English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İngilizce / [ J ] / Julianne

Julianne Çeviri İngilizce

300 parallel translation
Julianne!
Juliane.
- Julianne, sen başla.
- Juliane, you begin.
Çalmalısın, Julianne.
You should, Juliane.
Ben Julianne.
I'm Juliane.
Julianne.
Julienne.
Evet Julianne!
Yes, Juliano!
Julianne, ölümünden 60 yıl geçti!
Juliano, it has been 60 years since you passed away.
Michael ile tanıştığımdan beri tek duyduğum Julianne şöyle Julianne böyle.
Since I've met Michael, all I've heard is Julianne this and Julianne that.
- Ben Julianne.
- I'm Julianne.
- Bu Michael'in julianne'si mi?
- Is this Michael's Julianne?
Julianne, Hank and Eric Sports dergisinden.
Julianne, Hank and Eric from Sport magazine.
Julianne.
Julianne.
Oh. Julianne. Bunu bana nasıl yaparsın?
How can you do this to me?
Julianne'nin nişanlısı.
Julianne's fiancé.
- Sen ve Julianne nasıl tanıştınız?
- How did you and Julianne meet?
Julianne ile ilk tanışmam bir akıl hastanesinde oldu.
I first met Julianne in a mental institution.
Julianne, kötü bir röportaj yaparak çıldırttığı bir fransız aşçısını ziyaret ediyordu.
Julianne was visiting some French chef she'd sent insane with a bad review.
Şimdi de şeref Nedimesi sevgili Julianne'yi dinleyelim.
Now let's hear from the maid of honor, the lovely Julianne.
Ne oldu gerçekten orda Julianne?
What really happened, Juliane?
Isaiah hasta mıydı Julianne?
Was Isaiah sick, Juliane?
Adı Julianne.
It's Julianne.
Julianne Moore'la Morocco'dan daha yeni geldim. Ve yanımızda si * * * Deepak Chopra vardı.
I just got back from Morocco with Julianne Moore and Deepak * * * Chopra.
- Julianne, biraz şarap getir.
Julianne, some sherry.
Ve sen Julianne, bu adamı ömrünün sonuna kadar iyi günde, kötü günde, zenginlikte, yoksullukta...
And do you, Julianne, take this man to be your lawful husband, to have and to hold from this day forward, for better, for worse, for richer, for poorer, in sickness and health,
Öncelikle, Julianne'in annesi Kate'e ve kocası Charlie'ye bu güzel tören için teşekkür ederim.
First of all, thank you to Julianne's mother Kate and her husband Charlie for throwing this great party. And I'd like to thank my dad, and I'd like to thank my dad, who couldn't be here...
Ve kamyonetime de arızalandığı için teşekkür ederim. Otobüse binip, Julianne'le tanışmamı sağlamıştı.
For not working most of the time and making me take the bus that night that I met Julianne.
- O zaman neden buraya gelmek istedin?
Julianne, why would you let me bring you here?
Bir saatlik yol, Julianne.
That's over an hour away, Julianne.
Genelde küçük hayvanlar hemen ölür.
You know, most of the time, you know, most of the time, the smaller animals don't even survive the impact. Julianne?
Julianne, bizim hayatımız bu.
Julianne, this is our lives together. Julianne, this is our lives together.
Bence şimdi yola koyulsak akşama eve varmış oluruz.Bence sen...
So I figure, if we leave now, we could probably- - Julianne. And I don't really think we're gonna hit the- -
- Gitmiyoruz dedim!
Julianne, we're not leaving! What is your problem? !
Peki, ne yapsaydım, Julianne?
What the fuck was I supposed to do, Julianne?
- Ne olduğunu söyleyeyim!
I'll tell you what's going on, Julianne.
Biliyorum.Ama, niye bu kadar dert ediyorsun, anlamıyorum.Ne olabilir ki?
Yes, Julianne, I know what the pill is, but I don't know why you're makin'such a big deal out of it. What's the worst that's gonna happen?
Ama, sana kalsaydı, şimdi evde oturmuş her lanet gün, hep aynı boku yapıyor olurduk. Annene kalsaydı, benimle değil, Anthony'le evlenmiş olurdun.
Julianne, we'd be at home right now, doing the same shit that we do every goddamn day, and if we followed your mother's plans, you'd probably be a veterinarian right now and we wouldn't even be married,
Sen güzel bir kızsın, Julianne.Milletin içinde fark edilir bir tiptesin.Seni fark etmek suç olamaz.
You're a pretty girl, Julianne. You stick out in a crowd. It's not a crime to notice you.
Bak, özür dilerim.Seni adada yalnız bırakmak istemedim.Bunu sevmezsin, biliyorum.
I'm very sorry, Julianne. I didn't mean to leave you on the island alone. I know how much you hate to be alone.
- Senin kendine hiç mi güvenin yok?
You are so insecure. You better shut up, Julianne.
- Kapa çeneni.
Shut up, Julianne.
Senden daha iyi olur!
Better shut- - Better than you. Julianne!
Tüm bunlardan kaçmak isteyen sendin, Julianne!
You said you wanted to escape all that.
Bebeğim, özür dilerim. Sana kötü davrandım.Bir daha olmayacak.
Julianne, baby, I'm sorry I got mad at you, and it won't happen again.
Julianne, beni duyuyor musun?
Julianne, can you hear me?
Selam Julianne.
Hi, Julienne.
Julianne!
Juliano!
Özür dilerim.
I'm sorry, Julianne.
Etrafına bir bak, Julianne.
I--i mean, look around you, Julianne.
- Nasıl yani?
What do you mean no? I mean no, Julianne.
Artık evliyiz, Julianne.
Well, we're married now, Julianne.
Julianne, birazdan güneş batacak.
Julianne, the sun's gonna set soon. Julianne, the sun's gonna set soon.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]