Jüri Çeviri İngilizce
5,483 parallel translation
Jüri sanığı suçlu buluyor.
Jury finds the defendant guilty.
Zamanımız kısıtlı olduğu için jüri kararı kısmını atlıyoruz. Kararı açıklıyoruz.
Since we appear to be out of time, we'll have to forego the jury verdict and issue a summary judgment.
Jüri dört saatte onu suçlu buldu.
It only took the jury four hours to find him guilty.
Hiçbir jüri, bir canavarın serbest kalmasından sorumlu olmak istemez.
No juror wants to be responsible for letting a monster go free.
- Jüri ekibini bozar.
It taints the jury pool.
Mesele jüri seçimi ve "Jürinin değerli bay ve bayanları" demeden önce bitmiş olacak.
It's about jury selection and, uh, it's gonna be over before you can say, "Ladies and gentlemen of the jury."
Jüri sorgulaması çok önemlidir, çünkü mahkemenin ve avukatların böyle özel bir davada jüri üyelerinin her birinin uygun olup olmadığını tespit etmeyi sağlar.
The voir dire process is a very important one, because it enables the court and the lawyers to determine whether or not each of you would be appropriate jurors for this particular case.
Bu duruşma jüri sorgulamasında biter.
This trial is over in voir dire.
Yani yalnızca müvekkilimize adil olan jüri üyeleri hakkında mı endişelisiniz?
Oh, so you're worried about jurors being fair to our client?
Sayın Yargıç, Bay Rizzardi'nin oturmasına bir itirazımız yok,... kendisi çok iyi bir jüri üyesi olacak gibi görünüyor.
Your Honor, we have no objections to seating Mr. Rizzardi... he seems like he'd make a great juror.
Sayın Yargıç, jüri üyesini reddetme hakkımızı kullanmak istiyoruz.
Your Honor, we'd like to exercise one of our peremptory challenges.
Sayın Yargıç, özür dilerim, ama Bay Canning'in bir tanesi yani çoktan koltuğu almış jüri üyelerinden birisi, benim müvekkilimin en son yaptığı...
Your Honor, my apologies, but I believe that one of Mr. Canning's... I mean, one of the jurors that's already been seated may have been biased
Bu jüri üyeleri hakkında çoktan fikir birliğine vardık.
We've already agreed on each one of these jurors.
Evet, Sayın Yagıç, ama eğer basında bir açıklama yapıldıysa, bu onları adil ve tarafsız olmaktan aciz duruma getirir, tıpkı Bay Canning'in dediği gibi : biz adil bir jüri istiyoruz.
Yes, Your Honor, but if a statement has been made in the press, that would render one of them incapable of being fair and unbiased, well, it's like we all want a fair jury.
Jüri üyelerini kaybediyoruz.
We're losing jury members.
Sayın Yargıç, bu jüri ile sorunumuz yok.
Your Honor, we're fine with this juror.
Bayan Bouchard, jüri listesine kabul edildiniz.
Ms. Bouchard, you are empanelled.
- Jüri üyesi 7.
Juror number seven.
Endişelenmeniz gereken jüri üyesi o değil, Bay Canning.
That's not the juror you should worry about, Mr. Canning.
5 numaralı jüri üyesi Joanne Honig.
It's juror number five, Joanne Honig.
Bunun yanında, hiçbirimiz bu jüri üyelerinin ne yapacağından emin değiliz, öyle değil mi?
And besides, none of us knows for sure what any of these jurors are gonna do anyway, do we?
- Jüri karara vardı.
Jury just came back.
Bütün suç mahali fotoğraflarını açığa çıkarmayın yoksa jüri üyeleri duyarsız olur.
Don't reveal all your crime scene photos at once, or the jury will become immune.
- Umarım bir jüri bunun haklı olduğuna karar verir.
Hopefully a jury will decide if it was justified. Hopefully.
Az önce... jüri, David Clarke'ı terör ve sabotajdan suçlu buldukalarını bildirdi.
Moments ago, a jury found terrorist conspirator David Clarke guilty on all counts.
O ve Rebecca Pine bir jüri önünde suçlanıp yargılanacak.
Big Jim? He and Rebecca Pine will be arraigned and tried in front of a jury.
Jüri söyledi diye OJ'yi suçlu bulmayan adamlardanım ben.
I'm the guy who goes around saying OJ's not guilty because a jury said so.
Ben jüri karşısına çıkmayacağım ama.
I'm not gonna get a jury.
Jüri görevinden kurtulmak için herhangi bir önerin var mı?
Any, uh, suggestions for getting out of jury duty?
- Jüri görevindeyim.
I'm at jury duty.
- Sana jüri görevi mi veriyorlar?
They put you on a jury?
Jüri üyesi 68. Siz çıkabilirsiniz.
Juror 68?
Jüri üyesi 72 siz de.
You are excused, also Juror 72...
Jüri Üyesi 499, lütfen adınızı belirtin.
Juror 499, please state your name.
Savunmanın bu jüri üyesine itirazı yok Sayın Yargıç.
The Defense has no objections to this juror, Your Honor.
Jüri Üyesi 503, adınızı belirtin.
Juror 503, please state your name.
Savunma, mülkiyet hakkı olan jüri üyesini reddetmeyi uygulamak istiyor.
Uh, the Defense would like to exercise its preemptory challenge.
Tamam, jüri üyesi çıkabilir.
Okay, the juror is excused.
Başka jüri görevi olmayacak.
No more jury duty.
- Başka jüri işi mi aldın?
Did you get on another jury?
Jüri görevi beni 6 : 30'a kadar bağlıyor.
Jury duty takes me till 6 : 30.
- Jüri, sanığa yemin ettirmeden ömür boyu hapis cezasına çarptırdı.
The jury opted for life without parole.
Jüri imzalayana kadar hiçbir şey bitmiş değil.
Nothing is final until the judge signs off on it.
Ne kadar saçma gelse de kara saçlı, kana susamış, yaşlanmak bilmeyen cadalozun teki, gerzek jüri üyelerinden en azından birinin içine kurt düşürdü mü iş biter.
As cockamamie as it may sound, a dark-haired, bloodthirsty, age-defying vixen creates a reasonable doubt that at least one idiot juror will buy into.
6 aylık teşebbüsten sonra YÖS Toplum Hizmeti katılımcısının dosyası bir jüri tarafından değerlendirilip...
After a period of six months on the enterprise, a PDS Give Back participant will have his or her case evaluated by a panel of...
Bölgedeki bir yarışmada benim yerime jüri üyeliği yapmanı istiyorum.
I need you to take my place as a judge for a competition on the reservation.
Diğer jüri üyeleri ile işi tatlıya bağlamak biraz zaman aldı.
Took me a while to smooth things over with the other judges.
Burada jüri değil yargıç var.
There is a judge but no jury.
Onlar bu işleri yaparken, jüri onların baskı altında sakin kalıp kalamayacağını görmek için sorular sorarlar.
The judges ask them difficult questions while they work to see if they stay calm under pressure.
Sayende, diğer jüri üyeleri Micheala'yı test yapmaya zorladı.
Thanks to you, the other judges forced micheala to take a test.
Adil bir karar verebilmek için bir jüri oluşturduk.
To ensure an equitable verdict... Right here.