik hastasısın.
You're too judgemental.
İkimizin de sevdiği şeylerdi.
She got all judgemental about fashion and stuff, which we both really liked.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]